Kalkan: Topluma dayanmayan bir güç Rojava devrimini boğmaya çalışıyor

Kalkan: Topluma dayanmayan bir güç Rojava devrimini boğmaya çalışıyor

“Bütün Kürtlerin kalbi Rojava’da atıyor” diyen  KCK Yürütme Konseyi Üyesi Duran Kalkan Rojova'da saldırıyı yapanların, saldırtanların çok iyi bilinmesi gerektiğini belirten Kalkan, “Demokratik Suriye, Ortadoğu devrimine halklar lehine yön vermeyi ifade ediyordu. İşte bu boşa çıkarılmak isteniyor” dedi.

Nuçe TV’de yayınlanan Gündem Programı’na konuşan KCK Yürütme Konseyi Üyesi Duran Kalkan, çözüm sürecinde 2. Aşama’nın zora girdiğini ve zamanın bitmek üzere olduğunu belirtti. “Bu konuda AKP duyarlı olmalıdır, ciddi olmalıdır” diyen Kalkan, 15 Ağustos Atılımı’nın Kürt halkı açısından rejime karşı, inkar ve imha sistemine karşı direnişi ve varolma hamlesi anlamına geldiğini sözlerine ekledi.

Rojova'daki saldırıların Kürtler arasında iç çatışma olarak gösterildiğini söyleyen Kalkan, "Bunlar doğru değil, saptırmadır. Suriye’deki topluma da dayanmayan, yabancı bir güç, bölgesel ve uluslararası gericilikten aldığı güçle, Rojava halkını ezmeye sindirmeye, Rojava devrimini, özgürlük devrimini boğmaya çalışıyor" dedi.

  

'19 Temmuz devriminin kazanımları hedefleniyor'

 

Rojava’da 19 Temmuz 2012’de büyük bir halk ve özgürlük devriminin gerçekleştiğini vurgulayan Kalkan, “Kürt halkı iradesini ortaya koydu. Yaşamını eline aldı, ‘kaderimi ben belirleyeceğim’ dedi ve bunu komşu halkla birlik dayanışma, kardeşlik içinde yapmayı da öngördü. Kürt halkı özgürlüğünü, demokratik Suriye çerçevesinde yaratmayı hedefledi. Şimdi bu büyük özgürlük devrimine dönük saldırı var” dedi.

Bu saldırının daha iyi anlaşılması gerektiğini de vurgulayan Kalkan sözlerine şöyle devam etti: “Bu saldırı gerçekten daha iyi anlaşımalı. Suriye’den kaynaklanan bir saldırı ortada yok. Aslında nereden geldiği belli olmayan, dışarıdan gelen bir saldırı var. Oradan, buradan derlenmiş, toplarlanmış bir çete sürüsü saldırtırılıyor. Buna karşı da Rojava halkı, genciyle, kız, oğlan çocuğuyla, yaşlısıyla yiğitçe direniyor.”

Bazılarının direnişi bir iç çatışma olarak gösterdiğini, hatta Kürtler arası bir çatışma gibi gösterenler olduğunu da belirten Kalkan, “Yine Kürt, Arap çatışması gibi, Suriye’deki bir iç çatışma gibi gösterenler de var. Bunlar doğru değil, saptırmadır. Suriye’deki topluma da dayanmayan, yabancı bir güç, bölgesel ve uluslararası gericilikten aldığı güçle, Rojava halkını ezmeye sindirmeye, Rojava devrimini, özgürlük devrimini boğmaya çalışıyor.

Bu saldırılarla Rojava halkının 19 Temmuz 2012’de ortaya koyduğu irade kırılmak isteniyor. Oysa bu irade özgür Kürt, demokratik Suriye iradesidir. Kürtler her zaman kendi özgürlüklerini demokratik Suriye birliği içinde sağlamak istedi. Bu saldıran güçler, özgür Kürt, demokratik Suriye iradesine, Suriye’nin demokratik birliğine karşı olan güçlerdir. Saldırganların arkasındaki güçlerin de böylesi bir yaklaşımı var. Saldırıyı yapanların, destekleyenlerin daha iyi tanınması gerekiyor. Bir çete grubu oluşturulmuş, arkasında özgür Kürt iradesine ve demokratik Suriye’ye karşı olan herkes var. Tam bir ittifak, birlik oluşturmuşlar” dedi.

 

'En uçta olanlar ortak cephede yer alıyor'

 

Bu kesimin, dünyanın herhangi bir yerinde birbirine en çok karşı olanlar olduğunu da söyleyen Kalkan, “Herkes burada birleşmiş, saldırı yürütüyorlar. Bu çete grubunu destekliyorlar” diyerek sözlerini sürdürdü.

Bunların kim olduğunu herkesin gördüğünü belirten Kalkan şunları söyledi: “En uçta olanlar, ortak cephede yer alıyorlar. Amerika’dan İran’a, Hizbullah’tan El Kaide’ye, Türkiye’den Suriye’ye hatta, birbirine karşıt olan güçlerin hepsi bu saldırının arkasında. Biz bunu çok iyi biliyoruz.”

Amaçlarının özgür Kürt iradesini ve demokratik Suriye birliği kırmak olduğunu vurgulayan Kalkan, Rojava devriminin, demokratik Suriye devrimini başlattığını kaydetti.

“Demokratik Suriye de Ortadoğu devrimine halklar lehine yön vermeyi ifade ediyordu. İşte bu boşa çıkarılmak isteniyor. Bundan rahatsızlık duyanlar, halkların özgür ve demokratik birliğini ve kardeşliğini istemeyen güçler, el birliği halinde bu iradeyi kırmaya çalışıyorlar” diyerek sözlerini sürdüren KCK Yürütme Konseyi üyesi Duran Kalkan, Kürt halkının ve demokratik güçlerin Rojava halkını desteklediğini de hatırlattı.

Rojava halkının özgürlüğü ve demokratik yaşamı öğrendiğine dikkat çeken Kalkan, “Böyle bir iradeyi ortaya koymuştur. Sonuna kadar bu kararlılıkla yürüyor, yürüyecek. Biz buna inanıyoruz. Bütün Kürtlerin kalbi Rojava’da atıyor. Destekleri Rojava halkıyladır. Tüm demokratik güçler de bu desteği verecek. Sonunda şimdiden olduğu gibi kazanan kesinlikle Rojava halkı, özgür Kürt iradesi olacak. Demokratik Suriye birliği ve demokratik Ortadoğu olacak” dedi.

 

'Çözüm sürecinde zaman az kaldı'

 

Abdullah Öcalan’ın Newroz’da ilan ettiği demokratik çözüm süreciyle, Ortadoğu’daki gelişmeleri karşılamayı hedeflediğini belirtti. Bu adımın Türkiye için büyük bir şans olduğunu ifade eden Kalkan, bu durumun Türkiye toplumunda ve dünya demokrasi güçlerinde bir heyecan yarattığını söyledi.

İstek, destek ve katılım olduğunu da sözlerine ekleyen Kalkan, “Fakat tıpkı Rojava’da olduğu gibi Kuzey’de de Kürt iradesinin oluşmasını, kesinleşmesini, Kürt Türk ilişkilerinin yeniden demokratik ilkeler temelinde birlik ve kardeşlik içerisinde şekillenmesine karşı olan şoven, milliyetçi, faşist, soykırımcı güçler, Kürtler üzerindeki inkar ve imhadan çıkar sağlayan güçler, bu projeye bu sürece karşı çıktılar, çıkıyorlar” dedi.

AKP’nin süreci kabul eden bir konumda olduğunu söyleyen Kalkan, ancak dar parti çıkarları için oy hesapları doğrultusunda bu sonuçları kullanmak istediğini vurguladı. AKP’nin hala planından vaz geçmediğini de söyledi.

AKP’nin bundan dolayı kararsız olduğunu, cesur adımlar atmadığını belirten Kalkan, “Halbu ki, böyle cesaretli bir demokratik irade AKP’yi güçlendir, Türkiye’yi geliştirirdi. Çözülemeyen sorunları çözerdi” dedi.

Bazı güçlerin çözüm istemediğini, çıkarlarından başka bir şey görmediklerini, dolayısıyla engel oluşturduklarını kaydeden Kalkan, “Bu bakımdan süreç birçok engelle, zorlukla karşılaştı, hala da devam ediyor. AKP yalpalama içindedir. Yüzeysel, dar yaklaşımlarla zaman kazanmaya, sürecin içini boşaltarak çok kısmı, cüzi, çok derinlik ifade etmeyen adımlarla aslında zamanı geçirmek ve 2014 seçimlerini kazanmak istiyor. Bu çok dar, basit, çıkarcı bir yaklaşımdır. AKP de Türkiye kamuoyu da hem ciddi hem duyarlı olmak durumunda” dedi.

Bu konuda Kürtlerin ve Abdullah Öcalan’ın yapabileceği her şeyi yaptığını, hala ciddiyet ve fedakarlıkla çaba harcadığını kaydetti. Ama bu durumun sonsuza kadar böyle devam etmeyeceğini de hatırlatan Kalkan, “Süreç zora gidiyor, artık zaman bitiyor, bu konuda AKP de duyarlı olmalıdır, ciddi olmalıdır. Demokratik güçler de. AKP’nin yalpalamasını aşabilmek için demokratik güçlerin mücadele ederek ön açıcı olması, desteklemesi, AKP’yi zorlaması gerekiyor” diyerek sözlerini sürdürdü.

Sürecin kritik olduğunu belirten Kalkan, şöyle devam etti: “Önder Apo ile görüşmeler zar zor ilerliyor. Koşullarında bir değişiklik olmadı, ciddi bir demokratikleşme projesi ortaya konmadı. Başbakan hükümetin böyle bir proje çalışması içinde olunduğunu belirtiyor. Biz izliyoruz, içeriğine bakacağız, kuşkusuz ciddi adımları destekleyeceğiz. Ama içeriksiz, olayıcı tutumlar olursa da artık kimse kimseyi kandıramaz. Dolayısıyla da tehlikeli bir durumun gelişmesine yol açabilir. Bundan da en başta AKP sorumlu olur, AKP’liler de bunu bilmeli. Herkes bilmeli. Önümüzdeki haftalar daha büyük bir duyarlılıkla değerlendirilmeli.”

 

'15 Ağustos inkar ve imhaya verilen cevaptır'

 

15 Ağustos Atılımı ve PKK direnişinin bu rejime karşı, inkar-imha sistemine karşı direnişi ve varolma hamlesini ifade ettiğini kaydetti.

Kalkan, atılım ile birlikte önemli bir aydınlanmanın geliştiğini, inkar ve imha sisteminin ortaya çıkardığı yasak, gizlenme, reddetme, zihniyetinin kırıldığını da sözlerine ekledi. Bu sistemin başta Türkiye olmak üzere Ortadoğu toplumları üzerinde bir belleksizleştirme operasyonu olarak da değerlendiren Kalkan, “15 Ağustos atılımıyla bu kırıldı” dedi.

Toplumların kendine geldiğini, gerçekleri gördüğünü söyleyen Kalkan, “Bu bakımdan komşu halklar açısından 15 Ağustos Atılımı tam bir aydınlatma hamlesi oldu” diyerek sözlerini sürdürdü.

Yüzyıllık bir inkar ve imha, kültürel soykırım, belleksizleştirme, iradesizleştirme, örgütsüzleştirme, Kürde ait her şeyi yok etme operasyonunun insanlığa hiç dayatılmadığı kadar Kürt halkına dayatıldığını da belirten Kalkan, “Gerçekten soykırımların en vahşisi, en insanlık dışı olanı Kürtlere dayatılandı. Kimliğinden, kültüründen, varlığından, dil, kültür, ulus, toplum olarak varlığından vaz geç, ama bir posa olarak hizmetimize gir” biçiminde yaklaşıldığını da söyledi.

15 Ağustos Atılımı ile kaybedilen her şeyin yeniden kazanıldığını söyleyen Kalkan şöyle devam etti: “Kürtler duygu düşünce, ruh, davranış, örgüt, bilinç, eylem, kimlik, özgürlük, varlık her şeyi bu gerilla direnişinin yarattığı sonuçlar temelinde kazandı, sağladı.”

29 yıldır kesintisiz olarak yürütülen direnişin özgür Kürt bireyini ve Kürt toplumunu ortaya çıkardığını sözlerine ekleyen Kalkan, “Şimdi Kürtler bütün Ortadoğu’ya öncülük ediyor. Ortadoğu’nun demokrasi öncüsü durumunda. İnsanlığa özgürlük, farklılıklara dayalı eşitlik ve paylaşım ruhu aşılıyorlar. Heyecan ve coşku veriyorlar. Bütün bunları 15 Ağustos gerilla atılımının sonuçları ortaya çıktı” dedi.

15 Ağustos atılımı ile ortaya çıkan direnişin Kürdistan Ulusal Kongresi’nde Kürt birliğinin sağlanmasının gerçekleştiğini belirten Kalkan, şöyle konuştu: “Kürtlerin yüzyıllara, bin yıllara yayılan rüyasıydı. Rüya gerçek oluyor, bütün bunların temelinde 15 Ağustos gerilla atılımı var. Bu temelde yürütülen kahramanca direniş var. Bu direniş Önder Apo’nun dehası, iradesi, özgür duruşu ve kararlılığı temelinde gelişti. Bu direnişe Kürt halkı tam bir fedai biçimde katılım gösterdi. Bu direniş, yüzlerce, binlerce kahraman şehidin öncülüğünde gelişti. Tam bir kahramanlık direnişi oldu.”

Kürt halkının 15 Ağustos diriliş ve direniş bayramını kutlayan Kalkan, “Atılımın yaratıcıları Önder Apo’yu, Kürt halkını selamlıyorum. 15 Ağustos diriliş ve direniş bayramlarını kutluyorum. Komutan Agit yoldaş şahsında tüm 15 Ağustos Atılım şehitlerini, Kürdistan özgürlük mücadelesinin kahramanlarını saygı ve minnetle anıyorum” dedi.