İzmir'in Çiğli ilçesinde 3 yaşındaki Alperen Sakin’in servis aracında unutularak hayatını kaybetmesinin üzerinden bir ay geçmeden bu kez İstanbul’da benzer bir olay yaşandı. Pierre Loti İlköğretim Okulu'nun servisinde unutulan küçük çocuk Ecrin Lena Şen camlara vurup dışarıdaki bir şahsın yardımı sonucu araçtan çıkabildi. Okul servisi skandalları bunlarla bitmiyor. Ecrin’in serviste unutulması olayının ertesi günü de bu kez servise binmesi gereken 3 öğrencinin sınıfta unutulduğu ortaya çıktı
Milliyet'ten Özay Şendir'in haberi aynen şöyle:
İstanbul’da geçtiğimiz günlerde okul servisinde unutulan Ecrin skandalının artçı sarsıntıları devam ediyor. Okul idaresi, bu vahim olayla ilgili sorumluluk almazken bir servis yetkilisinin, ‘Sözleşmemizi zor iptal ettirirsiniz’ dediği iddia edildi. Ecrin’in serviste unutulması olayının ertesi günü de bu kez servise binmesi gereken 3 öğrencinin sınıfta unutulduğu ortaya çıktı
Küçük Ecrin’in okul servisinde unutulmasıyla başlayan ihmal ve yalan zincirine yeni halkalar eklendi. Sınıfta unutulan başka çocuklar, sorumluluk almayan okul yönetimi, bir okul aile birliği üyesine “Zor iptal ettirirsiniz bizim sözleşmemizi” diyen servis yetkilisi ve yetkiyi elinde bulunduran ama konuşmayan okul aile birliği gibi yeni ayrıntılar ortaya çıktı.
Küçük Ecrin’in ailesi kızlarının serviste unutulması olayını konuşmak üzere okul yönetimine başvuruda bulunur. Ecrin’in annesi kızının öğretmeni David Bey’le olaya dair konuşurken, sekretarya kısmında bekleyen baba bir başka skandala şahit olur. Öğretmenlerden biri yanında 5 yaşlarında 3 çocukla içeri girer ve servisle eve gitmeleri gereken o çocukların sınıflarda unutulduğunu söyler. Bunun üzerine o sırada sekretaryada bulunan Zöhre Hanım duruma müdahale eder ve servislerin çıkışı durdurulur. Ecrin’in ailesi Okul Aile Birliği’nde yer alan Luis Gomez ile görüşmeye giderken, çocukları unutan servis hosteslerinin koşa koşa okula girdiklerini görür. Bu arada duran ve serviste bekleyen çocuklara “Kapıda kaza var, o yüzden gidemiyoruz” yalanının söylendiğini duyarlar.
Ecrin’in ailesinin okul aile birliğinde yer alan Luis Gomez ile yaptıkları görüşmedeyse ortaya bambaşka bir tablo çıkar. Ecrin’in ailesine burada yüz civarında insan çalışıyor, yazık olur şirkete ve bu insanlara diyen şirket yetkilisi Ufuk Bey’in durumu sorgulayan Luis Gomez’e “Biraz zor iptal ettirirsiniz bizim işimizi” dediğini öğrenirler. PL Turizm adına biz böyle bir şey söylemedik diye verecekleri bir yanıtları varsa, köşem o yanıta da açık.
Ecrin’in ailesi konuyu görüşmek üzere Tarabya’daki yerleşkeye geçer ve okulların genel müdürü Cornille Hanım, Beyoğlu okul müdürü Lucas Hanım ve tercüman Rengin Hanım’la birlikte bir görüşme gerçekleştirilir.
Görüşmeden çıkan sonuç son derece ilginç zira Ecrin’in serviste unutulması vakası okul içinde yer almadığından kendilerinin sorumlu olmadığını söylerler. Daha ilginç olanı, okul yönetiminin servis şirketiyle ilgili bir tasarruf da bulunma yetkisinin olmadığı bilgisi.
Pierre Loti Okulu’nda servis şirketini belirleme yetkisi Okul Aile Birliği Başkanı Özgür Aşık’ta bulunuyormuş, okul yönetiminin verdiği bilgi bu en azından. Kendi evladı ölümden dönen bir ailenin yaşadığı paniği ve durumu anlayabiliyorum. Keşke o görüşmede “okul sınırları” içerisinde unutulan 3 çocuğun durumu da gündeme gelseymiş. Okul yönetimi servis hosteslerinin unuttuğu o çocukları bildiriyor mu acaba yetkiyi elinde bulunduranlara?
Bu arada bazı veliler de Okul Aile Birliği Başkanı’na telefonla ulaşmışlar. Birebir konuşmanın ne olduğunu öğrenemedim ama servis şirketinin çok uzun yıllardır okulun servisini çektiği bilgisi paylaşılmış. Veliler cephesinde bir sürü yeni önlem alındığı için durum daha süt liman hale gelmiş bile. Hatta çoğu veli “Aman okula bir şey olmasın” diye konunun kapatılmasını istiyor. Ecrin’in ailesi kızlarının hayatını kurtaran ve Ecrin’in “kel abi” diye tanımladığı iyi yürekli insanla da buluşuyor. Kel abi yolda yürürken cama vuran Ecrin’i fark ettiğini, küçük kızın terlemiş olduğunu, nefes alabiliyor musun diye sorduğunu, sorusuna “Güçlükle alabiliyorum” cevabı aldığını anlatıyor aileye. Sonra evi aradıklarını, sonra torpido gözünde bulduğu numarayı aradığını, servis şirketinin yolladığı, taksi plakalı araçtan inen kişiye bir çocuğu araçta nasıl unutursunuz diye tepki gösterdiğini ama çocuğu alıp hemen uzaklaştıklarını anlatıyor.
Serviste unutulan küçük kızın ailesi olayı araştırırken servisin hostesi ve şirket ortaklarından biri tarafından çeşitli yalanlarla avutulmaya çalışılmış.
Yalan 1: Serviste hostes olarak görev yapan Müge isimli kadın, aileye ilk ilk verdiği bilgide küçük Ecrin’in serviste uyuya kaldığını, uyandırmaya kıyamadığını, kollarında romatizma olduğu için onu okula taşıyamadığını, yanına oturup uyanmasını beklediğini, küçük kız uyandıktan sonra da onu okula götürdüğünü ama güvenlik öğrenciyi içeri almadığı için bu durumun yaşandığını söylüyor. Aile aynı gün okul güvenliğine sorduğunda bu bilginin doğru olmadığını, gelen bir çocuğun sokakta bırakılmasına asla izin vermeyecekleri yanıtını alıyor.
Yalan 2: Servis şirketi ortaklarından Nihat Bey isimli kişi, aileye, şoförün serviste çocuk unuttuğunu kendilerinin fark ettiğini ve hemen şirketten bir şoför yollayarak çocuğun arabadan çıkartıldığını anlatıyor. Oysa gerçekte küçük Ecrin’i kurtaran kişi “kel abi” diye tanımlanan kişi. Daha sonra küçük kızı kurtaran “kel abi”’nin çabasıyla durumdan haberdar olunuyor ve geçen seneki servis şoförünün kullandığı bir taksiyle küçük kız teslim alınıyor.
Yalan 3: Küçük Ecrin’in öğretmeni David Bey öğlen büfede küçük talebesini gördüğünü neden burada olduğunu sorduğundaysa hostesin kendisine: “Annesi çocuğu geç getirdi, o yüzden yemek yedirip daha sonra okula götüreceğiz” yalanı söylenir.
Sonuç: Okul-servis-aile üçgeni kurulmalı
Sonuç olarak, İstanbul’un en köklü, özel anlaşmayla kurulmuş okullarından birinin servisinde yaşandı tüm bunlar. Velilerin benim çocuğumun da başına gelir mi diye endişe ettikleri kesin ama hepsinin en büyük endişesi okulun kapatılması. Bu yüzden “Okul öyle güvenlikli ki baba olarak ben bile ders saatinde içeriye giremiyorum” bilgisini paylaşan veliler de var, “Bu sorun okulun açıldığı ilk gün yaşandı, yoksa okul elbette çocuğunuz gelmedi diye velileri arıyor” diye bana yazan da... Bazı veliler bu krizin okulun ilk günü olduğu için yaşandığı bilgisini aldıklarını söylüyorlar, Ecrin’in felaketten kurtulduğu gün perşembe günü, o gün okulun en azından tamamı için ilk gün değildi, onu biliyorum. Sonuç mu, çocuklarımızı korumak adına okul-servis-aile üçgeninin kurulması ve sistemin tüm taraflarca denetlenmesi gerekiyor...