Eğitimcilerden Türkiye’nin farklı bölgelerinde milli eğitim müdürlükleri tarafından 10 yaşından küçük öğrencilere “değerler eğitimi” adı altında yarım gün tutulan 'tekne orucu' uygulamasına tepki geldi. Çocuk Psikiyatristi Yard. Doç. Dr. Neslim G. Doksat, "Çocuk bu durumda matematik dersinde elde etmesi gerektiği başarı seviyesi ile oruç konusunda oluşan beklentiyi eşit seviyede görebilir. Bu da dini ritüellerden korkma, sıkılma ve bunun sonucunda oluşacak vicdan azabı ile sonuçlanabilir" dedi.
Sahurda aileleri tarafından uyandırılan Mirhasan İlkokulu’ndaki çocuklar, öğlene kadar oruç tutarken öğle namazının ardından okulda oruçlarını toplu olarak açtılar. Benzer bir uygulama Arnavutköy Belediyesi tarafından da gerçekleştirilirken, ilçedeki gençlik merkezinde yaşları 4 ile 8 arasında değişen çocuklara, öğle namazına kadar oruç tutturuldu.
Cumhuriyet gazetesinden Deniz Ülkütekin'in haberine göre, Çocuk Psikiyatristi Yard. Doç. Dr. Neslim G. Doksat okullarda akademik becerilerin verilmesi gerektiğini, dine yönelik eğitimi de kapsadığını ancak uygulama için okulun doğru adres olmadığını vurguladı. Doksat sözlerine şunları ekledi:
"Dini inançların aile içinde kalması gerekir. Okul akademik becerilerin geliştirildiği öğretim yeridir. Dine yönelik eğitim de bunun içindedir ama uygulamaları ve ritüelleri okul bünyesine taşırsanız çocuklar dini ağır bir baskı aracı olarak algılayabilir. Çocuk bu durumda matematik dersinde elde etmesi gerektiği başarı seviyesi ile oruç konusunda oluşan beklentiyi eşit seviyede görebilir. Bu da dini ritüellerden korkma, sıkılma ve bunun sonucunda oluşacak vicdan azabı ile sonuçlanabilir. Öte yandan oruç beklentisini gerçekleştiremeyen çocuk, sınıfta dışlanma sorunu yaşayabilir. Böylece çocuğun kendini ezik veya eksik hissetmesi durumu oluşabilir. Bu da ilerleyen yaşlarda dine bakışın olumsuz yönde gelişmesine yol açar. Tekne orucu gibi uygulamalar aile gibi baskı ve beklentinin düşük olduğu bir grupta uygulanmalıdır. Okulda bunu gerçekleştirmeye çalışmak, mahalle baskısının çocuk versiyonuna benziyor.”
Eğitim Sen Kocaeli Şubesi’nden yapılan açıklamada, öğrencilere tekne orucu tutturmanın MEB’in değerler eğitiminden sadece dini değerleri anladığının bir kanıtı olduğuna değinildi.
Açıklama şöyle: "MEB, değerler eğitiminden sadece ‘dini değerleri’ anlamakta, okullarda başta Diyanet İşleri Başkanlığı olmak üzere, çeşitli vakıf ve derneklerle işbirliği ile belli bir dinin (İslamiyet), yine belli bir mezhebinin (Sünni/Hanefi) değerlerini tüm öğrencilere “değerler eğitimi” adı altında dayatmaya çalışmaktadır. Oysa yapılması gereken insanlık tarihi içinde ortaya çıkan ve tüm insanlık için aynı anlama gelen evrensel değerlerin okullarda öğretilerek, öğrencilerde davranış haline gelmesinin sağlanmasıdır.”
Ayrıştırıcı uygulama Eğitim Sen Gölcük Temsilcisi Füsun Yaycı konuyla ilgili olarak, ilçe milli eğitim müdürü Ercan Gülsuyu’nun uygulamayı Gölcük’te isteyen tüm okullara yaygınlaştıracaklarını söylediğini belirterek, ortada herhangi bir dayatma olmasa da, dini içeriğin öğrenciler üzerinde bir baskı oluşturacağını vurguladı. Değerler eğitimi adı altındaki tüm etkinliklerin dini motifler içerdiğini kaydeden Yaycı, okullarda öğrencilere tekne orucu tutturmanın ayrıştırıcı bir uygulama olduğunu da sözlerine ekledi.
Eğitim İş Genel Başkanı Mehmet Balık, uygulamanın tamamıyla ilçe milli eğitim müdürlerinin kendi fikirlerini dayatma çabası olduğunu belirtirken uygulamanın çocuklarda travmaya sebep olabileceğini de söyledi. Balık’ın açıklamaları şöyle:
“Son derece yanlış bir uygulama, laik eğitimin verildiği bir yerde 9 yaşından küçük çocuklara böyle bir uygulama dayatılması kabul edilemez. Şimdi düşünün bir çocuğun psikolojisini. Sınıftaki 10 arkadaşı oruç tutuyor ve kendisi acıkıyor bir şeyler yiyor. Bu durum çocukta ‘başaramadım’ psikolojisinin oluşmasına ve ciddi bir travmaya sebep olabilir.
Küçük yaştaki çocukları oruca alıştırmak için Osmanlı döneminde geliştirilen bir yöntem olan tekne orucu, çocuğun günün belli bir bölümünde oruç tutması anlamına gelir. Bazı bölgelerde sahurdan öğlene, bazı bölgelerde ise öğle ezanından iftara kadar tutulan tekne orucu ‘çocuk orucu’ ismiyle de bilinir.