Edebiyat alanında, “Gül yetiştiren adam” olarak bilinen Rasim Özdenören, Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Ödülü’nü almayı beklemediğini söylerken, “Türkiye’de ilk defa böyle bir ödüle mazhar oldu, kurula teşekkür ederim” dedi. Özdenören, “Eğer başarılı olabilseydim, ‘Yapmak istediğim bu’ diye bir öykü çıkarabilseydim yazmaktan vazgeçerdim” diye konuştu ve yazı yazmak vazgeçmediğine göre başarılı olduğunu düşünmediğini belirtti.
Diriliş Postası’a konuşan ve ilk ödülünü 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın da kurucuları arasında yer aldığı Türkiye Milli Kültür Vakfından aldığını söyleyen Özdenören, “O vakıftan aldığım ödülün törenine gitmekten içtinap etmiştim. Ödül töreni 5 yıldızlı bir otelde yapılıyordu ve o tür yerlere çok alışık olmadığım için gitmek istememiştim” dedi.
50 yılı aşkın süredir yazdığı anlatan Özdenören, şu değerlendirmede bulundu:
“Ben öyküler, denemeler yazdım. Öyküde hedeflediğim şey şuydu, ‘Acaba bir anın öyküsünü kayda geçirebilir miyim?’ Yazdığımız onlarca, belki yüzlerce öykünün temel dengesi buydu. Bir insanın veya bir anın öyküsünün kayda teşhir edilme çabası. Bu çabada başarılı olduğumu düşünmüyorum. Hala aynı şeyi yazmaya, çeşitli vecihlerde aynı durumu tekrar tekrar denemeye devam ettiğime göre başarılı olamadığımı düşünüyorum. Eğer başarılı olabilseydim, ‘Yapmak istediğim bu’ diye bir öykü çıkarabilseydim yazmaktan vazgeçerdim. Ama vazgeçmediğime göre kendimi çok başarılı saymıyorum bu noktada.”
Fikir alanında yapmak istediklerini de anlatan Özdenören, şöyle konuştu:
“Bizim ülkemizde kültür alanında yoğun bir kavram kargaşası var. Biz Tanzimat’tan bu yana ne kendi kavramlarımıza sahip çıkabildik ne de Batı’dan aldığımız kavramların içini doldurabildik. Öyle olduğu için de, bu kavramlar üzerinde birbirimizden farklı telakki tarzlarına sahip olduğumuz için de kavgamız, ‘bu kavramları yerli yerine oturtma savaşı’ biçiminde halen devam ediyor. İslam ile Avrupa medeniyetlerinin kardeşlik, eşitlik ve hürriyet kavramlarından anladıkları, aynı şey değil. Bizim eşitlikten anladığımız hususun içinde adalet de var. Halbuki Batı’nın eşitlikten anladığı ‘dünyaya hür ve eşit olarak gelirim.’ İslam da bunu böyle söylüyor fakat Batı’dan tümüyle farklı bir uygulama tarzımız var.”
Ömrü boyunca bunları anlatmaya çalıştığını dile getiren Özdenören, “Tabii pratikte çok zincirleme etkileri var. Evvela bir kavram kargaşası içinde olduğumuzu kabul edersek, oradan hareketle kavramlar üzerinde belirli ölçülerde mutabakat sağlayabilirsek oradan da barışın yolunu açmış oluruz” sözlerine yer verdi.