Economist: PYD'nin Kürt muhaliflere de tahammülü yok

Rakka'daki YPG kökenli SDF güçleri

İngiltere'de yayımlanan haftalık The Economist dergisi son sayısında Suriye'nin Rakka kentini Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütünden geri alan Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) bölünebileceğini yazdı, "Kürt Demokratik Birlik Partisi'nin (PYD) baskıcı yönetimine" dikkat çekti. Dergiye göre bu durum uzun vadede, "IŞİD'i doğuran yeni bir Sünni Arap yabancılaşmasına da neden olabilir."

IŞİD'in 2014'teki "halifelik" ilanına atıfla "Halifelik sonrası Kürtler"in değerlendirildiği yazıda Rakka'nın IŞİD'den geri alınmasının, SDG nasıl son birkaç yıldaki en etkin Amerikan destekli güç olduğunu gösterdiği belirtiliyor.

SDG'nin omurgasını, PYD'nin silahlı kanadı olan Halk Savunma Birlikleri (YPG) oluşturuyor.

Economist, Suriye Kürtlerinin Esad rejiminde kendi dillerini öğretemediğini ve yüzbinlercesinin "devletsiz" olduğunu belirtiyor. PYD'nin geçen yıl bölgede özerklik ilan ettiğini ekleyerek...

Birçok kişinin özerk Rojava bölgesini "acımasız ayrımcılığın sonu" olarak gördüğünü söyleyen Economist şöyle devam ediyor;

"Ancak bölgenin otokratik yöneticileri, bir tür baskıyı bir diğeriyle değiştirmeye niyetli görünüyor. Son birkaç yılda Kürt milisler, Kuzey Suriye genelinde onlarca Arap köyünü dümdüz etti veya boşalttı. Ayrıca yüzlerce kişiyi SDG saflarında askere aldılar. BM, askere ya da gözaltına alınma korkusu yüzünden ülke içinde yerlerinden olmuş mültecilerin kaldığı kamplarda genç Arap erkeklerin çok az olduğunu söylüyor.

"PYD'nin diğer Kürtlerin muhalefetine de tahammülü yok. Geçen Mayıs'ta PYD'nin polis gücü Asayiş, Kamışlı'daki muhalefet partilerinin ofislerini bastı ve onlarca aktivisti tutukladı. Aktivistler, yarım milyona yakın Kürt'ün PYD'nin hâkimiyeti altında yaşamak yerine komşu ülkelere kaçtığını söylüyor."

"IŞİD'in doğuşuna yol açan Sünni Arap dışlanışını ortaya çıkartacak"

Economist, nüfusunun çoğu Arap olan Rakka'daki okullarda, hala Esad ailesinin yırtılmış fotoğraflarının bulunduğu kitapların kullanıldığını belirtiyor.

Ancak bazı yerel Kürt yetkililerin PYD'nin kendi yönetimindeki alanlarda kullandığı yeni bir müfredatı önerdiğini vurgulayan dergi, yeni müfredatın fazla siyasi olduğunu, PYD'nin sol dünya görüşünü yansıttığını ve herhangi bir resmi üst kurul tarafından onaylanmadığını aktarıyor. Ayrıca Haseke'deki Arap öğretmenlerin, yeni müfredatı protesto ettiğini de hatırlatıyor.

Yer yer görülen protestolar dışında PYD'ye karşı fazla bir iç muhalefet olmadığını aktaran Economist, "Asayiş insafsızca etkin bir güç ve bölge halkı savaştan yorgun düşmüş halde. Ancak uzun vadede, PYD'nin baskıcı yönetimi, aynı IŞİD'in doğuşuna yol açan bir Sünni Arap dışlanışını ortaya çıkartacak" yorumunu yapıyor.

Dergiye konuşan bölgeden bir aktivist de, "Kürtler tarihi iyi öğrenememiş. Yaptıkları sadece diğer aşırılık yanlılarının geri gelmesini sağlayacak" şeklinde konuşuyor.

Economist, bu durumun SDG içinde de bölünmelere yol açabileceğini ve binlerce Arap'ın çoktan diğer güçlerin saflarına geçtiğini yazıyor.

"Türkiye'yle uzlaşma zor"

Dergi, SDG'nin Amerikan desteği sayesinde rejim güçlerine ve Rus savaş uçaklarına karşı bir tür muafiyeti de olduğunu aktarıyor ancak Rakka'nın alınmasıyla birlikte, ABD'nin büyük ihtimalle özel güçlerini geri çekeceğini vurguluyor ve şöyle devam ediyor;

"SDG'den daha fazla kopuş olmasa bile, 50 bin kişilik grup tüm bölgeyi savunmak için çok az. Petrol rezervlerinin çoğu ülkenin doğusunda olduğundan, bu bölgelerin bir kısmı rejim için de önemli. Bazı SDG komutanları rejimle savaşmaktansa, müzakereye açık. SDG saflarına rejim yanlısı milisleri de aldı ve sesi fazla çıkan Esad karşıtı aktivistleri de tutukladı."

SDG'nin Türkiye'yle herhangi bir uzlaşmaya varmasının daha zor olacağını kaydeden Economist, yazıya şu satırlarla son veriyor;

"PYD, Türkiye'ye karşı onyıllardır savaşan Kürdistan İşçi Partisi'le (PKK) bağlantılı. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, PYD'nin bir terör örgütü olduğunu söylüyor ve savaş uçakları Irak ve Suriye'de PYD'nin silahlı kanadına ait kampları bombaladı.

"(Erdoğan) Görünüşte cihatçı gruplarla savaşmak için İdlib bölgesine asker konuşlandırdı. Asıl hedef Kürtler olabilir. Irak Kürtlerinin bağımsız bir devlet hayallerini gerçekleştirmeyi başaramayabileceği gibi, Suriye'deki akrabalarının kendi özerklikleri daha da kısa ömürlü olabilir."