Engelli çocukların, aileleri ve toplumla iletişime geçebilmelerini sağlayan ‘özel’ eğitimleri, 2006'dan bu yana Özel Özel Eğitim Merkezleri ve Özel Özel Eğitim Okulları'nca veriliyor. 3 yılda, özel eğitime ihtiyaç duyan 600 bin engelli bireyden 200 binine ulaşan okullar, "Özel Özel Eğitim Kurumları " altında dernekleşti. Dünya Gazetesi Büyük Jürisi engelliler için verdikleri mücadele nedeniyle "Özel Özel Eğitim Kurumlarını Yılın STK’sı seçti . Bu kurumlardaki çocuklar için "eğitim" yazma öğrenmenin ötesinde, aileleri ile belki tek bir alkış ya da tek bir sözcükle iletişime geçebilmeleri demek. Şu anda 1200 özel eğitim merkezinin 3' te 2' sine yakınını bünyesinde barındıran "Özel Özel Eğitim Kurumları " ise istihdam ettiği 35 bin kişilik eğitimci ordusuyla bu çocukların topluma kazandırılabilmesi için savaş veriyor. Ancak sektörün aşılmayı bekleyen sorunları da var. En büyük sorun ise yönetmelikler . Bu kurumlar hala yabancı dil, sürücü, bilgisayar kurslarıyla aynı yönetmeliklere göre faaliyetlerini sürdürüyorlar. Çocukların eğitim masraflarını tamamen devlet karşılarken , uzun zamandır ücretlere zam yapılmaması bu kuruluşlar için oldukça önemli bir sıkıntı. Dernek yöneticileri engelli çocukların daha iyi bir geleceğe kavuşabilmesi için destek bekliyor. Çocuğun gelişimine, çağ özelliklerine önem vermeyen bir öğretmenin durumu, yüksek bir balkonda durduğu halde, sokaktan geçen küçük bir çocuğa elini uzatan bir adamın haline benzer. Bu sözün altına hangi eğitimci imzasını atmaz. Biz, Özel Özel Eğitim Kurumları ve eğitimcileri olarak, yüksek bir balkondan, sokaktan geçen bir çocuğa el uzatmıyor, bu toplumun bir gerçeği olan ve kucaklanamayan engellileri ve engellilerin ailelerini kucaklıyoruz, ellerinden sımsıkı tutuyoruz. Onları toplum ile kaynaştırıyoruz. Onları toplum ile barıştırıyoruz. "Bu sözler Özel Özel Eğitim Kurumlan Derneği Genel Başkam Metin Taş'a ait . İnternet sitelerinden kendilerini bu sözlerle tanıtan Özel Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezleri ve Özel Özel Eğitim Okulları, bundan 3 yıl önce çıkarılan yasa çerçevesinde engelli çocuklara eğitim vermek amacıyla kuruldu. Bugün ise, Türkiye'de özel eğitime ihtiyaç duyan toplam 600 bin engelliden 200 binine ulaşmış durumdalar. Bu kurumlardaki çocuklar için 'eğitim', okuma yazma öğrenmenin ötesinde, aileleri ile belki yalnızca tek bir alkış, ya da tekbir sözcükle iletişime geçebilmeleri demek . Sonrasında, eğer tüm güçlükler aşılarak başarılabilirse, Metin Taş'ın sözleri ile toplumla kaynaşabilmeleri, kucaklaşabilmeleri demek Dünyanın, engelli çocuklara Avrupa standartlarında hizmet verebilmek için gösterdikleri çabanın yanında olmak için bu yıl Ekonominin Şeref Kürsüsünde Yılın Sivil Toplum Örgütü seçtiği Özel Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezleri ve Özel Özel Eğitim Okulları, 3 yılın ardından artık 35 bin kişiye sağladığı istihdam ile bir sektör haline geldi. Ancak bu sektör, devlet tarafından eğitim verilen birey başına 315. 36 TL desteklenmesine rağmen, ticari sorunlarla karşı karşıya. Bu eğitim kurumlarının faaliyetlerini sürdürebilmesi için, engelli birey başına alınması gereken destek tutarının 2009 yılı için 661 TL ' ye yükseltilmesi gerektiği belirtiliyor. Her geçen yıl sektörde yaşanan büyümeye rağmen, kurumlar verilen desteğin yetersiz kalması nedeni ile ' kar etmeksizin ' çalışırken, sektörün karsı karşıya kaldığı bir diğer sorun ise yönetmelikler. Çünkü ' özel eğitim ' veren bu kurumlar halen ' sürücü kursu ' statüsü ile faaliyet gösteriyor. Kurumların bir diğer sıkıntısı ise, yaşadıkları personel sıkıntısı . Tüm bu sıkıntılar aşılmayı beklerken , Türkiye ' de hala özel eğilime ihtiyaç duyan 400 bin çocuk olduğu biliniyor . " 2009 için asgari eğitim bedeli 661 TL olmalı " Bünyelerinde bulunan Özel Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezleri ile Özel Özel Eğitim Okulları' nın zihinsel , sosyal , dil , görme ve bedensel gelişim sorunlan yaşayan bireylere yönelik hizmet verdiğim kaydeden Özel Özel Eğitim Kurumlan Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Güler , bu kurumlann ruhsatlandırma işlemi ve eğitim bedellerinin Milli Eğitim Bakanlığı tarafından karşılandığım kaydetti . Özellikle mevzuat ve ücretlendirme konularında büyük sıkıntı yaşadığım belirten Güler, bu kurumlarda devlet tarafından karşılanan eğitim masraflarının birey ve grup olarak iki farklı fiyatlandırmaya tabi tutulduğuna işaret etti . Güler, geçen yıl bireysel eğitim tutarının 315.36 TL, grup eğitim tutarını da 90.72 TL olarak ödendiğini kaydetti . Bir özel eğitim merkezi açılış maliyetinin ise gerekli fiziki koşullar ve istihdam edilecek meslek grupları da katıldığında 200 bin ila 1 milyon TL arasında değiştiğine dikkat çeken Güler, kurumların işler hale gelene kadar aylık ödemeler ile birlikte maliyetinin 500 bin ila 1 milyon TL arasında değiştiğini ifade etti. Güler, bu rakamlar karşısında önceki yıllara bakıldığında kurumlarda kar durumunun söz konusu olmadığım ve büyük bölümünün zarar ettiğini dile getirdi. Bu koşullar altında 2009 yılı için asgari eğitim bedelinin 661 TL olması gerektiğini kaydeden Güler, sözlerine şöyle devam etti : "Sektör 2008 yılında, hizmet veren kurum, istihdam edilen personel ve hizmet alan engelli bireylerde yüzde 40 civarında büyürken, mali olarak yine aynı oranda küçüldüğü söylenebilir. Çünkü bu tablo karşısında bazı kurumlar ya kapandı ya da birleşerek faaliyetini sürdürebilmek için mücadele ediyor. Kurumlarımızın ayakta kalabilmeleri için gerekli ücret artışının sağlanarak hizmet kalitelerim sürdürebilmeleri en büyük beklentimizdir. "Sektörde eğitim ihtiyacının da yoğun şekilde hissedildiğine işaret eden Güler, özellikle öğretim görevlisi ve fizyoterapist konusunda ciddi sıkıntı çekildiğini kaydetti. Güler, geçtiğimiz günlerde MEB ' e bağlı Gazi Üniversitesi ile yapılan protokol neticesinde öğretim görevlisi ihtiyacını karşılamayı hedeflediklerini aktardı. Güler şu anda sektördeki en büyük sıkıntılarının yönetmelik olduğunu dile getirerek, şu açıklamaları yaptı : "Maalesef 20061 Haziran ayından bugüne Özel Özel Eğitim Merkezleri ve Özel Özel Eğitim Okulları, tamamen MEB ' e devredilmesine rağmen hala yönetmelikler hazırlanmamıştır . Bu kurumlar yabana dil, sürücü, bilgisayar kursları yönetmeliklerine göre faaliyetlerini sürdürmek zorunda . Bu da bu alandaki çalışmalan daha da içinden çıkılmaz bir hale getirmektedir. Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü ile 2008 yılı içerisinde oluşturulan komisyonlarda demeğimiz de yer almış olup, eğitim programları hazırlanmıştır . Bu eğirim programlarının uygulama tebliği ve genelgeleri de önümüzdeki dönemde yayınlanarak program güncellenmesi tamamen bitirilmiş olacaktır. Yönetmelik çalışmasında ise Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Mehmet Küçük ile görüşmeler devam etmekte olup , yönetmeliklerin derneğimizin görüşleri ve sektörün sıkıntılarının da göz önünde bulundurularak hızlı bir şekilde hazırlanacağını öğrenmiş bulunmaktayız ." 400 bin kişi daha ulaşılmayı bekliyor Su ana kadar sayıları bin 750'yi bulan Özel Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezleri ve Okulları , 25 bin kişilik istihdam sayısı ile yeni bir sektör yaratıyor . Özel Özel Eğitim Kurumları Derneği çatısı altında bulunan 800 kurumun toplam 200 bin engelliye eğitim sağladığı sektörde birkaç yıl öncesine kadar yüzlük büyüme rakamlan kaydedildi . Geçtiğimiz yıl ise sektörde yüzde 40 'lık büyüme kaydedildiğini ifade eden Mustafa Güler, "Kurumlarımızdan yararlanan engelli birey sayısı Türkiye genelinde 200 bin civarında olup , hala 400 bin civarında özel eğitime ihtiyaç duyan birey olduğu bilinmektedir . Bu kurumlarda görev alan psikolog, fizyoterapist , özel eğitim öğretmeni , çocuk gelişimi ve eğitimi uzmanı . okul öncesi öğretmeni , işitme - konuşma engelliler öğretmeni , görme engelliler öğretmeninin yanı sıra yardımcı elemanlarla birlikte 35 bin civarında çalışan istihdam edilmektedir diye konuştu . Avrupa standartında hizmet için çalışılmalı Mustafa Güler, artık sektördeki sıkıntıların aşılması gerektiğine ve Avrupa standartlarında hizmet verilmesine odaklanmak gerektiğine dikkat çekti. Güler, 35 bin çalışana istihdam sağlayan, 200 bin engelli bireye hizmet veren Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezleri ve Özel Özel Eğitim Okulları olarak, beklentileri konusunda şunları söyledi : "Yönetmeliğimizin Türkiye ve sektör gerçekleri göz önünde bulundurularak acilen hazırlanması ; Programlara ait genelge ve tebliğlerin yayınlanması ; Rehberlik Araştırma Merkezlerinde rapor alabilmek için 4 aylara varan randevu sürelerinin kısaltılması ve yanlış kararlarla engelli bireylerin eğitimden kopartmamaları ; 5u an sıkıntıda olan sektörün faaliyetlerini sürdürebilmesi için mali iyileştirilmesinin yapılması ; Sağlık kurulu raporlarının alınabilmesi için hastanelerce verilen 6 ay sonrası randevu sürelerinin kısaltılması ; Sağlık Kurulu Raporu bulunan engelli bireylerden yeni rapor istenmemesi ; Rehberlik Araştırma Merkezleri tarafından verilen Özel Eğitim ve Değerlendirme Kurulu Rapor sürelerinin Down Sendromu , Otizm ve Cerebral Palsy tanılı çocuklarda en az 2 yıl olması ; Artık bu alanda yaşanan sıkıntıları geride bırakarak , verilen hizmetin nasıl Avrupa standartlarına yükseltilebileceğinin tartışıldığı bir döneme adım atılması en büyük beklentilerimizdir . "Sosyal güvenlik şartı yok Bu kurumlarda eğitim görmek için engelli bireylerde herhangi bir sosyal güvenlik şartı aranmıyor . Özel eğitime ihtiyaç duyan bireyler , aileleri aracılığıyla öncelikle Milli Eğitim Bakanlığı'na ( MEB ) bağlı hizmet veren Rehberlik Araştırma Merkezleri ' ne başvuruda bulunuyor . Burada yapılan değerlendirme sonucunda uygun görülen bireylere " Özel Eğitim Değerlendirme Kurulu Raporu " verilerek bu merkezlerden yararlanmaları sağlanıyor . En fazla 1 yıl işlem gören bu raporlar , engellinin ilgili kurul tarafından tekrar değerlendirilmesi ile uzatılabiliyor .