Dünya gazetesi yazarı Alaattin Aktaş, otomobillerin ÖTV'sinde matrah artışının enflasyon oranlarını ne kadar etkileyeceğini köşesinde değerlendirdi. Aktaş, "Otomobilin TÜFE (tüketici fiyat endeksi) içindeki ağırlığı yüzde 7.2. ÖTV düzenlemesiyle sağlanan indirim ağustosun yarısında geçerli olacak ve TÜFE'ye 0.3-0.4 puanlık bir katkı gelecek. Bu katkı hesaplama yönteminden dolayı eylülde de devam edecek."
Aktaş, vergi düzenlemesiyle otomobillerin fiyatlarında yüzde 17’ye yaklaşan düşüşler olduğunu ifade ederek şöyle yazdı:
"Ortalama oranı yüzde 10 olarak alalım. Fiyatı düşen otomobillerin pek bulunmadığı da belirtiliyor ama biz bu otomobillerin piyasada olduğunu ve indirimli fiyattan satıldığını da varsayalım.
İndirimli fiyatların ağustosun ancak yarısında geçerli olacağını da göz önünde bulunduralım.
Bu gerçeklerden yola çıkarak bir hesap yapmaya çalışalım:
Eğer vergi kaynaklı indirim yüzde 10 olarak tüm ayı kapsamış olsaydı buradan TÜFE’ye 0.7 puanlık olumlu bir etki gelecekti.
Ancak indirim etkisini ağustosun yalnızca yarısında göstereceği için bu indirimin etkisi yarı oranında, yani 0.35 puan dolayında kalacak.
Yani TÜFE’de otomobil dışındaki mal ve hizmetlerin fiyatı örneğin yüzde 0.35 artarsa, otomobil bu etkiyi sıfıra indiren bir etkide bulunacak ve TÜFE’de ağustos oranı sıfır olacak."
Aktaş, "TÜİK oranlarla oynuyorsa bunca uğraşa gerek var mıydı?" diyerek şöyle devam etti:
Hükümetin otomotivdeki ÖTV düzenlemesini yapmaktaki birincil amacı fiyat artış hızını aşağı çekmek ve Merkez Bankası’nın faizi yükseltmek zorunda kalmasını önlemeye çalışmak mı?
TÜİK madem gerçek enflasyonu açıklamıyor ve verilerle böylesine kolay oynuyor, bunun için kulağımızı tersten gösterip ve bir de vergi kaybına uğramayı göze alıp ne diye otomotivde vergi düzenlemesine gittik ki? Tüm amaç enflasyonun az artmasını ya da gerilemesini sağlamaksa TÜİK bunu bir kalem oynatmakla pekala yapabilirdi.
Evet, bu çelişki izahat bekliyor."