Merkez Bankası’nın ihtiyat akçesinin bütçeye aktarılması, şirket borçlarına yapılandırma, Varlık Barışı’nın 6 ay uzatılması gibi ekonomi alanında düzenlemeler içeren 'torba kanun teklifi'ne CHP ve HDP şerh düştü. Teklifi 'kriz düzenlemesi' olarak gören CHP, “Hedef birkaç şirket kurtarmak değil, o şirketlerin içinde barındıkları Türkiye ekonomisini kurtarmak olmalı” dedi. HDP de çalışanlar yararına tek bir düzenleme yapılmamasını eleştirdi,“Şimdiye kadar çıkarılan pek çok kanunda tabiri caizse patronlara bir tek masaj yapılmadığı kalmıştır." ifadeleri kullanıldı. Muhalefet partilerine göre düzenleme “ekonomik krizin itirafı” anlamına geliyor.
Ekonomi alanındaki “torba teklif” kabul edildi
Merkez Bankası’nın ihtiyat akçesinin bütçeye aktarılmasını sağlayan düzenleme ile Merkez Bankası’nın bilançosundaki 46 milyar 208 milyon lira olarak gözüken ihtiyat akçesinin yaklaşık 40 milyar liralık kısmı bu yıl içinde Hazine’ye aktarılarak bütçeye gelir kaydedilmesinin yolu açılıyor. Kalan 6 milyar liralık tutar da gelecek yıl karıyla birlikte bütçeye aktarılabilecek. CHP bu düzenlemeyle, ekonomideki küçülme ve vergi gelirlerindeki düşük performans ve seçim yatırımları nedeniyle artan harcamalar yüzünden hızla büyüyen 2019 yılı bütçe açığının azaltılmasının amaçlandığını savundu. Bu uygulamanın Merkez Bankası’nın karşılıksız para basması anlamına gelebileceği, dolayısıyla önümüzdeki dönemde çok büyük bir enflasyonist baskı yaratarak Türkiye ekonomisi için ilave riskler oluşturacağına dikkat çekildi.
CHP şerhinde şirket borçlarına yapılandırma içeren düzenleme “AK Parti iktidarı tarafından uygulanan yanlış ekonomik politikaların sonucunda ortaya çıkan reel sektör krizinin giderilmesine yönelik” değerlendirildi. Türkiye’nin Şubat 2001 krizinden sonra 2002 yılında uygulanan İstanbul yaklaşımına benzer bir kurtarma operasyonu evresine sokulduğu belirtilen şerhte, “Yakın izlemedeki ve takipteki kredilerin 400 Milyar liraya ulaştığı ilgililerce ifade olunmuştur. Şirket kurtarma operasyonlarında kullanılacak kaynağın kamu bankaları için nereden bulunulacağı muammadır. Sadece şirket kurtaralım kaygısıyla yasa yapılması çözüm değildir, belki birkaç şirket kurtarırız gerçekten ama Türkiye ekonomisini kurtaramayız. Hedef birkaç şirket kurtarmak değil, o şirketlerin içinde barındıkları Türkiye ekonomisini kurtarmak olmalıdır” denildi.
Teklifle Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan şehir hastaneleri sözleşmelerindeki hükümler değiştiriliyor ve sözleşme bedeli, Türk lirasına çevrilerek kullanım bedeli ve hizmet bedellerinin yeniden belirlenebilmesinin yolu açılıyor. CHP’ye göre bu değişiklik “şehir hastaneleri” modelinin iflas ettiği ve kamunun sözleşme şartlarını revize etmeye yönelik hamle yapması anlamına geliyor. Bu değişikliklerin ilgili firmalar tarafından Uluslararası Tahkim’e götürülüp götürülmeyeceğinin bilinmediğine dikkat çeken CHP, “ticari sır” gibi saklanan sözleşmelerin, kira ve hizmet ödemelerinin ayrıntısının hastane başına ayrıntılı olarak paylaşılması, konunun gerekiyorsa TBMM de kurulacak bir Araştırma Komisyonu marifetiyle incelenmesini istedi.
HDP şerhinde getirilen teklifin “ekonomik krizinin itiraf belgesi” olduğu belirtilerek şöyle denildi:“Açıktır ki AKP, panik halindedir. Tamtakır olan kasayı bir biçimde doldurmak için çabalamaktadır. Bu panik havası içerisinde de her kaynağa adeta saldırmaktadır. Ülkeyi yönetenler tabiri caizse sinekten yağ çıkarmaya çalışacak kadar çaresiz durumdadır. Öyle ki, yıllardır uygulanan yanlış politikaların bizleri getirdiği ibretlik nokta, işi Merkez Bankası’nın kefen parasına el uzatmaya dahi götürmüştür. Çünkü delik giderek büyümektedir, yama ise her geçen gün daha da küçük kalmaktadır. 2019 merkezi yönetim bütçe açığının yaklaşık yüzde 80’i yılın ilk beş ayında gerçekleşti! Bu kanun teklifi de kötü gidişe çare olmak şöyle dursun, günü kurtarmaya yetmeyecektir.”
Merkez Bankası’nın ihtiyaç akçesine dair düzenlemenin Türkiye’nin yakın geleceği açısından felaket etkisi yaratacak nitelikte olduğunu savunan HDP şerhinde, “Merkez Bankası ihtiyaç akçesi, bir ülkenin zor günler için ayırdığı birikimdir. Kamuoyunda sıkça yapılan benzetmeyle “kefen parası”dır. AKP’nin bu teklifin yasallaşması sonucunda ihtiyaç akçesine el koyması, para basmasından farksız olacaktır. Bunun anlamı enflasyonun yükselişe geçmesi ve emekçilerin mutfağındaki yangına benzin dökmektir” denildi.
35 Madde içerisinde kadınların, emekçilerin, işçilerin, çiftçilerin, gençlerin, işsizlerin yararına bir tane düzenleme olmadığına dikkat çekilen şerhte şu ifadeler yer aldı:
“AKP, kendi yarattığı derin ekonomik krizin çıkış yolunun patronların elini tutmaktan geçtiğini zannetmektedir. Şimdiye kadar çıkarılan pek çok kanunda tabiri caizse patronlara bir tek masaj yapılmadığı kalmıştır. Ancak tüm yönleriyle kriz derinleşerek devam etmektedir. Bu kanun teklifinde de yanlışta ısrar edilmektedir. Özcesi, kanun teklifinin niteliği, kendi geleceğinden başka hiçbir şeyi düşünmeyen, ülke kaynaklarının üzerine oturmuş, dar oligark bir grubun göz göre Türkiye’yi bataklığa sürüklemeye devam edeceğinden başka bir anlam ifade etmemektedir.”
HDP şerhinde Varlık Barışı’nın 6 ay uzatılması teklifi, “yoksuldan vergi alırım, zengine vergi kaçırması için 6 ay süre veririm” olarak değerlendirildi.
Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda oy çokluğuyla kabul edilen teklif 35 maddelik teklif bu hafta Meclis Genel Kurulu’nda görüşülerek yasalaşacak.