Ekmek çalmaya gelenlerin, ekmek almaya gidenleri öldürdüğü ülke!

Ekmek çalmaya gelenlerin, ekmek almaya gidenleri öldürdüğü ülke!

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yazdıkları “Başbakanımızı sevgi ve korkuya davet ediyoruz” ve “Biz Gezi Parkı’nın ağaçlarıyız, muhalefetiniz bundan böyle biziz Sayın Başbakan” başlıklı mektupları ile bilinen Genç Müminler grubu, bu sefer de Soma’da yaşanan maden faciası hakkında bir mektup kaleme aldı. 6-7 Eylül olayları, 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, Roboski, Gezi Parkı direnişi gibi Türkiye tarihinde önemli yer tutan olayların hatırlatıldığı mektupta, “1915, 100 yıllık bir gasp tarihinin ilk halkasıydı. Soma, aynı gasp tarihinin şimdilik son halkası” denildi.

Genç Müminler’in T24'e gönderdiği “Ekmek çalmaya gelenlerin ekmek almaya gidenleri öldürdüğü ülke: Türkiye” başlıklı mektupları şöyle:

 

Ekmek çalmaya gelenlerin ekmek almaya gidenleri öldürdüğü ülke: Türkiye

 

Roboski'nin köylüleri, Berkin Elvan, Soma'nın işçileri. 

Ekmeğe gittiler. 

Öldürüldüler. 

Devlet ne dedi?

Kaçakçı dedi, Gezici dedi, fıtrat dedi. 

Bu cinayetler, devletin teknolojisi, istihbarat memurları, askeri, uçağı ve bombaları, devletin polisi ve silahı ile işlendi. Soma faciası, devletin kiraya verdiği madeninde, devletin denetiminde, devletin göz yumduğu iş güvenliği zaafları ve ihmaller nedeniyle yaşandı. 

Roboski ve Berkin Elvan cinayetleri aydınlatılmadığı ve suçluların yargı önünde hesap vermesini sağlamadığımız sürece, her birimiz, bu cinayetlerin zanlısıyız. Maden işçilerinin, iş güvenliği, insan sağlığı ve hayatı hiçe sayılarak kiracı kömür şirketi ve taşeronları tarafından istihdam edilmesine ses çıkartmayan devlet, Soma ölümlerinin sorumlusudur. Devletin hesap vermesini sağlamadığımız sürece, her birimiz Soma ölümlerinin de zanlısı olacağız.

Yalnız Roboski, Berkin ve Soma mı, vicdan sahibi her yurttaşın uykusunu kaçırması gereken vahim olaylar? 

Yöneticilerin kişisel ikballeri, iktidar tahkimi, her türlü siyasi, kültürel, sosyal ve iktisadi çıkar tasavvurları uğruna, soykırım, kitlesel imha, katliam ve cinayet suçlarının işlendiği, Hıristiyanların, Alevilerin, Kürtlerin, muktedir muhaliflerinin, yönetici elitler tarafından doğrudan veya taşeronlar eliyle imha edildikleri bir tarihle yaşıyoruz. Buna itirazı olan var mı? 

1915 Ermeni-Süryani-Keldani-Arami soykırımı, Dersim katliamı, 6-7 Eylül pogromu, 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül siyasi idamları, aralarında Hrant Dink'in de bulunduğu binlerce faili meçhul veya bırakılmış cinayet, Hayata Dönüş Operasyonu, Uğur Kaymaz, Reyhanlı, Ali İsmail... Hepsini hatırlamanın zorlaştığı ve devlet dahlinin sabit veya şüphesinin aşikâr veya çok güçlü olduğu suçlar manzumesi... 

İttihat ve Terakki'nin soykırım mühendisliği ile Soma maden işletmeciliği ve ekonomik kalkınma anlayışımız arasında, 6-7 Eylül pogromuyla Roboski arasında, Dersim katliamı ile Berkin arasında ne bağlantı var diye sormak ister misiniz?

100 yıllık, rollerin değişmediği, muktediri oynayan kötü aktörlerin değişip durduğu bir bağlantıyı görmeyi denemek ister misiniz?

Ekmek çalmaya gelen muktedirlerin, ekmek üretenleri, ekmek almaya gidenleri katlettiği 100 yıllık bir bağlantıya bakmaya ne dersiniz?

1915, 100 yıllık bir gasp tarihinin ilk halkasıydı. Soma, aynı gasp tarihinin şimdilik son halkası. 

Türkiye'yi, bu bağlantının varlığına itiraz edenler değil, bu bağlantıyı anlamak isteyenler değiştirecek.