Türkiye Kamu-Sen'in araştırmasına göre, bir ailenin zorunlu harcamaları Ekim ayında 50 YTL arttı. Konfederasyondan yapılan açıklamada, bir ailenin insanca yaşayabilmesi için gerekli miktarın geçen ay 50 YTL artarak 2 bin 725 YTL'ye yükseldiği belirtilerek, "Ekim ayında yapılan zamların Türk ailesini 50 YTL daha fakirleştirdiği" ifade edildi. Memurlara ve sabit gelirlilere yapılan 6 aylık zammın yüzde 4 seviyesinde kalırken, zorunlu harcamalardaki artışın bu oranın çok üzerinde gerçekleştiğinin ifade edildiği açıklamaya göre, Ekim ayında memurların ısınma gideri 8.2, kira gideri 5, elektrik gideri 4, gıda harcaması 8.5, giyim harcaması 4, temizlik harcaması 2.5 YTL arttı. Açıklamada, son bir ayda domates fiyatının yüzde 83, patlıcan fiyatının yüzde 43, salatalık fiyatının yüzde 35, gömlek fiyatının yüzde 11, kömür fiyatının yüzde 10 ve elektrik fiyatının yüzde 9 arttığı kaydedildi. ‘Sendikayı ezip geçmek istiyorlar’ Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız, Hükümetin sendikalara bakış açışını eleştirerek, "Bugünkü Hükümetin bize ve sendikaya bakışını çok iyi biliyoruz. Asla kabullenmek istemiyorlar. Bizi silindir gibi ezip geçmek istiyorlar" dedi. Türk Büro-Sen Eğitim ve İstişare Toplantısı'na katılan Akyıldız, Türkiye'nin içinde bulunduğu durum, terör olayları, dünyada yaşanan ekonomik kriz, AB süreci, Ermeni ve Kıbrıs meselelerine değindi. Akyıldız, yıllardır eşit işe, eşit ücret talepleri olduğunu belirterek, şunları kaydetti: "Talebimiz siyasi irade tarafından masadan kaçırılmak istenmektedir. Başbakan, toplu görüşmelerin başlandığı 2. gün adeta bizi silmek için ezmek için Maliye Bakanı ve bizden sorumlu devlet bakanını bir tarafına alarak ek ödeme kararnamesini açıklarken, 'sendikaların bu işle hiç ilgisi yoktur' demiştir. Sayın Başbakan'a bu bilgiyi nasıl aktardılar bilmiyorum. Bugünkü Hükumetin bize ve sendikaya bakışını çok iyi biliyoruz. Asla kabullenmek istemiyorlar. Bizi silindir gibi ezip geçmek istiyorlar. O yüzden de masada konuşulması gereken konuyu masa dışına taşıyorlar." "Masada olması gerektiği halde masada bulunmayan o ne idüğü belirsiz bir sendika var o ne yapıyor. Sendikacılığa ihanet ediyor" diyen Akyıldız, "Sendikalara ihanet etmekle meşgul. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bölünmez bütünlüğüne ihanet etmekle meşgul. Onun derdi sendikacılık yapmak değil. Onun derdi Türkiye Cumhuriyeti'ni bölmek isteyenlere çanak tutmaktır" diye konuştu. Bizi özelleştirmeye zorlayanlar devletleştirme politikaları uyguluyor Bircan Akyıldız, dünyada yaşanan finansal krize de değinerek, "Bizi özelleştirme yapmaya zorlayanlar devletleştirme politikaları uygulamaya başladılar" dedi. Dünyada banka ve finans kuruluşlarının birçoğunun devlet kontrolüne alınmaya başlandığını kaydeden, Akyıldız, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu gelişmeleri göre göre siyasi kontrolün 'Bu kriz bizi etkilemeyecektir' demesi doğru değildir. Bu kriz sadece finansal, mali krizdir demeleri doğru değildir. Bu kriz finansal kriz ise Almanya'da 21 bin Türk işçisi neden işten çıkarılmıştır. Bunu anlatsınlar. Bunun adı mali kriz değil, küresel krizdir. Küresel ekonomik krizdir. Tüm dünyayı olduğu gibi ülkemizi de en ağır şekilde etkileyecektir. Türkiye Cumhuriyeti'nin yaşayacağı ekonomik sıkıntı reel sektörü doğrudan etkileyecektir endişesini taşıyoruz. Siyaseti her noktada uyarıyoruz."