Ergün Demir / Kocaeli
Türk Eczacılar Birliği’nin 16 Ekim tarihinde Ankara’da düzenleyeceği mitinge hazırlandıklarını belirten Kocaeli Eczacı Odası Başkanı Bilal Arpacı, “Biz hastalarımıza ilaç olmak istiyoruz ama ilaç olduğu sürece olabiliriz; yoksa olamayız. O yüzden ilacın bulunmasını istiyoruz. Son yapılan ilaç zamları sonrası biz vatandaştan ilaç için istenilen rakamları alırken de, isterken de utanıyoruz” dedi.
Türk Eczacılar Birliği, 14 yıl aradan sonra 16 Ekim tarihinde Ankara’da miting düzenleyecek. Mitinge 700 üyesi bulunan Kocaeli Eczacı Odası da katılım gösterecek. Eylem kararı alan Türkiye Eczacılar Birliği mitingde ‘’özlük haklarının iyileştirilmesi, kontrolsüz açılan fakülteler, ilaç yoklukları, eczacıların yok sayılması ve ekonomik sorunlar” gibi konular dile getirecek.
Ankara’daki mitinge katılmak için çalışmalar yaptıklarını belirten Kocaeli Eczacı Odası Başkanı Bilal Arpacı ilaç için istenilen rakamları alırken de isterken de utandıklarını belirterek, “Ecza depolarına büyük borçlar var. Borçların sebebi; dünyada yaşanılan bir enflasyon olması. Enflasyonun Türkiye’ye yansımasını da bu sene çok net bir şekilde gördük. Ağustos ayı baz alınarak yapılan araştırmada yüzde 180 bir enflasyon söz konusu ama TÜİK’in açıkladığı rakam yüzde 80’lerde” dedi.
Enerjiye gelen zamlar sonucu giderlerinin hızla arttığını belirten Arpacı, “Son bir yılda bu sebeplerden ötürü meslektaşlarımız depodan alınan ilaçların bedellerini ödemekte zorluk çekiyor. Birikimlerinden para harcıyorlar veya kredi çekmek zorunda kalınıyor. Yeni iş yeri açan meslektaşlarımızı da görüyoruz. Yeni yer açanlar personel istihdam edemiyorlar ve bu sebeple tek başına çalışıyorlar. Genelde aile desteği görüyorlar. Bu anlamda büyük bir sıkıntı yaşanıyor. O yüzden 2009 yılında güncellenen ilaç fiyat kararnamesinin bir şekilde tekrardan güncellenmesini istiyoruz. Bunu istememizin bir sebebi de ilaç bulamıyor olmamız.” diye konuştu.
Başkan Arpacı şöyle devam etti: ‘’Hastaya verebileceğimiz ilaçlar maalesef piyasada 100 ilaçtan 20’si neredeyse yok. Türkiye’nin birçok noktasından, başka illerden de ilaç bulmak için arayanlar oluyor. Artık şehirlerarası ilaç takası başlamış durumda. Bu kamu hastaneleri içinde söz konusu, kamuda çalışan arkadaşlarımızda çok özverili çalışıyorlar. Onlar da hastanelerde ilaçların bulunabilmesi için diğer hastanelerde varsa oradan çekmeye çalışıyorlar. Bunun için bazen kargo bedellerini kendi ceplerinden ödüyorlar. Bu yaşanılanları duyurmak istiyoruz. Biz vatandaşlarımıza, hastalarımıza ilaç olmak istiyoruz ama ilaç olduğu sürece olabiliriz; yoksa olamayız. O yüzden ilacın bulunmasını istiyoruz.
Biz birçok sorunun açıkçası son aşamasındayız. Bu zamana kadar sorunlarımız bir şekilde çözülmeye çalışıldı. Yüzde 95 ilacı sosyal güvenlik kurumuna veriyoruz ve her yıl düzenli sözleşme imzalıyoruz. İyileştirmeler vardı ama yeterli düzeyde değildi. Bazı şeylerin üstünü örtüyorduk ama artık son noktaya geldik. Görmezden geliniyoruz. Temmuz ayında yapılan iyileştirmelerde bir eczaneye yansıyan tutar 7-8 bin TL’lik bir tutar. Çalışanlarımızın asgari ücretlerine zam geldi ama elimizdeki imkanlar yeterli değil. Sermayeden yemek zorunda kalıyoruz. Yıllık 8 bin TL yapılan bir iyileştirme bir çalışanımızın asgari ücretine yapılan iyileştirmeyi karşılamıyor bile. Bir şekilde bu zamana kadar tolere etmiştik.
Personel sayısını azaltmaya gittik, eczanelerimizi küçültmeye çalışmıştık ama dayanacak noktaya gelemiyoruz maalesef. Sadece Kocaeli olarak değil Türkiye’de 54 eczacı odası bulunmaktadır. 54 eczacı odası ile bu kararı aldık. Haziran ayında bölgeler arası yapılan kongrede TEB Başkanı Arman Üney, 54 eczacı odası yöneticileri ile birlikte alınmış bir karar. Bu kararı almamızda 9 farklı amacımız var. Bunlardan biri kamuda çalışan meslektaşlarımızın özlük haklarının iyileştirilmesi.
Birçok fakülte açıldı. Ben mezun olduğumda 9 eczacılık fakültesi vardı. 2022’ye geldiğimizde 60-70 eczacılık fakültesi var. Bu kadar eczacılık fakültesine ihtiyaç yoktu. Bizim daha çok ilaç üretmemiz lazım. Yeni moleküller bulmamız lazım. Bu açılan yüzlerce fakültede hem fiziki olarak hem eğitim kadrosu olarak iyi bir düzeyde değiliz. Araştırmaya, geliştirmeye yönelik çalışmalar yapılacak olsa elbette yapsınlar ama çoğunluğunun kadrosunda eczacılıktan mezun bir öğretim görevlisi yok. Biz nitelikli fakülteler istiyoruz. İstihdam edilecek sayıda öğrenci alımı olsun istiyoruz. Sadece eczacılık bölümü ile alakalı bir sıkıntı değil artık. Örnek verecek olursak İrlanda küçük bir nüfusa sahip ama orada 9 tane eczacılık fakültesi var ve dünyada ilaç ihracatında 3. sırada. Türkiye’de 60 eczacılık fakültesi var ve nüfus oranı olarak daha büyük olmasına rağmen dünyada ilaç ihracatında 22-23. sırada yer alıyor.
Baktığınız zaman ilaç molekülü üretimi Türkiye’de var mı? Açıkçası Türkiye’nin yeni bir molekülü yok. Burada üretebildiğimiz iki ilaç haricinde bir etken madde yok. Dış ticaret açığının olmasının en büyük etkenlerinden biri de ilaç. Yüzde 5’i ilaçtan kaynaklanıyor. Son yapılan ilaç zamları sonrası biz vatandaştan ilaç için istenilen rakamları alırken de isterken de utanıyoruz. Vatandaş ilaç alırken ücretin yüzde 20’sini öderken şu anda ilaç fiyat farkı, ilaç katılım payı gibi nedenlerle artık yüzde 50’den fazla pay vatandaşın cebinden çıkıyor. Vatandaşların SGK’lı olmasının bir anlamı kalmadı. Sosyal bir devlet olarak daha az fark ödeyerek, daha az para ödeyerek ilaçlara ulaşılmasını istiyoruz.”