Dünya nüfusu hızla yaşlanıyor

Dünya nüfusu hızla yaşlanıyor

T24 - Dünya nüfusu yaşlanıyor ve bu zannedilene kıyasla çok daha hızlı gerçekleşiyor. Şu an, dünya nüfusu 28 yaşın altında ve üstünde olanlar arasında ikiye ayrılmış durumda. 21’inci yüzyılın ortalarına geldiğimizde, bu rakam 40 olacak. Bu gidişle 2018 yılında bir ilk yaşanacak ve 65 yaşında olan insan sayısı, beş yaşındaki çocukların sayısını aşacak.

Ekonomide küreselleşme, nüfusun yaşlanmasıyla birlikte hızlanıyor. Aynı zamanda, dünya nüfusu da küreselleşmenin hız kazanmasıyla daha hızlı yaşlanıyor. Bu dinamikler, uluslararası rekabette ülkelerin zenginlik ve refahını önemli ölçüde etkiliyor. ABD ve diğer zengin ülkeler, yaşlanan nüfuslarını sağlık ihtiyaçlarını gidermek ve yoksulluktan uzak tutmak adına sahip oldukları ekonomik dengeyi kaybediyor.

Bu sürecin en iyi gözlemlendiği ülke olan Çin’de, artan ekonomik zenginlik 100 milyonlarca genci Pekin ve Şenzen gibi metropollere taşınmaya itti. Çin genelinde dev fabrikalar inşa etmeye başlayan şirketlerden Foxconn Technology, bugün 25 yaşın altında neredeyse 920 bin işçi çalıştırıyor. Ancak yaşlı işçiler, küreselleşen ekonominin dışında kalıyor: Kırsal kesimlerde kalıyor, şehirlerde ise genç insanların kalacağı apartmanlara yer açmak için evlerinden oluyorlar.

Ancak 2015 yılında Çin’in 65 yaş altı çalışma nüfusu erimeye başlayacak. 65 yaş üstü insan sayısının 300 milyon artacağı 2050 yılında ise Çin ABD’den daha yaşlı bir ulus haline gelecek.

Bu gidişatı tersine çevirebilmek için, Çin henüz nüfusu genç iken dünyanın üretim ve sermayesini kendisine çekmeye çalışıyor. Bunu da, ağırlıklı olarak genç işçilerini emekli maaşı ve sağlık sigortası kapsamı dışında bırakarak yapıyor. Kısaca, imtiyazlardan yoksun ve ödemeleri ihmal edilen bir işçi sınıfı oluşturuluyor. Üretimlerini Çin’e kaydıran veya Çin’den mal alan ülkeler ise bu ülkedeki dengeye uyum sağlamak için kendi topraklarındaki yaşlı çalışanlarından kurtulmayı tercih ediyor.

Toplumlardaki yaşlanma, sermayenin küresel alandaki akışını değiştiriyor. Yüksek maaşlı yaşlı çalışanlara sahip ülkeler, daha fazla getirisi olan genç ekonomilere yatırım yapıyor. Çin, genç iş gücü sayesinde düşük maliyetli ekosistemini muhafaza ediyor ve genç bir ekonomiden getiri elde etmek isteyen yabancı yatırımlardan fayda sağlıyor.

Yaşlılık nereden doğuyor?

Küreselleşmenin iki faktörü toplumların hızlı yaşlanmasında rol oynuyor. Bunlardan ilki, gelişen sağlık teknolojisi, tıbbi buluşlar ve okuryazarlığın yayılmasıyla ortalama yaşam süresinin neredeyse dünyanın her tarafında artması. Bir diğer önemli unsur ise, yaşlanan toplumların daha az çocuk yapması.

Küresel ekonomide etkin olmak isteyen gelişmekte olan ülkeler, küçük aileleri teşvik etmek için iki yöntem kullanıyor: Genç kadınlara sunulan eğitim ve iş olanakları artıyor; kentleşme yayılıyor. Şehirlere yerleşen kadınlar işleri için çocuk yapmayı erteliyor. Diğer yandan, çocuk yetiştirmek gittikçe daha pahalı bir hale geliyor.

Göçler, genç nüfusu toplumlardan sürerek yaşlılığı tetikliyor. Bugün İspanya nüfusunun yüzde 12’sini oluşturan göçmenlerin çoğunluğu Ekvador’dan geliyor. Ekvador, geride kalan yaşlı nüfusuyla çok az gelişim şansı bulabiliyor.

ABD nasıl etkileniyor?

Küreselleşme ve yaşlanan nüfusun etkisini hisseden ABD iş piyasası, 2001 ve 2007 yılları arasında Çin’e 2.3 milyon iş kaybetti. En çok kaybı, düşük yetenekli yaşlı işçilerin oluşturduğu üretim sektörü verdi. Yeni yetenekler elde etmekte zorlanan yaşlı nüfus zamanla daha zor iş bulabilir hale geliyor ve düşük ücrete razı oluyor.

Geçtiğimiz Aralık ayında ABD’de 55 yaş üstü ve işsiz olanların sayısı yüzde 331 arttı. 2007 ile 2010 yılları arasında iş aramayı kesen 55 yaş ve üstü kişilerin sayısı ise beş kat artış gösterdi. Diğer yandan ABD, diğer gelişmiş ülkelere kıyasla yaşlı nüfusuna esneklik gerektiren iş alternatiflerini daha başarıyla sunabiliyor.

Nüfus daha ne kadar artacak?Dünyanın yeniden gençleşme ihtimali, yakın gelecek için çok düşük bir olasılık. Şehirleşme daha da hızlanmasına kesin gözüyle bakılırken insanların kırsal alanlara ve daha büyük aile ortamlarına geri dönmesini gerektirecek şartların ortaya çıkması beklenmiyor.

Dünya yaşlandıkça, bu alışılmadık değişimin toplumlarımızı nasıl olumsuz etkileyebileceğini, ülkeleri zayıflatabileceğini ve yaşlı insanları toplum dışına itebileceğine dikkat etmemiz gerekiyor. Bugün sanki küresel güç elde etmek yaşlı insanları toplumda göz ardı etmeye bağlıymış gibi görülüyor.

Artan yaş ile büyüyen harcamalar ABD’de mali endişelere neden olurken, Avrupa’da emekli maaşlarını karşılamayan hükümetleri protesto etmek isteyen göstericiler sokaklara dökülüyor. Eğer yaşlanan toplumlarla ekonomik faktörlerin nasıl kesiştiğini anlarsak, yaşlı ve genç nüfustan o kadar yararlanabiliriz.