Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Türkiye'nin kredi notunu "yatırım yapılabilir" seviyesinden aşağı çeken Moody's kararının "ekonominin temel makro dinamikleri ile hiçbir şekilde örtüşmediğini" öne sürerek, "Hükümet olarak siyasi istikrarı koruyacak, piyasa dostu uygulamalardan taviz vermeden ülkedeki iş yapma ortamını iyileştirecek reformlara devam edilecek" dedi.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin açıklamalarını köşesine taşıyan Milliyet gazetesinden Songül Hatısaru'ya yaptığı açıklamalar şöyle:
Terör örgütüne hizmet eden şirket ve iş adamlarını büyük ölçüde tespit ettiklerini açıklayan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, “Yaşanan bu kadar olaya, onca şehide ve gazimize rağmen, bu hain örgüte desteğini sonlandırmamış iş adamlarının olması gerçekten çok üzücü” diyor.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, 15 Temmuz sonrasındaki süreçte Batılı mevkidaşları, yatırım ve iş çevrelerine nasıl hızlıca toparlandığımızı, yeni teşvik sistemiyle eskisinden de daha iyi bir yatırım ortamına sahip olduğumuzu anlatmak için büyük mesai harcıyor. Ağustos ayındaDanimarka, Hollanda, İtalya’yı kapsayan “Avrupa Road-Show”una çıktı. Ardından Birleşik Krallık’ın başkenti Londra’yı ziyaret etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Amerika seyahatine de katılan Nihat Zeybekci, burada başta Voice Of America ((VoA) olmak üzere yabancı basına önemli röportajlar verdi. Bu hafta sonunda da üst düzey temaslarda bulunmak üzere Macaristan’a gidiyor. Bütün temaslarında, 15 Temmuz darbe girişimini, ekonomimizin bundan yara almadığını ve yatırım fırsatlarını anlatıyor. FETÖ’nün sinsi ve karanlık yüzü bu kadar ortadayken terör örgütüne hâlâ destek veren iş adamlarının bulunduğuna dikkat çeken Bakan, “Bunları büyük ölçüde tespit ettik. Suçlular cezasını çekecek, millete hesabını verecek” diyor. Bir ay içinde beş ülkeyi ziyaren eden Bakan sorularımı yanıtladı.
Basında binlerce şirketin ve işadamının FETÖ’yü desteklediğine ilişkin haberler çıkıyor. FETÖ’nün ekonomik kaynaklarını kurutmak için neler yapılacak?
"Yapılan soruşturmalar kapsamında terör örgütüne hizmet eden şirketleri ve bu şirketler bünyesindeki iş adamlarını büyük ölçüde tespit ettik. Yaşanan bu olaylara, onca şehide ve gazimize rağmen, bu hain örgüte desteğini sonlandırmamış iş adamlarının olması ise gerçekten çok üzücü.
"Örgüte finansman anlamında destek sağlayanların hukuk çerçevesinde üstüne giderek gerekenleri en kısa süre içerisinde yapacağız. Kişisel suç işleyenler suçlarının cezasını sonuna kadar çekecek ama bu örgütün maşası haline gelmemiş şirketler hayatlarına devam edecekler. Bizler de örgütün finans ayağının ortaya çıkartılması, örgüte finans sağlayanların bu kaynağı kesmeleri ve yapılanların hesabını millete ve hukuka vermeleri için gerekenleri yapmaya devam ediyoruz.
"Sistemi bozan bu şirketlerin artık halkımızın sırtına kambur olmalarına izin vermeyeceğiz. Bu şirketler artık birilerinin at oynattığı şirketler değil, milletin hizmetkârı olacaklar.
Londra geziniz başta olmak üzere yabancı iş çevrelerine ne tür mesajlar verdiniz? Londra’da kimlerle görüştünüz?
"Bu ziyaretim, 11 Ağustos 2016’da Danimarka’nın başkenti Kopenhag ile başlayan, sonrasında 23 Ağustos’ta Hollanda’nın başkenti Lahey, 24 Ağustos’ta İtalya’nın başkenti Roma ve 8-9 Eylül’de Birleşik Krallık’ın Başkenti Londra ile devam eden “Avrupa Road-Show” ziyaretlerimin 5’incisiydi. Avrupa’ya, Ağustos ayının başından bu yana gerçekleştirilen tüm programlarda, o ülkelerdeki muhatap Bakanlar ile ikili ve heyetler arası görüşmelerde bulunduk; o ülkelerin sivil toplum kuruluşlarının başkanları, önde gelen iş adamları ve CEO’larından oluşan seçkin kitlelere hitap ettik; yine o ülkelerin basın mensuplarıyla bir araya geldik, kendilerine detaylı mülakatlar verdik. İlave olarak, ülkemizde yatırımları bulunan veya yatırım yapmayı planlayan, o ülkelerin büyük yatırımcı firmaları ile baş başa münferit toplantılar yaptık.
"Birleşik Krallık ziyaretimiz sırasında, Uluslararası Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı ve Ticaret Kurulu Başkanı Liam Fox ile ikili bir görüşme gerçekleştirdik. Ardından, Birleşik Krallık’ın önde gelen 100’e yakın ticaret ve yatırım firmasının üst düzey temsilcileri ile bir araya geldik. Ayrıca, Birleşik Krallık’ın finans dünyasının önde gelen temsilcileriyle bir yuvarlak masa toplantısı gerçekleştirdik.
Bir ay içinde beş ülke ziyaret ettiniz, bütün bu görüşmelerde aldığınız hava ne yöndeydi?
"Tüm toplantılar sonunda bize söylenen 'İyi ki geldiniz ve bizleri verdiğiniz bu detaylı bilgiler ile aydınlattınız' idi. Avrupalı yatırımcı dostlarımızın bu desteği, bu zor zamanları atlatmada bizlere güç ve güven veriyor. Bizler de hükümet temsilcileri olarak, Türk ve yabancı ayırımı yapmaksızın tüm yatırımcılarımız için sürekli iyileştirdiğimiz yatırım ortamı ile önümüzdeki dönemde de Türkiye’deki Avrupa menşeli yatırımların hızla artacağını değerlendirmekteyiz. 7 Eylül 2016 itibariyle yürürlüğe giren 6745 sayılı 'Proje Bazlı Destek Sistemi Kanunu' da bu çabaların güzel bir örneğini teşkil etmektedir.
"Bu çerçevede, bu ay sonunda gerçekleştireceğim Macaristan ziyaretim çerçevesinde ise, ilk olarak, Macaristan Dışişleri ve Ticaret Bakanı Sayın Peter Szijjarto ve ardından Ulusal Ekonomi Bakanı Mihaly Varga ikili görüşmeler gerçekleştireceğim. Devamında, Macaristan’ın önde gelen 60’a yakın ticaret ve yatırım firmasının üst düzey temsilcisi ile bir araya geleceğim. Bazı büyük Macar firmaları ile baş başa görüşmelerim de olacak. Son olarak, Peter Szijjarto’nun da katılımlarıyla, Macar basın mensupları ile bir araya geleceğiz. Amacımız mesajımızı olabildiğince, en üst seviyede ve kapsamlı bir şekilde duyurmak."
Moody’s’in not indirme kararının, ekonominin temel makro dinamikleri ile hiçbir şekilde örtüşmediğine dikkat çeken Bakan Zeybekci, hükümet olarak siyasi istikrarı koruyacak, piyasa dostu uygulamalardan taviz vermeden ülkedeki iş yapma ortamını iyileştirecek reformlara devam edileceğini söyledi.
Açıkladığınız terzi usulü teşvik paketinin etkileri neler olacak? Türkiye’nin büyümesine katkısı nasıl olacak? İş adamları bu teşvikten yararlanmak için nelere dikkat etmeli?
"Bu yeni sistemle birlikte, ülkemizin ihtiyaç duyduğu stratejik alanlardaki önceliklerinin belirlenmesi ve bu kapsamdaki ürün ve sektörlere sağlanacak 'terzi usulü teşvikler' ile yerli ve yabancı yatırımcıların iştahlarının artırılması suretiyle Türkiye’nin kendini güvence altına alacak yeni bir üretim modeline geçiş yapmasını hedefliyoruz. Bu çerçevede, özellikle yenilenebilir enerji üretim teknolojilerinin Türkiye’de üretilmesi, cevherden başlayan entegre metalürji yatırımları, petrokimya yatırımları, tıbbi cihaz ve sağlık teknolojileri, ilaç yatırımları, biyoteknoloji ve nanoteknolojiyatırımları, hafif raylı sistemler ve hızlı tren yatırımları, kara, hava ve deniz savunma sistemleri, uzay ve havacılık teknolojileri, bilişim ve haberleşme teknoloji yatırımları gibi kritik alanlarda gerçekleştirilecek yatırımlara proje bazlı olarak destekler vereceğiz. Arz güvenliğimizin sağlanmasının yanı sıra teknoloji yatırımları açısından ülkemizin bir cazibe merkezi olmasını da özendireceğine inandığımız bu yeni teşvik modelinin yaratacağı olumlu yatırım ve üretim ivmesi ile birlikte sağlanacak ihracat ve gelir artışının, ekonomik gündemin en önemli konularının başında gelen orta gelir tuzağı tartışmalarını da sonlandıracağını düşünüyorum. Son dönemde 10 bin dolar kişi başına milli gelir ve 150 milyar dolar ihracat düzeyinde yaşadığımız tıkanma, ancak ve ancak Ar-Ge yoğun ve yüksek katma değerli yatırımların artışıyla aşılabilecektir."
Macaristan ziyaretinizde neler anlatacaksınız?
"Macaristan’ın önde gelen iş çevrelerine, 15 Temmuz gecesi FTÖ’nün, devletimize ve onun aziz milletine saldırı girişiminin; dayanışma ve barış çerçevesinde bir araya gelen her katmandan Türk insanı, Türk ordusu, Türk polisi, siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, basın organları ve devletimizin diğer unsurları tarafından nasıl püskürtüldüğünü anlatacağım. Ama tabii esas olarak, 15 Temmuz’dan sonra Hükümetimiz tarafından güvenliğin vakit kaybedilmeden sağlandığını ve ekonomik istikrarın korunması ve piyasa mekanizmasının düzgün işlemesi için gerekli tüm adımların Hükümetimiz tarafından çok hızlı bir şekilde atıldığını anlatacağım."
Bir süreden beri üzerinde çalıştığınız, sade vatandaşın hayatını kolaylaştırmak için aldığınız ekonomik önlemler (vergi ve cezaların affı, sigorta prim indirimi vs.) darbe girişiminin hemen ardına denk geldi. Bu durumun mali disiplinde gevşeme olarak yorumlanabileceği yönünde endişeler de var. Bu endişeleri gidermek için bir adım atacak mısınız?
Son 14 yıllık süreçte hiçbir şekilde mali disiplinden taviz vermediğimiz herkesin malumudur. Bu durum bundan sonraki süreçte de bu şekilde devam edecek. Uluslararası kuruluşların değerlendirmelerine baktığımızda Türkiye’nin en güçlü yönü olarak mali yapısı ve bütçe disiplini gösterilmektedir. Bu güçlü yapı içerisinde tabi ki bir hareket alanımız var. Bu alan çerçevesinde bizler de milletimizin hayatını kolaylaştıracak, onların ekonomik yapılarını düzeltecek tedbirleri almaya devam edeceğiz. Ortada bu tarz endişelere mahal verecek bir durum yok.
Başbakanımız Binali Yıldırım’ın Diyarbakır’da açıkladığı paketin orta vadeli etkileri nasıl olur? Bu anlamda Güneydoğu’ya yatırım yapacak iş adamlarına bir çağrınız var mı?
"Bölgeye yönelik olarak önümüzdeki dönemde yoğun bir kamu yatırımı hamlesi başlatacağız. Bu çerçevede gerçekleştirecek yeni ulaşım, enerji, altyapı yatırımları, sağlık yatırımları, sosyal vespor tesisi yatırımları ile bölgeye yönelik önemli bir kaynak aktarımı sağlamış olacağız.
"Diğer taraftan, Doğu ve Güney Doğu Anadolu bölgelerimizi büyük yatırımlarla buluşturmak üzere bölge illerimiz 5 farklı cazibe merkezi halinde toplulaştırıldı. Oluşturulan bu merkezlerde yapılacak yatırımlara oldukça cazip destekler sağlanacak. Bu illere yatırım yapmak istiyorum diyenlere yatırım yeri tahsisi, ihtiyaç halinde anahtar teslim fabrika binalarının yapılması, sıfır faizli kredi ile makine ve teçhizat temini ve emek yoğun sektörlerdeki üretim tesisleri için taşınma desteği gibi destekler verilecek."
Kalkınma programı kaç yıl devam ettirilecek?
"10 yıllık bir dönem içerisinde uygulayacağımız bu yeni kalkınma ve yatırım hamlesinin asıl kazanımlarının orta ve uzun vadede ortaya çıkacağına inanıyorum. Malumunuz, öteden beri bölgenin en büyük sorunu işsizlik. Sağlanan destekler ile birlikte bölgede yatırım ve istihdam artışının sağlanmasını ve bu sorunun artık kalıcı olarak giderilmesini hedefliyoruz.
"Yapılacak fabrikalar bölge için yeni iş ve aş imkânları oluştururken; sosyal hayatı canlandıracak projeler de bölgeye yeni bir olumlu hava getirecek. Yatırımcılarımızın sunulan bu cazip fırsatlardan yararlanarak yeni yatırımlarını bölgede yapmalarını ve istihdam oluşturmalarını arzu ediyoruz.