Milli Eğitim Bakanlığı, liseye geçişte uygulanan TEOG sistemini kaldırarak yerine öğrencilerin evlerine en yakın okula kayıt ettirilmesini sağlayan nitelikli okullara giriş için ise bir sınav düzenlenmesini öngören bir sistem getirdi. Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz TEOG’u niçin kaldırıldığına dair açıkladığı gerekçeleri arasında, öğrencilerin sınavlara hazırlanmak için devamsızlık yapmaları ve sınav baskısından dolayı çocukluk ve gençliklerini yaşayamamaları da yer aldı.
Kaldırılan TEOG’un yerine sunulan sistemin ayrıntıları henüz netleşmezken, Eğitim-Se, MEB’in liseye geçiş sistemine ilişkin hatalara yer verilen “Geçiş Sistemi ve Gerçekler” başlıklı bir rapor hazırladı. Sınavla öğrenci alacak ‘nitelikli’ liselerin henüz açıklanmadığını ve sınavsız geçiş yapılacak liseler için de tercih sisteminde netleştirilmediğini belirten Eğitim Sen öğrencilerin sınav stresine maruz kaldığını savundu.
Hazırladığı raporda adrese dayalı sınavsız öğrenci alacak liselerin il il sayılarını değerlendiren Eğitim Sen, bakanlığın öğrencilere seçme şansı bırakmadığı öne sürdü. Yeni sistemde öğrenciler MEB’in 3’lü çember sistemine göre tercih yapacak. Öğrenciler üç Anadolu lisesi, üç İmam Hatip Lisesi ve üç Mesleki teknik Anadolu lisesi olmak üzere dokuz tercih yapabilecek. MEB’in verilerine göre, Türkiye’de 2 bin 424 Anadolu Lisesi, 3 bin 190 Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ve bin 452 İmam Hatip Lisesi bulunuyor. MEB’in 3’lü çember sistemine göre 9 seçenek sunulabilmesi için her çemberde üç okul olması yani okul sayılarının eşitlenmesi gerekiyor. Bu sistemin uygulanabilmesi için MEB 907 imam hatip lisesine ihtiyaç duyacak. Bu okulların hemen yapılmasının mümkün olmadığını belirten Eğitim Sen sayıyı dengeleyebilmek için bir çok Anadolu lisesi ve meslek lisesinin imam hatiplere dönüştürülmek ile karşı karşıya kalacağını belirtti.
Gazete Duvar'da yer alan habere göre, Eğitim-Sen raporunda MEB’in planladığı dokuz okulun eşit sayıda okul türünden oluşmasının koşullarının olmadığını belirtti. Yeni sistemin öğrencilere dokuz okuldan beş tercih yapma zorunluluğu getirdiğini aktaran sendika bunun ‘tercih’ mantığına aykırı olduğunu belirterek,”Dokuz okulun üç Anadolu lisesi, üç imam Hatip lisesi ve üç mesleki ve teknik Anadolu lisesi şeklinde dağılacağı dikkate alındığında, beş tercih yapma zorunluluğunun aslında öğrencileri gitmek istemedikleri okul türlerine zorladığı anlaşılmaktadır” sonucuna vardı.
Yeni sistemde öğrencilerin yüzde 10’u ‘nitelikli’ okul olarak belirlenen sınavla girilen okullara yerleştirilecek. Sınavla yerleşemeyecek yüzde 90‘lık kesimi adrese dayalı kayıt alanına göre liselere yerleştirilecek. Sistem, oluşturulacak eğitim bölgesinde bulunan dokuz okuldan beş tercih yapan öğrencinin tercih ettiği okullardan birine yerleşmesini amaçlıyor. Dokuz okulun ise üç ayrı okul türünden üçer tane olarak oluşması planlanıyor. Bu sistemin uygulanabilmesi için okul türlerinin sayısal eşitliğinin sağlanması ve dengeli coğrafi dağılım gerekiyor.
Eğitim Sen’e göre okul sayıları bu durumun imkânsızlığını ortaya koyuyor. Ankara-Çankaya, Batman-Merkez, İstanbul-Üsküdar, Muğla-Fethiye, Yozgat-Boğazlıyan, Çanakkale-Ayvacık-Bayramiç ilçelerindeki okul sayılarını inceleyen sendika öğrencilerin en çok Anadolu liselerini tercih ettiğini belirleyerek, Türkiye’de neredeyse hiçbir bölgede MEB’in sistemine uygun okul sayısal yapısına sahip olunmadığını vurguladı. Verilere göre birçok ilçede öğrencilere dokuz seçenek sunulabilmesi için en yakın lise 50 kilometre uzakta bulunuyor. Eğitim Sen bu tabloya ilişkin, “MEB’in TEOG sistemini kaldırırken öğrencileri ve velilerini ikna etmek için kullandığı öğrencilerin ‘adreslerine en yakın okula gidecekler’ iddiasından vazgeçtikleri anlamına gelecektir. Diğer bir sonuçta öğrencilerin ilgi, istek ve yönelimlerine uygun oluşturulmamış okullaşma politikalarının yarattığı mağduriyetlerdir” dedi.
Eğitim Sen raporunda “Proje okulu uygulaması sonucu yapılan öğretmen atamaları veri olarak kabul edilirse eğer zorlu bir sınav sonucunda yüzde 10’luk dilime girmeyi başaran öğrenciler öğrenim görecekleri dört yıllık lise yaşantısını da siyasi iktidarın belirlediği öğretmenlerle yapacaklar. MEB kendi politikalarına onay vermeyen öğretmenlerin akademik eğitim alacak öğrencilerle buluşmasını engellemeyi hedeflemiştir” değerlendirmesinde bulundu.