T24 Haber Merkezi
Ankara 1. Sulh Ceza Hakimliği kararıyla erişime engellenen Almanya merkezli Deutsche Welle (DW) karara itiraz etti. Ankara 2. Sulh Ceza Hakimliği'ne yapılan itirazda "Temel hak ve özgürlüklere ilişkin büyük zararların doğmasına yol açan kararın ivedilikle kaldırılması gerekmektedir" ifadelerine yer verildi.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) talebiyle Voice of America (Amerika’nın Sesi) ve Almanya merkezli Deutsche Welle (DW) haber sitelerine Ankara 1. Sulh Ceza Hakimliği tarafından dün akşam erişim engellendi.
Ankara 1. Sulh Ceza Hakimliği kararıyla erişime engellenen internet sitelerinden DW, bir üst mahkeme olan Ankara 2. Sulh Ceza Hakimliği'ne itirazda bulundu. Anayasa'dan atıfların bulunduğu DW tarafından yapılan itirazda "İnternete erişimin engellenmesi tedbiri en son başvurulacak çare olmalıdır." ifadeleri yer aldı.
Yapılan itirazda şu ifadeler kullanıldı:
"Anayasa’nın 26. maddesinde düzenlenen “düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti”; düşünceyi açıklama özgürlüğü, haber verme özgürlüğü, bilgi alma özgürlüğü ve haber alma özgürlüğünü olarak bir bütün halinde korumaktadır. Bu açıdan 26. madde, bir taraftan düşüncelerin ve haberlerin kitle iletişim araçlarıyla yayılmasını, diğer taraftan düşünce oluşturma ve bilgilenme özgürlüğünü garanti etmektedir.
Halkın ve özellikle gazetecilerin, kamuyu ilgilendiren tartışmalara katılımının sağlanması demokratik toplum için vazgeçilmez nitelikte kabul edilmektedir. Bunun içinse kamuyu ilgilendiren tartışmalara ilişkin her türlü fikir ve bilginin yayılabilmesi, halkın da bunlara ulaşabilmesi gerekir. Bu bağlamda, ifade özgürlüğünün özel bir unsuru olan basın özgürlüğünün demokratik toplumda ayrı bir önemi bulunmaktadır. Zira bu hak sadece basının fikir ve bilgileri yaymasına değil, halkın bunlara ulaşmasına da imkân sağlamaktadır.
İlgili karar, madde tarafından güvence altına alınan müdahalelere yönelik Anayasal yükümlülüğün de ihlali niteliğindedir. Ayrıca bu yönüyle, Anayasa’nın 2. maddesinde güvence altına alınan Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik bir hukuk devleti olduğu hususunu da zedelemektedir.
Anılan tüm sebeplerle, Mahkemeniz kararı, Müvekkilin bir vatandaş ve gazeteci olarak bilgi ve haber alma özgürlüğüne açık bir müdahale içermekte, siyasal yönetime katılım hakkını ihlal etmektedir. Anayasa ile açıkça güvence altına alınmış bu hakkın geçerli bir hukuki sebep olmadan sınırlandırılması, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetine ihlal niteliği taşımakta olup kaldırılması gerekmektedir.
İnternete erişimin engellenmesi tedbiri en son başvurulacak çare olmalıdır. İnternet ortamında bulunan zararlı içeriklerle, diğer başka usullerle mücadele etmek mümkünse ya da erişimin engellemesi ile korunan menfaate karşılık daha büyük bir zarar doğmuşsa böyle bir durumda erişimin engellenmesi kararı, ifade ve basın özgürlüklerinin ihlalini teşkil edecektir.
Çekişmesiz bir dava sonucunda bu kararı verebilmenin ancak hukuka aykırılığın ve kişilik haklarına müdahalenin ilk bakışta anlaşılacak kadar belirgin olduğu ve zararın süratle giderilmesinin zaruri olduğu hâllerde mümkün olduğu hatırlanmalıdır.”