Dünyanın en gizemli ve renkli ülkesi

Dünyanın en gizemli ve renkli ülkesi

Küba... Uçakla değil de bir zaman makinesiyle yolculuk ettiğiniz bir ülke gibi. Rengârenk. Yollar Küba fotoğraflarından bildiğimiz o 50’li yıllardan kalma otomobillerle dolu. Pembe, mor, kırmızı, yeşil, mavi Cadillaclar, Dodgelar, Ladalar... Her rengin en canlısı en göze çarpanı. Tıpkı evler gibi. Sanki otomobillerin rengi evlere de uydurulmuş. Sokaklarda birbiriyle sohbet eden insanlar görüyorsunuz. Kapı önünde ya da balkonda oturup içten sohbet eden insanlar. Ya da geceleri kendini müziğin ritmine kaptırıp çılgınca dans eden kadınlar, erkekler… İnternet yok. Dolayısıyla başları öne eğik, sürekli sosyal medyada zaman geçiren ya da bir yerlere yetişmeye çalışan insanlara da rastlamıyorsunuz sokakta. Hayat akışına bırakılmış... Koşturmaca yok, telaş yok... Her şey daha gerçek ve biraz daha samimi... Tıpkı modern zaman yetişkinlerinin çocukluk günlerinden hatırladığı gibi.

Şu anda Küba’da internet sadece bazı otellerde mevcut. Aynı zamanda devlet memurlarının kullanımına sunulmuş. Evlerde ya da restoranlarda, kafelerde yok. Otellerde ise ücretsiz değil. İnternet için Nauta adı verilen bir internet kartı satın almak gerekiyor. Bir saatlik kullanım ücreti bazı yerlerde 2 CUC, bazı yerlerde 4,5 CUC.

Ülkede iki para birimi

Küba'da iki farklı para birimi kullanılıyor. Biri CUP, diğeri de CUC olarak adlandırılıyor. Bunlardan ilki yerli halk, diğeri de daha çok turistlerin kullandığı para birimi. 1 CUC yaklaşık 29 CUP yani 1.11 euro civarında. Aslında bu daha çok zorunluluktan getirilmiş bir uygulama. 1990’lı yıllarda Sovyetler Birliği’nin çöküşünün ardından Küba’da büyük bir döviz ve dolayısıyla ithalat sıkıntısı baş göstermiş. Çoğu mal karaborsada dolarla satılmaya başlanmış. Küba yönetimi de bunun önüne geçebilmek için Amerikan dolarına denk olan CUC para sistemini uygulamaya koymuş. Ancak bunu turistlerin kandırıldığı bir uygulama olarak görmemek gerek. Çünkü çoğu ürün üzerinde hem CUP, hem de CUC para biriminde değeri yazılı. Örneğin bir ayakkabı 170 CUP. Bu da 5,8 euro ve 5,5 CUC civarında ediyor. Dolayısıyla Avrupalı turist hangi para biriminde öderse ödesin aynı parayı verecek.

Turistlerin “değişmeden Küba’yı görme” telaşı

Küba sokaklarında gezerken gerçekten bir film karesinin içine düşmüş gibi hissediyor insan. Ellerinde puroları kapı önünde gazete okuyan insanlar görüyorsunuz. Ya da ankesörlü telefon önünde kuyruk bekleyenler. Uzun yıllar dışa kapalı olarak kalan Küba çoğu insan için ulaşılmaz kayıp bir ada gibiydi. Şimdi ise turistlerin yoğun ilgisiyle karşılaşmış durumda. Çoğu insan “Küba’yı değişmeden görme” telaşında. Özellikle ABD ile yakınlaşma sonrası Batı’ya daha çok kapılarını açan Küba’nın kısa bir süre sonra diğer tüm ülkeler gibi olacağından yola çıkan insanlar Küba’nın o gizemli yanlarına tamamen yok olmadan tanık olmak istiyor. Ancak bu değişime yine de epey bir zaman var gibi görünüyor.

Küba’yı 2015 yılında 5 milyon 52 bin turist ziyaret etti. Bu, bir önceki yıla kıyasla yüzde 17,4’lük bir artış. Amerikan turistlerin sayısı ise 161 bin civarındaydı.

Sadece Oldtimerlar yok

Bazı şehir efsanelerinin de doğru olmadığını anlamak için ülkeyi ziyaret etmek şart. Örneğin yollarda sadece Oldtimerlar yok. Modern Alman, İtalyan, Japon otomobilleri de bulunuyor. 1992 yılına kadar ateist sosyalist bir ülke olan Küba daha sonra anayasa değişikliğiyle laik devlet statüsü aldı. Halkın çoğu Katoliklerden (yüzde 35) oluşuyor. Protestan, Afrika dinlerine mensup insanlar, Yahudi ve Müslümanlar da ülkede yaşıyor.

“Her şey” devlete ait değil. Özel restoran ve oteller de var ülkede. İnsanlar ev sahibi de olabiliyor. Ayrıca son olarak Küba Komünist Partisi küçük ve orta ölçekli özel işletmelere izin vermeyi planladığını da duyurdu.

Ancak büyükbaş hayvanlar tamamen devlet malı sayılıyor ve onları kesen insanlara 15-18 yıl arası hapis cezası veriliyor.

Üniversite eğitimi ücretsiz

Sık sık karşınıza kalem, sabun ve şampuan isteyen insanlar çıkıyor sokakta. Bazı Kübalılara göre aslında bunları ihtiyaçtan çok alıp daha sonra satmak için istiyorlar. Ya da belki gerçekten de ihtiyaçları var bunu bilmek zor. Ama yoksul bir ülke olduğu ortada. Örneğin en eğitimli insanlar, bir doktor 50 CUC yani 50 euro civarında maaş alıyor. Ortalama ücret 20 euro kadar. İşte sokaklarda çok fazla sayıda oturan insan görmemizin sebebi de bu. Aslında iş var ama ücretler düşük olduğu için çoğunun çalışmamayı tercih ettiği kaydediliyor. Devlet yardımını tercih ediyorlar. Zaten sağlık hizmetleri de ücretsiz.

Kübalılar için güvenli ülke

Küba’da başka hiçbir ülkede karşılaşamayacağınız manzaralara da rastlıyorsunuz. Örneğin ormanlık ıssız bir alanda çocuğunun elinden tutmuş eve giden kadınlara… Ya da otomobilini park edip camını açık bırakıp gidenlere… Günümüzde çoğu Avrupa ülkesinde bile bir kadın tek başına ormanda yürümeye cesaret edemez ya da kimse arabasının camını açık bırakıp gidemez.

Doğa ve tarih

Sadece puro ya da Oldtimerlarla anmamak gerek Küba’yı. Karayip Denizi ve Atlas Okyanusu ile çevrili olan Küba muhteşem bir doğaya ve tarihi yerlere de sahip. Örneğin Vinales kentinde bulunan Cueva del Indio adı verilen, yerlilere ait eski mağarada yerin 250 metre kadar altındaki nehirde bot turu yapmak mümkün.

Ya da yine aynı kentte bulunan “Viñales Mural de la Prehistoria” olarak adlandırılan bölgede, yerlilere ait mağaraların dışına çizilmiş devasa resimlerin önünde, doğanın ortasında sazlık kulübelerde oturup yemek yiyebilirsiniz. Kayalıklardaki resimler 1959-1962 yılları arasında Diego Rivera’nın öğrencisi ressam Leovigildo González Morillo tarafından çizilmiş. Tarih öncesi çağlara ait canlılar, dinozorlar ve insan çizimleri yer alıyor kayalıklarda.

Diktatörü yenmenin gururu

Küba deyince tabii ki Che Guevara ve Fidel Castro isimlerini anmadan geçmemek gerek. Kübalılar devrimden gurur duyuyor. Binlerce insanın, gençlerin ölümüne neden olan Batista gibi bir diktatörü yenmiş olmanın anlamı çok büyük onlar için. “Biz devrimi bir savaş sonrası yapmadık, bu halkın devrimiydi. O yüzden bizim için anlamı çok önemli” diyorlar. Bunu hiçbir zaman unutmuyorlar. Her yanda Fidel Castro ve Che Guevara’nın fotoğrafları asılı. Mağazalarda, yol kenarındaki taşlarda kayalıklarda bile “Yaşasın Devrim/ Viva la revolucion” yazıları var. Ancak yine de özellikle ekonomik açıdan artık bir şeylerin değişmesi gerektiğinin de farkındalar. Kazandıkları para geçimlerine yetmiyor. İşte bu yüzden eğitim onlar için çok önemli. Üniversite eğitimi ücretsiz olduğu için pek çok kişi kendini kurtarmanın yolu olarak eğitimi görüyor. Hayalleri ise ABD ya da İsviçre gibi Avrupa ülkelerinde çalışabilmek. Çoğu Florida’da 2 milyon Kübalı yurt dışında yaşıyor. 30 bin kadar Kübalı doktor ise Venezuela’da, alınan petrol karşılığı görev yapıyor.

Unutmadan… Bir Kübalı ayrılmadan önce şöyle dedi: “Buradan evinize dönünce sahip olduklarınızdan daha fazla memnun olacaksınız.”