Ekonomi casusluğu yayılıyor

Ekonomi casusluğu yayılıyor

Ekonomi casusluğunun dünya çapında yol açtığı maddi zararın 50 milyar eurodan fazla olduğu tahmin ediliyor. Bu, Alman Enformasyon Teknolojileri Birliği Bitkom tarafından konuya dair yapılan bir araştırmanın sonucu. Sözkonusu araştırma en az 10 çalışanı olan 1.074 şirkette gerçekleştirildi. Katılımcıların yaklaşık yarısı en az bir kez casusluğa, sabotaja ya da veri hırsızlığına maruz kaldığını dile getirdi. Sanayi casusluğuna hedef olan sektörlerin başında otomotiv geliyor. Onu, kimya ve ilaç şirketleri ile finans ve sigorta şirketleri takip ediyor.

İnternet çağında dünyayı saran dijital ağ, casusluk faaliyetlerini son derece kolaylaştırmakta. Veri hırsızlarının, eskiden olduğu gibi şirketlerin bürolarına, laboratuvarlarına ya da araştırma merkezlerine fiziken sızmalarına gerek yok. Hackerler, küresel dijital ağı kullanarak, her yerden rahatlıkla yabancı bilgi işlem sistemlerine girebiliyor. Ya da herhangi bir şirketin, iş yeri ile sorunu olan bir elemanı çok büyük miktarda veriyi kopyalayarak rakip firmaya ulaştırabiliyor.

Casusluk yapan devletler

Ekonomi casusluğunun yarattığı tehlikenin boyutu Almanya Anayasayı Koruma Dairesi'nin soruna yönelmesini gündeme getirdi. Konu hakkında geçen yıl yayınlanan bir broşürün önsözünde, hemen ilk cümlede, ‘Ekonomi casusluğu, globalleşen dünyamızda ciddiye alınması gereken ancak uygulamada genellikle küçümsenen bir tehlike‘ deniyor. Daire ayrıca, Rusya ve Çin başta olmak üzere pek çok ülke gizli servislerinin, hükümetleri adına ekonomi casusluğu yaptıklarını vurguluyor. Bilgi-İşlem Uzmanı Marcel Dickow, ekonomi ve sanayi casusluğunun boyutlarını dile getirirken, basit hedeflere yönelen küçük saldırılar olduğu kadar, büyük şirketlere yönelik çok karmaşık saldırıların da sık sık görüldüğünü ifade ediyor. Ekonomi Politika Vakfı'nın Siber Güvenlik Uzmanı olan Dickow, Almanya'nın bugüne dek gizli haber alma teşkilatı BND aracılığı ile bu tip faaliyetlere giriştiğinin görülmediğini ancak ekonomi casusluğunun ardında zaman zaman doğrudan devletlerin olabildiğinin de altını çiziyor. Fransa gibi bazı devletlerde bu tip faaliyetlerin kesin bir dille reddedilmediğini belirten Dickow, siber saldırıların büyük bir bölümünün bir şekilde devletin katkısı ile ve hatta doğrudan devlet tarafından yapıldığından yola çıkılabileceğini dile getiriyor.

Saldırıları gerçekleştirenlerin amacı sadece teknik bilgilere ulaşmak değil. Aynı zamanda rakip firmanın uluslararası ihalelerde izleyeceği stratejiyi önceden bilmek için de bu tarz casusluk çalışmaları yapılabiliyor. Somut bir olayı örnek göstermek gerekise: Avrupa Parlamentosu'nun yayınladığı ilgili bir raporda, Amerikan uçak yapımcıları McDonell-Douglas ile Boeing'in, gizli haber alma örgütü NSA aracılığı ile 2001 yılından önce Avrupalı uçak üreticisi Airbus ile Suudi Arabistanlı yetkililer arasındaki pazarlıklarla ilgili görüşmelerin kaydını ele geçirdikleri belirtiliyor. Ve ilgili ihaleyi McDonell-Douglas'ın 6 milyar Dolar'a aldığı da bilinen bir gerçek.