İstanbul Balat'ta trafik polisleri tarafından ehliyeti olmadığı için ceza yazıldığı ve buna tepki göstererek bağırdığı belirtilen öğretmenin, ehliyetinin kırık olduğu gerekçesiyle ceza yazılmasına tepki gösterdiği ortaya çıktı.
Polisler tarafından çekilerek sosyal medyadan yayınlanan görüntülerdeki kadının, İstanbul'da bir vakıf üniversitesinde öğretim üyesi olarak görev yapan Dr. Özlem Atan Tarlacı olduğu öğrenildi. Dr. Tarlacı'nın bir öğrencisi, Ekşi Sözlük'te açıklama yaparak, olayın içyüzünün yansıtıldığı gibi olmadığını belirtti.
Dr. Özlem Atan Tarlacı'nın öğrencisi, yaptığı açıklamada, Tarlacı'nın gerek derslerde, gerekse ders dışında son derece sakin ve anlayışlı olduğunu belirterek, olayın iç yüzünü paylaştı.
Dr. Tarlacı'yı telefonla arayarak bilgi aldığını aktaran öğrencisi şu açıklamayı yaptı:
"Olay tahmin ettiğim gibi kamuoyuna yansıtılandan çok farklı şekilde bizzat hoca tarafından anlatıldı, şu an kendisi savcılıkta, kendisinin söylediklerini sözlükte duyuracağımı belirttiğim ve kabul ettiği için burada paylaşıyorum, sizlerden ricam Twitter ve diğer sosyal medya uygulamalarında kendisine gerekilen desteği vermenizdir, çok klişe olacak biliyorum ama bu olayı sizin bir yakınınızın yaşamaması sadece tesadüftür.
Özlem Hoca konuşmamızda olayı şu şekilde anlattı:
Üniversitede gerçekleşen önemli bir toplantıya yetişmek üzere aracımı sürüyordum, bu esnada trafik polisi durmamı istedi, ehliyet ve ruhsatı kendilerine verdiğimde ehliyetimin kırık olduğunu öne sürerek bu ehliyeti kabul etmeyeceklerini bildirdiler, kendilerine ehliyetimin olduğunu ve ehliyetsiz araba kullanmaktan ceza veremeyeceklerini söyledim, önemli bir toplantıya yetişmek durumunda olduğumu belirttim, kendileri bana herhangi bir şey söylemeden uzun bir süre beklettiler, kendimi tanıtarak sizin gibi bir çok polis öğrencim var bana saygıda kusur etmezler, ben sizleri onlardan ayırmıyorum dedim, o sırada polis 'bana ne öğretmensen, hocaysan' dedi ve ehliyetim olmasına rağmen ehliyetsiz araba kullanmaktan ceza kesti, uzlaşmacı bir tavırla memur olduğunu sabit bir gelire sahip olduğumu bu cezanın hem ağır hem de lüzumsuz olduğunu söyledim diğer polis cebinden çıkardığı telefonla beni videoya kaydetmeye başlayınca sinir krizi geçirdim, ben de polis memurlarının ve polis arabasının fotoğraflarını çektim, toplantıya gitmek üzere yola koyuldum aradan 1 ay geçtikten sonra video görüntülerinin basına servis edildiğini üzülerek öğrendim, hukuki olarak sürecin takipçisi olacağım.