Dünyanın en değerli markası 151 milyar dolarlık değeriyle "Amazon" oldu.
Uluslararası marka değerlendirme kuruluşu Brand Finance tarafından hazırlanan ''Dünyanın En Değerli 500 Markası-Global 500 2018'' çalışması sonuçlandı.
Söz konusu çalışmadan derlenen bilgilere göre, geçen yıl 106,4 milyar dolarlık marka değeriyle üçüncü sırada yer alan ve değerini bu yıl 150 milyar 811 milyon dolara yükselten Amazon, dünya devlerini sollayarak listenin ilk sırasında yer aldı.
Geçen yılki sıralamada 107 milyar dolarlık marka değeriyle ikinci olan Apple, bu yıl da yerini korudu ve marka değerini yüzde 36,6 artırarak 146,3 milyar dolar seviyesine ulaştı.
Apple'ı geçen yılın şampiyonu Google izledi. Şirket bu yıl değerini yaklaşık 12 milyar dolar artırarak yaklaşık 121 milyar dolara yükseltmesine karşın listede iki basamak gerileyerek üçüncü sırada yer aldı.
Söz konusu listede bu sene değerini en yüksek oranda artıran marka yüzde 161 ile Çinli içecek firması Wuliangye oldu. En yüksek düzeyde değer kaybına uğrayan marka ise yüzde 43 kayıpla Japon teknoloji firması Toshiba olarak belirlendi.
Araştırmanın sonuçlarına göre, ülkeler sıralamasında ABD açık ara önde çıktı. Listedeki ABD'li şirketlerin toplam değeri 2,5 trilyon doları geçti.
Global 500 listesinde marka değerinin yüzde 44'ünü (190 şirket) ABD'li şirketler oluştururken, Çinli şirketlerin yüzde 15 (57 şirket), Japon şirketlerin de yüzde 7'lik (35 şirket) orana ulaştığı görüldü.
En değerli markalar listesinde en yüksek paya sahip iş kolu yüzde 20 ile teknoloji oldu. Pastadan bankacılık yüzde 14, telekom yüzde 10, perakende ve otomobil sektörleri de yüzde 6 pay aldı.
Sıralama tablosunun en altında yer alan markanın değeri 3,7 milyar doları bulurken, bu değere erişen olmadığı için Türk markaları sıralamada yer almadı.
Brand Finance Türkiye Direktörü Muhterem İlgüner, araştırmaya ilişkin yaptığı değerlendirmede, ülkelerin markalarıyla refah ve itibar edindiklerini söyledi.
İlgüner, Türkiye'nin bu yarışta yerini alabilmesi için Türk markalarının küresel rekabette daha fazla başarı elde etmesi gerektiğini belirtti.
Türk markalarının yurt dışında organik büyümelerinin yanı sıra, değer artıracak fiziki olmayan unsurları da önemsemeleri tavsiyesinde bulunan İlgüner, tamamen benzer, belki daha da kaliteli ürünler üretme başarısını gösteren Türk şirketlerinin ürünlerini rakiplerinden daha ucuza satmak zorunda kalmasının başlıca nedeninin değer oluşturma konusundaki eksiklikleri olduğunu bildirdi.