Eğitim Sen’li öğretmen çift Hüda Yıldırım, Ferit Doğanşur, mesleklerinden ihraç edildikten sonra, Kadıköy’de, ‘KaHKaha’ kafeyi açtı. Cumhuriyet'ten Mehmet Kızmaz'ın röportajına göre, Yıldırım ve Doğanşur, kafeyi kültürel ve sanatsal çalışmaların olacağı bir kültür merkezine çevirmek istiyorlar.
Cumhuriyet'tin bugünkü (27 Ocak 2018) sayısında yayınlanan Memhet Kızmaz'ın röportajı şöyle:
Hüda Yıldırım, 10 yıllık edebiyat öğretmeni. Nişanlısı Ferit Doğanşur ise beden eğitimi öğretmeni. Doğanşur, Van’da görev yaparken Mart 2017’de Yüksek Disiplin Kurulu tarafından ihraç edildi. Yıldırım, son üç yıldır İstanbul’da görev yapıyordu. Diyarbakır’da görev yaptığı sırada KESK’in emekçilerin özlük haklarıyla ilgili yaptığı bir yürüşe katıldığı gerekçesiyle 29 Ekim 2016’da çıkarılan 675 sayılı KHK ile mesleğinden ihraç edildi. Öncesinde, ‘örgüt propagandası’ iddiasıyla 90 öğretmen hakkında başlatılan soruşturma nedeniyle gözaltına alınmıştı. Davası sürüyor. Bir sonraki duruşması 30 Ocak’ta. “Bu dava sendikal faaliyetlerimiz nedeniyle açıldı” diyen Yıldırım, yargılanması için Eğitim Sen’li olmasının yeterli görüldüğünü dile getiriyor. Eğitim öğretim hayatını engelleme iddiasıyla suçlandığına dikkat çekerek, “Meslek hayatım boyunca bir aylık rapor almışlığım yoktur” diyor.
'İktidarın, muhaliflere yönelik terör algısı oluşturmaya çalıştığını AKP’nin tabanının dahi anladığını' söylüyor: “Ama toplumun eksik kaldığı, bilmediği bir nokta var, ihraç sadece bir işten çıkarılma değil. İhraç edilen bir insanın hemen hemen bütün vatandaşlık hakları elinden alınıyor, sağlık güvencesinden yoksun bırakılıyorsunuz, yurtdışına çıkma yasağı konuluyor, işten çıkarıldığınız için zaten ekonomik bir kayıptasınız onun dışında birçok kamu kurumunda KHK ile ihraç edildiğinize dair, evraklar, kayıtlar size gösteriliyor. Daha önce Cumhurbaşkanı ‘gitsinler özel sektörde çalışsınlar’ demişti. Özel okullara da bizlerin çalıştırılmamasına dair yazılar gönderiliyor. Bir yaftalanma söz konusu. Misal, indirimli otobüs kartlarımıza dahi el konuluyor. İşte burda psikolojik, toplumsal anlamda baskı, bir linç var. ”
KaHKaha kafeyi, bu umutsuzluk ve moralsizlik iklimine karşı güç versin diye açmışlar. Yıldırım, “Gülmeliyiz” diyor ve ekliyor: “Bir şeyleri değiştirebilme gücünü kendimizde bulabildiğimizi ve o güce inandığımızı söylemek, göstermek için ve biraz da ironik bir isim olsun diye kahkayı düşündük. Kâr amacı gütmedik. Kapitalist sistemde bizim yaptığımız şey, Ferhan Şensoy’un, ‘Kahraman Bakkal Süpermarkete Karşı’ oyunu gibi.. Bu bir ayakta kalma mücadelesidir. Tabii ki yıllarca dirsek çürüterek edinebildiğimiz öğretmenlik mesleğimizin, gasp edilen haklarımızın iade edilmesi gerekiyor. İhraç edilen insanların mücadelesi ya da KHK’lere karşı çıkmak, Türkiye demokrasi tarihinde büyük müdacelelerden biri. Kahkahalarımızı hep birlikte atalım diyoruz. Burada esnaf ve halkla iletişimdeyiz, toplumsal meşrutiyetimizi tekrar kazandık, hakikatler ihraç edilemez.”
Nişanlısına destek olan Ferit Doğanşur, görevinden uzaklaştırılmadan önce Van Bahçesaray Çok Programlı Meslek Lisesi’nde görev yapıyordu. Öğrencilerini tartaklayan polisler hakkında şikâyetçi olduktan sonra hedef olduğunu anlatıyor: “Sürekli takip ediliyordum. Okulda gelip taciz ediyorlar. En son taksicileri ve dolmuşçuları ilçe merkezinde toplayıp ‘Ferit Hoca’yı bir yere götürmeyeceksiniz, götürürseniz ceza yazacağız’ diye tehdit ediyorlar. Savcı, ‘Yapacak bir şey yok’, kaymakam ‘Delil gösterin’ diyor. Polisler, taksicilere, ‘20 gün taşımayın bu hocayı’ demişler ve gerçekten de hakkımda 20 gün sonra işlem başlattılar. Dosyama bakan hâkime de kaymakamın eşiydi. Kaymakamla önceden şöyle bir olay yaşamıştık. Devletin kadrolu öğretmenini kendi ve başka bir savcının çocuğu için görevlendirme ile kaymakamlık bünyesinde özel sınafa almıştı. Biz de tepki göstermiştik.”
Doğanşur, “KHK’leri muhaliflere karşı yayınladıklarını 5 yaşındaki bir bebek bile biliyor” diyerek, şöyle devam ediyor: “140 bin memurdan önce kendilerine KHK yayınlasınlar. Eski sevgilisi tarafından ihbar edilen onlarca insan gibi haksız yere ihraç edilen yüz binlerce insan var. Vazgeçersek kaybederiz. Herkese zora girdiklerinde gülümsemeyi, bir kahkaha atmayı öneriyoruz.” Kafeyle, izole edildikleri çemberi delerek, kendilerine alan açtıklarını söyleyen Doğanşur, “Bizi öğretmenlikten ihraç etmiş olmaları öğretmen olmadığımız anlamına gelmiyor. İşimize iade edilsek de burası emekçilerin kahkahası olacak. Birçok şehirden, yurtdışından da desteğe gelen, sarılıp ağlayanlar oldu. Bazı arkadaşlarımız cafenin tadilatında, fikirleriyle yanımızda oldular. Bizi yalnız bırakmayan, emek veren arkadaşlara da teşekkürlerimizi sunuyoruz. Yolu düşen herkesi bekliyoruz. Yemediğimiz, tatmadığımız hiçbir şeyi kafemize gelen arkadaşlara tattırmıyoruz. Bölgelere özgü organik ürünler sunuyoruz. Buraya sadece bize destek için değil kendi ağızlarının tadı için de gelmeleri gerektiğini iddia ediyoruz. Hüda Hocam bu konuda oldukça marifetli. Ben sadece servis konusunda yardımcı oluyorum” diyor.