Sağlık Bakanlığı'nca hazırlanan “Eczacılık Yasa Taslağı” ile yeni eczane açılmasına sınırlama getirilmesi planlanıyor. Taslak, 2 bin 500 nüfus başına bir eczane açılmasını, Eczacılık fakültesi mezunlarının, 1 yıl eczanelerde “ikinci eczacı” olarak staj yaptıktan sonra kendi eczanelerini açabilmelerini öngörüyor. Ancak mevcut eczaneler yeni düzenlemeden etkilenmeyecek. Sağlık Bakanlığı yetkilileri, 6197 sayılı “Eczaneler ve Eczacılık Hizmetleri Hakkında Yasa”nın çok eski olduğunu ve değiştirilmesi için çalışma başlattıklarını bildirdi. Değişiklik yönündeki talebin, Türkiye genelindeki eczacı odalarının önerileriyle Türk Eczacıları Birliği (TEB) tarafından Sağlık Bakanlığı’na iletildiği ve yapılan çalışmalar sonucunda da Bakanlığın gündemine getirildiğini ifade eden yetkililer, “Hazırlanan yasa taslağı, Başbakanlığa sunulmuştu ancak kimi kurum ve kuruluşlar, bazı konularda taslaktaki öngörülenlerin dışında görüşler belirttiler. Taslak da genel seçimlerin ardından tekrar görüşülmek üzere ilgili bakanlıklara gönderilmişti” dedi. Taslağa son şeklinin TBMM Genel Kurulu’nda verileceğini belirten yetkililer, “Bakanlığımız, eczacı olan başka milletvekillerimizin öngörülerini bekliyor, bu konuda çalışma yapıyor. Bunun 3 hafta içinde tamamlanmasını bekliyoruz. Bundan sonra TEB’le tekrar görüşülecek. Sonrasında da Bakanlar Kurulu’na ve Meclis’e gönderilecek. Bu aşamada, meclisin takdirine göre bu yasama yılında görüşülebileceğini ümit ediyoruz” görüşünü dile getirdi. ‘Uygulama alanlarının daralacağı kanaatinde değiliz’ Taslağın, AB uygulamaları dikkate alınarak hazırlandığını dile getiren yetkililer, yeni düzenlemeyle, Türkiye’de eczanelerin sayısının nüfusa dayalı olarak sınırlandırılmasının planlandığını kaydetti. Nüfus göz önüne alındığında Türkiye’deki eczane sayısının Avrupa ülkelerine oranla çok yüksek olduğunu ifade eden yetkililer, “Düzenlemeyle, yeni eczane açılışlarına sınır getirilmesi öngörülüyor. Her 2 bin 500 nüfus için bir eczane açılabilecek ancak mevcut eczaneler yeni düzenlemeden etkilenmeyecek” tespitini yaptı. Daha önceki çalışmalarda, eczaneler arasında belli bir mesafe şartı olduğunu ancak bunun uygun karşılanmadığı için henüz kesin bir karar verilemediğini ifade eden yetkililer, “Bu sınırlamadan sonra eczacılık mensuplarının mesleki uygulama alanlarının daralacağı kanaatinde değiliz” dedi. Yetkililer, taslakta, eczanelerde ikinci bir eczacı çalıştırma zorunluluğunun da öngörüldüğünü, bunun için eczanelerin SGK’na verdiği reçete sayısının ya da cirosunun göz önünde bulundurulacağını belirterek, cirosu yüksek olan bir eczanenin, ikinci bir eczacı belki üçüncü bir eczacı çalıştırabileceğini bildirdi. Taslakta, 2 eczacının bir araya gelerek ortak bir eczane açabilmesine yönelik planların da olduğunu belirten yetkililer, ancak bu konuda metinde henüz yer alan bir madde olmadığını, son şekli verilmeden tartışılacağını kaydetti. Okulu bitiren hemen eczane açamayacak Taslaktaki bir diğer düzenlemeye göre de eczacılık fakültelerini bitirenlerin hemen eczane açamayacaklarını kaydeden yetkililer, mezunların 1 yıl eczanelerde “İkinci Eczacı” olarak staj yaptıktan sonra kendi eczanelerini açabileceklerini ifade etti. Yetkililer, bu uygulamadan, yasa çıktığında öğrenimi devam eden ve mezun olanların etkilenmeyeceğini vurguladı. Öte yandan, eczanelerde çalışan kalfaların da “eczacı yardımcısı ya da eczacı teknisyeni” gibi bir unvan sahibi olacaklarını belirten yetkililer, şu an görev yapan kalfalar için Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve TEB tarafından dönem dönem kurslar düzenlendiğini anımsattı. Yetkililer, bunların dışında Eczacılık Fakültelerinde 2 yıllık eczacı teknisyenliği yüksek okullarının açılmasıyla, buradan mezun olanların “eczacı yardımcısı ya da eczacı teknisyeni” unvanını alacaklarını belirtti. ‘Eczacı-eczacı ortaklığı gibi bir önerimiz yok’ Türk Eczacıları Birliği Genel Başkanı Erdoğan Çolak da mevcut yasanın yaklaşık 55 yıl önce kabul edildiğini, bu nedenle bazı değişiklikler yapılarak çağa uygun hale getirilmesi için uzun zamandır çalışma yaptıklarını ve hazırladıkları yasa taslağını ilgili kurumlara ilettiklerini söyledi. “Yasa değişikliğinden beklentimiz, temel olarak yılda 14 eczacılık fakültesinden eczacı sıfatıyla mezun olanların ortalama 800 yeni eczane açması, bunun doğurduğu mesleki, etik, ekonomik sorunlara çözüm bulacak şekilde yeniden düzenlenmesiydi” diyen Çolak, şunları kaydetti: “Yani, yardımcı eczacılık sistemi (65 yaş üstünde ve mezuniyetten sonra bir (yıl), ciroya göre yardımcı (ikinci) eczacı çalıştırma, eczanelerin nüfus ve mesafeye göre sınırlandırılması gibi çağın gereklerine ve yaşam koşullarına uygun temel taleplerimiz oldu. Ciroya göre yardımcı eczacılık sisteminin mantığı, iş yükünün arttığı durumlarda eczacıların hastalara yeterli zaman ayırmasını sağlamaktı. Mezuniyetten sonra bir yıl çalışan eczacı da eczane pratiği hakkında bilgi ve deneyim sahibi olacaktı. Ancak geldiğimiz noktada, meslek örgütümüzün onaylamadığı bazı değişikliklerin yasa taslağında yer alması olasılığının haklı endişesini taşımaktayız. Duyumlarımıza göre ‘eczacı-eczacı ortaklığı’nı gündeme getirebilecek bir model yasa taslağına eklendi ve 3000-3500 olan nüfus sınırlaması 2 bin 500’e düşürüldü. Her şeyden önce bir meslek örgütünün kendisi ile doğrudan ilgili bir taslak değişikliğini duyum yoluyla öğrenmesini demokratik teamüller açısından son derece yadırgadığımızı belirtmeliyim. Bu mesleği icra edenler olarak bizlerin, eczane sayısındaki sıkışmanın ortadan kalkması konusunda ‘eczacı-eczacı ortaklığı’ gibi bir önerimiz yok. Eczacı-eczacı ortaklığı, sorunlarımızı çözmekten son derece uzak, aynı zamanda başka sorunlara yol açabilecek bir modeldir. Bununla, eczanelerin şirketleşmesinin, tekelde toplanmasının ve el değiştirmesinin önü açılıyor. Korkumuz, o eller, eczacının elleri olmayacak. Türkiye’nin büyüyen ilaç pazarındaki payını artırmak isteyen çok uluslu şirketlerin elleri olacak.” ‘Türkiye’de 3 bin 250 kişiye bir eczane düşüyor’ Çolak, “yasa taslağında eczane başına düşen nüfusun 2500’e indirilmesinin ve ilaç fiyatlarının düşmesinin, azalan eczacı karlarının yarattığı sıkışmayı” arttıracağını öne sürdü. Türkiye’de 2008 yılı itibariyle 3 bin 250 kişiye bir eczane düştüğünü belirten Çolak, şunları söyledi: “Ülkemizde eczane sayısındaki artış bu şekilde doğrusal biçimde devam ederse, 2 bin 500 kişiye bir eczacının düşeceği tarih 2020’de olacak. TEB (2008), bu uygulama, ancak Türkiye’deki toplam 923 ilçeden sadece 8 tanesinde daha fazla eczane açılmaması anlamına gelecek. Bazı ilçelerde ise gerçek anlamda 2050 yılına kadar herhangi bir kısıtlama konulmamış olacak, eczanelerin sınırlandırılması sorunu sadece ötelenecek. Biz, mevcut yasada bulunan ‘eczanenin sahibi ve sorumlu müdürü eczacıdır’ maddesini değişikliğe uğratan herhangi bir modele kesinlikle karşıyız. Bunun sorunlarımızı çözmeyen, sadece öteleyen bir yöntem olduğunu düşünüyoruz.” (AA)