Dünya yazarı Alaattin Aktaş, Kur Korumalı Mevduat (KKM)'nin maliyetinin her faiz indiriminden sonra daha da arttığını belirtti.
Aktaş, yazısında şunlara yer verdi:
"Bir kere Hazine’nin hem yükü artıyor, hem geliri azalıyor.
Yük artışı kur korumalı mevduat yönüyle.
Politika faizi yüzde 14 düzeyindeyken KKM faiz tavanı yüzde 17 idi.
Politika faizi aşağı çekildikçe tavan faiz de geriledi ve son durumda yüzde 15’e indi. Perşembe günü politika faizi yüzde 11’e indirildiği takdirde KKM’nin tavan faizi de yüzde 14’e gerilemiş olacak.
Kur artış oranının faizden yüksek olması durumunda, ki hep öyle oldu, aradaki fark bütçeden ödendiği için Hazine’ye binecek yük artıyor.
Kur örneğin yüzde 20 artarsa yüzde 15’e göre aradaki 5 puanlık farkı Hazine ödüyorken, yüzde 14’e göre aradaki fark 6 puana çıkacak ve Hazine’nin yükü artmış olacak.
Sonuç olarak faizdeki indirim KKM yönüyle bankaların yükünün azalması, Hazine’nin yükünün biraz daha artması sonucunu doğuracak.
Hazine’nin kamu bankalarında tuttuğu ve genellikle politika faizinin uygulandığı bir hesabı var. Politika faizinin düşürülmesi, doğaldır ki Hazine’nin elde edeceği faiz getirisinin de azalmasına yol açacak.
Dolayısıyla Hazine hem KKM için daha fazla kur farkı ödemek durumunda kalacak, hem de bankalardaki hesabına daha az faiz alacak.
Kur korumalı mevduat için kur artışının faizden yüksek olmasından doğan yük 7 ayda 84.9 milyar liraya ulaştı.
Yedi aydaki 84.9 milyar liralık ödemeye ek olarak şirketlere KKM’ye geçmeleri için 10.2 milyar lira vergi avantajı sağlandı. Böylece Hazine’ye binen yük 95.1 milyar lira oldu.
Bu tutarı 85.4 milyonluk nüfusa bölünce yedi ayda her bir vatandaşın cebinden 1.115 lira çıktığı gibi bir sonuca ulaşıyoruz.
Üstelik bu tutar yalnızca Hazine'den yapılan ödemeyi gösteriyor.
DTH’den dönüşümle açılan KKM için Merkez Bankası’nın ne kadar ödeme yaptığı ise açıklanmıyor."
Yazının tamamı için tıklayınız