Merkez Bankası'nın Para Politikaları Kurulu toplantısında fazilerde olası değişiklileri Hürriyet yazarı Erdal Sağlam yazdı. Sağlam ekonominin üzerinde hala kara bulutlar olduğunu yazdı. Sağlam, "Piyasalar bu hafta yapılacak Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantısında faizlerde değişiklik yapılmasını, artık beklemiyor. Küresel finans piyasalarındaki değişim ve buna bağlı kurlardaki gevşeme piyasaların Merkez Bankası’ndan faiz artışı beklentisini sıfırladı diyebiliriz" dedi.
Sağlam'ın "Merkez Bankası'ndan faiz artışı beklentisi kalmadı" başalığıyla yayımlanan (16 Ocak 2018) yazısı şöyle:
Piyasalar bu hafta yapılacak Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantısında faizlerde değişiklik yapılmasını, artık beklemiyor. Küresel finans piyasalarındaki değişim ve buna bağlı kurlardaki gevşeme piyasaların Merkez Bankası’ndan faiz artışı beklentisini sıfırladı diyebiliriz.
Geçen ay Merkez Bankası’nın 1 puanlık faiz artışı yapması beklenirken, 0.50 puanlık artış yapması tepki görmüş, kurlar yukarı gitmişti. Piyasalar ocak ayında da en az yarım puanlık artış beklentisine girmişti. Ancak o zamandan bu yana, özellikle yılbaşından sonra, doların uluslararası piyasada değer kaybetmesi ve bunun TL’yi değerlendirmesi, beklentinin neredeyse tümüyle yok olmasına neden oldu.
Bu hafta perşembe günü Merkez Bankası yılın ilk Para Politikası Kurulu toplantısını yapacak. Bankacılarla konuştuğumuzda hemen hemen hiç birinin faizde değişiklik beklemediğine şahit olduk. Kurlardaki seyrin beklentiyi sıfırladığını, geçen ayki faiz artışının yetersiz kalmasına rağmen, bu ay faiz artışı artık beklemediklerini söylediler.
Böyle bir iklimde Merkez Bankası’nın faizlerde değişiklik yapamayacağını kaydeden bankacılar, mevcut faiz oranlarının diğer ülkelere göre yüksek olduğunu, bu nedenle sıcak para akışının devam ettiğini hatırlattılar. Sıcak para akışı devam ettiği sürece, yeni bir faiz artışına da Merkez Bankası’nın gerek duymayacağı görüşündeler.
Bu hafta piyasaların takip ettiği bir başka haber uluslararası derecelendirme kuruluşlarından Fitch’in yapacağı Türkiye değerlendirmesi olacak. Hafta sonunda beklenen Fitch açıklamasında herhangi bir puan değişikliği beklenmiyor. Ekonomik konjonktürde önemli bir değişiklik olmadığı, o nedenle puan değişikliğinin de beklenmediği kaydediliyor.
Ekonomideki mevcut hava kalıcı mı, ne kadar sürer diye soracak olursak; yanıt için önce küresel finans kesimindeki değişikliğe bakmak gerekecek. ABD Doları’na, özellikle Trump etkisi nedeniyle bir güvensizlik yaşanıyor ve bu yıl içinde Fed’in ancak 2 kez faiz artışı yapacağı fiyatlanmış durumda. ABD’den gelen olumlu veriler devam eder, enflasyon hızlanırsa bu artışın sayısının artacağı konuşulmaya başladı. Daha fazla artış kararı beklentisi, kurlarda bir değişikliğe neden olabilir.
Fed’in yanı sıra kurlar ve Merkez Bankası’nın kararlarını etkileyecek en önemli unsurların başında bize özgü siyasi riskler geliyor. Geçen yıldan kalan büyüme trendinin, azalarak da olsa devam etmesinin yarattığı havanın etkisiyle, yakın zamanda ekonomik göstergelerde önemli bozulma beklenmiyor.
Ancak özellikle dış politikanın tüm siyasi atmosferi ve ekonomiyi etkileme ihtimalinin giderek yükseldiği de gözleniyor. Son olarak Afrin ve İdlip konularında ABD ve Rusya ile çatışma havasının belirmesi, ABD’nin Suriye’de “Kuzey Ordusu” kurma girişimleri, ilişkileri iyice germiş durumda. Çarşamba günkü MGK toplantısı ekonomi için de önemli hale geldi. Sıcak çatışma halinde bundan tüm ekonominin de etkileneceği açık.
ABD’den gelecek cezalar ve yaptırım kararları da yakından izleniyor. Buradan gelebilecek olumsuz haberler, beklenti düşürülmeye çalışılsa da, bence hala ekonomiyi etkileyecek kadar önemli haberler olabilir.
Bu arada Almanya’da koalisyon mutabakatında Türkiye’nin AB ile ilişkilerinin yer alması, son Anayasa Mahkemesi kararlarının mahkemelerce uygulanmayıp Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine gidiş yolunun açılması, yine gerilimi artırabilecek haberler arasında yer alıyor.
Özetle; küresel koşullar hâlâ olumlu ama ekonomi üzerinde kara bulutlar yok değil.