Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde 1000'e yakın öğretmenin, zorunlu yer değişikliği kararı ile başka illere ataması yapıldı. Başka illere ataması yapılan öğretmen sayısı Şanlıurfa'da 367, Diyarbakır'da 264, Gaziantep'te 51.
Öğretmenler Pazartesi günü görev yaptıkları okullara ait veri sisteminden ilişiklerinin kesildiğini öğrendi ancak birçoğu hala hangi il ve okula atandığını öğrenebilmiş değil.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) atamaları "sürgün" olarak nitelendirerek, öğretmenlerin çoğunun Orta Anadolu'nun çeşitli illerine gönderildiğini vurguladı.
Karardan sonra öğretmenlerin, 15 gün içinde atandıkları okullarda göreve başlamaları gerekecek.
Eylül 2016'da Eğitim Sen üyesi Diyarbakır'da 4300, Türkiye genelinde ise 11 bin öğretmen açığa alınıştı.
Diyarbakır 1 No'lu Şube'de konuyla ilgili bir basın açıklaması yapan Eğitim Sen yetkilileri, kararın eğitim-öğretim hayatına da büyük bir darbe vuracağı görüşünde.
Basın açıklamasının yapıldığı salon, başka illere atamaları yapılan öğretmenlerle dolu. Toplantıya çocuklarıyla gelen birçok öğretmen var. Herkes çok kaygılı, başka bir şehre gidip gitmeme konusunda ikilem içindeler.
Konuştuğum bazı öğretmenler istifa etmeyi düşünüyor ama gitmekten başka çaresi olmayanlar çoğunlukta.
Sendika hukuki yollardan karara itiraz etmeyi düşünüyor ama öğretmenler arasında Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile bu yolun kapatılacağı yönünde kaygılananlar da var.
Bunlardan biri Çankırı'ya sürgün edilen ve koridordan toplantıyı izleyen 18 yıllık bir fen bilgisi öğretmeni.
İsmini vermek istemeyen öğretmen, "Yeni bir KHK ile itiraz yollarını kapatmayacaklarının garantisi yok. Son KHK buna örnek. Sürgün kararı bununla sınırlı kalmayacak. Bu, buz dağının görünen yüzü" diyor.
İki küçük kızını sendikanın oyun odasına bırakan 11 yıllık bir başka öğretmen, arkadaşlarına içinde bulunduğu zor durumu anlatıyor.
Öğretmen olan eşi de geçen yıl meslekten ihraç edilmiş. Gideceği yerde güvenlik endişesi yaşamaktan korktuğunu söyleyerek ne adını vermek istiyor, ne de fotoğrafının çekilmesini. İstifa etmek gibi bir şansının olmadığını anlatıyor, eşi hala bir iş bulamadığı için ücretsiz izin seçeneğini de elemek zorunda kaldığını söylüyor.
İngilizce öğretmeni Berfin İde de, oğlu Robin ve eşiyle birlikte açıklamaya gelmiş.
4 yaşındaki küçük oğlunu Diyarbakır'da kreşe kaydettiğini ve tüm düzenini ona göre ayarladığını anlatıyor.
"Bu haksızlık elbet geri tepecek çünkü ortada somut, sürgüne neden olacak herhangi bir durum yok. Öğretmenliği çok seviyorum, öğrencilerimi de. Geçen yıl açığa alınmalarda öğrenciler çok mağdur oldu, bu yıl da sevdikleri öğretmenleri sürgün ediliyor. Yani bu karar sadece bizi değil, öğrencileri, ailelerini, eğitimin durumunu da etkileyecektir. Hepimize çok büyük haksızlık ediliyor. Umarım bu yanlıştan bir an önce dönülür."
Soyadını vermek istemeyen Rıdvan Hoca da 7 yıllık bir öğretmen. O, bu kararla bölgede Kürt öğrencilerin milliyetçi ideoloji ile eğitilmek istendiğini, duyarlı öğretmenlerin istifaya zorlanmak istediğini iddia ediyor:
"Sürgünler genelde Türk milliyetçiliğinin baskın olduğu şehirlere yapılmış. Sürgüne gelen öğretmene karşı belli bir ön yargının olacağı ve büyük bir ihtimalle terörist olarak görüleceği yerler bunlar. Yani bizi bu kararla fişlemiş oluyorlar. Güvenlik endişesi yaşayan öğretmen oralarda nasıl barınsın? Öğretmenleri istifaya zorlayacaklar.
"Eşim hamile, çocuk bekliyoruz. Sürgün edildiğim yer açıklanmadı, ekonomik olarak beni zorlayacak ama istifa edeceğim. Bu kirli ve kurnaz siyasetin ve kendini bilmezlerin hedefi, kurbanı olmayı hiç düşünmüyorum."
İstifayı düşünen bir diğer öğretmen de Önder Özbey. Sur ilçesinde öğretmenlik yapan genç öğretmen, kararı "büyük bir haksızlık" olarak tanımlıyor:
"İnsanları yıldırmaya ve örgütlü bir yapıyı dağıtmaya yönelik kararlar bunlar. Gittikleri yerlerde öğretmenler dışlanacaktır. Kürtler için yaşamanın zor olduğu yerler. Ben de gitmemeyi düşünüyorum. Hukuki mücadeleme devam edeceğim ama sürgüne gitmeyeceğim."
Eğtim Sen 3 No'lu Şube Başkanı Ramazan Sümer ise kararın çok büyük bir ceza olduğunu ifade ediyor, bölgede eğitim ve öğretime darbe vurulmak istendiğini savunuyor.
15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminden sonra alınan kararların sendikal faalieyetleri bitirmeye yönelik olduğunu iddia eden Sümer sözlerine şöyle devam ediyor:
"Bölgede eğitim ve öğretime de darbe vermek istiyorlar. Geçen yıl da yine kurban bayramından önce binlerce öğretmenimiz açığa alındı ama aslında cezalandırılanlar, öğrenciler ve halkımız. Çocuklarımızın eğitim hakkının ihlal ediliyor olması iktidarların umurunda bile değil. Arkadaşlarımızın can güvenliği tehlikesi de var. Alınan kararların sonuçları ağır olabilir."
Diyarbakır Eğitim Sen 1 No'lu Şube Eş Başkanı Abbas Şahin yaptığı açıklamada, olağanüstü hâl ilanıyla 100'e yakın üyelerinin evlere yapılan baskınlarla gözaltına alınıp aylarca tutuklu kaldığını hatırlatıyor. Gözaltına alınanların neredeyse tamamının KHK'larla ihraç edildiğini söyleyen Şahin, sözlerine şöyle devam diyor:
"Bu bir yıllık süreçte sendikamıza bağlı aralarında Barış imzacısı akademisyenlerinde bulunduğu 1521 eğitimci ve konfederasyonumuz, KESK'e bağlı sendikalarımıza üye toplamda 4074 arkadaşımız, KHK rejimi tarafından hukuksuzca ihraç edilmişlerdir. Bütün bu uygulamalarının sonunda da 11 bin üyemize yönelik idari ve disiplin yönünden ceza dosyaları hazırlanarak 1/30 maaş kesim cezaları verilmiştir. Bunun akabinde zorunlu yer değişikliği adı altında Milli Eğitim Bakanlığına üyelerimizin sürgün edilmesi için idari yönden taleplerde bulunulmuştur."
Abbas Şahin, söz konusu sürgün uygulamayı "Şark Islahat Planı'nın maskelenmiş hali" olarak nitelendiriyor:
"29 Aralık grevinin KHK/OHAL Rejiminin bir bahanesi olduğunu, 2008 yılından bu yana yürürlüğe koymak isteyip bir türlü yürürlüğe koyamadıkları 'rotasyon' uygulamasından net bir şekilde anlıyoruz ki aslında bu çok önceleri hazırlanmış bir planın ilk adımlarıydı. Çünkü 'rotasyon' , Şark Islahat Planı'nın yani 'sürgün ve göçertmenin' günümüzdeki maskelenmiş adı olarak karşımıza çıkmaktadır.
"Yürürlüğe konulan 'Tehcir/Göçertme' politikasını cumhuriyet tarihi boyunca uygulana gelen asimilasyon politikalarından bağımsız olmadığı gibi, kültürel ve tarihi değerlerimizi yok etmeye yönelik başlatılan Sur ve Hasankeyf yıkım ve kıyımlarından bağımsız olmadığını/olmayacağını halkımızın ve kamuoyunun dikkatine sunuyoruz."
BBC Türkçe, öğretmenlerin zorunlu yer değişikliği kararı ile başka illere atanması ile ilgili olarak Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri ile görüşmek istedi ancak bayram tatili nedeniyle yetkili herhangi bir isme ulaşamadı.