İstanbul’da Sarıyer Küçükarmutlu'da "dur" ihtarına uymadığı öne sürülen 20 yaşındaki Yılmaz Öztürk'ü silahla öldürdüğü iddiasıyla yargılanan polis memuru Yasin Hiçyılmaz, 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı..
İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz sanık Yasin Hiçyılmaz, avukatı Tolga Yurdakul ile katıldı. Maktul Yılmaz Öztürk'ün annesi Günnaz ve babası Hüseyin Öztürk ile yakınları da duruşmada hazır bulundu.
Duruşmada son sözleri sorulan müştekilerden Hüseyin Öztürk, 20 yaşında çocuğunu kaybettiğini belirterek, "Çocuğumun herhangi siyasi bir işin içinde olmadığı anlaşıldı. Karşımda oturan sanık ömür boyu hapisle cezalandırılmalıdır. Bu adam yüzünden normal hayatımızı yaşayamaz hale geldik." dedi.
Anne Gülnaz Öztürk de oğlunu kaybettiği için acı çektiklerini belirterek, sanığın en ağır cezaya çarptırılması gerektiğini söyledi.
Son sözleri sorulan sanık Hiçyılmaz da kimseye kasten ateş etmediğini ifade ederek, "Kimseyi öldürmek istemedim. Bu olaydan dolayı benim ede hayatım mahvoldu" dedi
Taraf avukatlarının da savunmalarının ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık Hiçyılmaz'a TCK'nın "Ölüme sebebiyet verecek şekilde yaralama" suçunu düzenleyen 87/4-2 maddesi uyarınca 12 yıl hapisle cezalandırılmasına karar verdi. Sanık Hiçyılmaz'ın duruşmalardaki iyi halini göz önünde bulunduran mahkeme heyeti, sanığın bu cezasını 10 yıla indirdi. Mahkeme heyeti ayrıca sanığın tutuklanması yönündeki talebin de reddine hükmetti.
Duruşmanın ardından adliye önünde basın açıklaması yapan ölen Yılmaz Öztürk'ün anne ve babası, verilen cezanın az olduğunu belirterek, kararı temyiz edeceklerini söyledi.
Olaya ilişkin hazırlanan iddianamede, sık sık yapılan saldırılar nedeniyle Fatih Sultan Mehmet Polis Merkezinin çevresinde tedbirlerin arttırıldığı, olay günü de şüpheli Yasin Hiçyılmaz'ın üç meslektaşıyla S80 numaralı zırhlı araçla merkezin çevresinde tedbir aldığı kaydedilmişti.
Şüpheli polis memuru Hiçyılmaz'ın evine doğru yaya olarak gitmekte olan Yılmaz Öztürk'e, polis merkezine saldırı gerçekleştirip kaçmakta olan şahsılardan biri olduğunu düşünerek, herhangi bir uyarıda bulunmadan, durdurmak ve yakalamak amacıyla, etkili ateş mesafesinden ateş ettiği öne sürülen iddianamede, Öztürk'ün iç ve dış kanama sonucu yaşamını yitirdiği aktarılmıştı.
Öztürk'ün herhangi bir örgüt kaydının olmadığına işaret edilen iddianamede, olayın meydana geldiği yerde sokağa çıkma yasağının ilan edilmediği, polis merkezinden yaklaşık 600 metre uzakta olan olay yerinde polis merkezine saldırı gerçekleştiren şahıslar dışında başka kişilerin olmasının normal sayılacağı dile getirilmişti.
Sanığın savunmasında, "ateş etmeden önce el yapımı bomba atıldığını" belirtmesine rağmen, olay yeri inceleme ekibinin buna ilişkin bir bulgu bulmadığının anlatıldığı iddianamede, sanık Yasin Hiçyılmaz'ın, "ölüme sebebiyet verecek şekilde kasten yaralamak" suçundan 12 yıldan 16 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edilmişti.
Adliye önünde basın açıklaması yapan ailenin avukatı Cemal Yücel, “Müebbet alması gerekirdi, kararı temyiz edeceğiz." derken Anne Gülnaz Öztürk ise, “Ben oğlumu 21 Şubat'ta kaybettim ve o günden beri acı çekiyorum. Aynı şekilde o polisin de aynı acıları yaşamasını istiyorum ve tutuklanmasını istiyorum. İnşallah müebbetini alacak" diye konuştu. Son olarak söz alan baba Hüseyin Öztürk ise, “Bu mantıklı bir ceza değil. Neticede oğlumuzu kaybettik. Yoldan geçerken herhangi bir suça bulaşmadığı halde bir gencin hayatı bu şekilde sonlandırılıyorsa bu çok komik bir cezadır. Umarım daha üst bir durumdan cezasını alıp bizim yaşadığımızın iki katını alır" şeklinde konuştu.