Ekonomik yapı para basılmasını kaldırır mı?

Ekonomik yapı para basılmasını kaldırır mı?
Batı ülkelerinin krizle birlikte yönelmeye başladığı "para basma" politikasını Türkiye de yavaş yavaş tartışıyor. Devlet Bakanı Nazım Ekren'in geçen hafta "2004'te aldığımız sıkı maliye politikası tedbirlerinin bu kez tersini almamız gerekiyor" demesi; iş dünyasından gelen "parasal genişleme de dahil bazı tabuları artık tartışabiliriz" açıklamaları, para basmanın gündeme gelebileceğinin işareti oldu. Referans gazetesinin hazırladığı habere göre, iş dünyası ve akademisyenler bu konuda oldukça temkinli. Bu dönem enflasyon korkusunun yersiz olduğunu belirten iş dünyası, dikkatli bir parasal genişleme politikası uygulanabileceği görüşünde. Parasal genişleme şart Enflasyonun geçmişte olduğu gibi sorun olmaktan çıkmış olmasını kriz ortamında bir fırsat olarak değerlendirmek gerektiğini savunan kimi işadamlarına göre, Merkez Bankası'nın faiz indirimlerinin yanı sıra bir miktar para basarak piyasayı rahatlatması mümkün. Parasal genişlemeye evet diyen fakat temkinli yaklaşan işadamlarına göre ise bu karar ancak iyice tartışıldıktan sonra titizlikle uygulanmalı. Çünkü, para akışı piyasayı rahatlattığı kadar hiper enflasyon tehdidini de barındırıyor. Ekonomi uzmanları da konuya iki farklı açıdan yaklaşıyor. Enflasoyunun korku unsuru olmaktan çıktığını söyleyen bazı uzmanlar, "Çok geç kalındı, acilen tedbire ihtiyaç var" derken, parasal genişlemenin yaşanan sorunlara çare olmayacağını savunanlar da var. Enflasyondan korkmayalım Her geçen gün işsizliğin korkutucu boyutlara ulaştığını belirten Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Konukoğlu, enflasyonun bir miktar yükselmesi tehdidine karşın piyasada para bolluğuna ihtiyaç olduğunu söyledi. Konukoğlu, "Piyasadaki hareket fabrikaları etkiler. Enflasyondan korkmamak gerek. Eskiden dolar yükselince bile enflasyon yükselirdi artık böyle bir tabu yok. Diyelim enflasyon yükseldi o zaman kriz olur mu olmaz mı buna da ayrıca bakmak gerek" dedi. Bahçeşehir Üniversitesi İşletme Bölümü Dekanı Prof. Dr. Taner Berksoy'a ise hükümetin acilen bu konuda bir adım atması gerektiğini vurguladı. Talebin bu kadar baskılı olduğu bir dönemde enflasyon kaygısı taşımanın anlamı olmadığını savunan Berksoy, şu değerlendirmeyi yaptı: "Çok kontrollü olmak kaydıyla para basılmasına ihtiyaç var. Bunu uzun zamandır söylüyorum. Para politikalarında bir miktar gevşemenin sakıncası yok. Çünkü şu anda ne parasal ne de talep genişlemesinin doğrudan enflasyona katkısı olamaz. Enflasyonu oluşturacak talep zaten silinmiş durumda. Ortada fol yok yumurta yok iken, ya enflasyon yükselirse demenin bir anlamı da yok. Eğer bunu düşünecek olursak, sanayideki yüzde 24'lük küçülmeyi de cebimize koymak zorundayız." Para basmak durgunluğa çare olur mu?İş dünyası ne düşünüyor?EK TEDBİRE İHTİYAÇ VAR / Ahmet Nazif Zorlu - Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Şu anda Türkiye'nin karşılaştığı en büyük sorun istihdamdır. İşsizlik rakamlarındaki tırmanış sürüyor. Bu konuda mutlaka önlemlerin alınması gerekiyor. Hükümet 4. torba ekonomik tedbirler paketini açıklayarak çok önemli bir adım attı. Fakat bunun arkasının gelmesi gerekiyor. Piyasadaki iç talebin canlanması kaçınılmaz. Talebi harekete geçirecek ek tedbirlere ihtiyaç var. Parasal genişleme konusunda farklı enstrümanlar kullanılabilir. Merkez Bankası bir an önce harekete geçmeli. Merkez Bankası ille de para bassın diye bir şey söylemek doğru değil. Örneğin, Eximbank ve ihracat kredileri artırılabilir. Bu konuda farklı sistemler vardır. Onları bir an önce harekete geçirmek gerekiyor. Önemli olan ihracatla birlikte sanayinin de canlanması. İstihdamdaki tehlikeli tırmanış üzerinde en çok durulması gereken konu olarak duruyor. Bunu da önlemenin tek yolu var talebi dolayısıyla da sanayiyi harekete geçirmek. Hükümetten ve Merkez Bankası'ndan ek tedbirleri bekliyoruz. HİPER ENFLASYON ÇIKABİLİR / Tuncay Özilhan - Anadolu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bu konuda çok dikkatli olmak gerekiyor. Başta ABD olmak üzere bu konuda tedbirler alıyor ve eğer ekonomi büyüme trendine girerse zaten tüm dünyada bir enflasyon dönemi gelecek. Türkiye'nin ekonomik yapısı çok daha farklı. Bu nedenle öyle hemen kabul edilecek bir tedbir olarak durmuyor. Kuyumcu terazisi titizliğinde çalışmak gerekiyor. Eğer bütçe disiplini kaybedilirse bu sefer de tıpkı eski günlerde olduğu gibi hiper enflasyon sorunu ile karşılaşabiliriz. Türkiye bunun acısını çok çekti. 30-40 yıl boyunca faizlerin ve enflasyonun düşürülmesi için mücadele edildi. Düşük faiz, yüksek kur politikasına geçilmiş ve cari açık kontrol altına alınmış iken yeniden böyle bir sorunu yaşamak doğru olmaz. Ayrıca unutulmaması gereken bir unsur daha var. Doların önümüzdeki dönem zaten tüm dünyada enflasyon baskısı kuracağı. Türkiye'nin bunu kontrol edecek gücü yok. Para bolluğu yaratalım, enflasyonu biraz serbest bırakalım söylemi bana biraz tehlikeli geliyor. İKİ KÖTÜDEN BİRİNİ SEÇELİM / Tahir Gürsoy - Mithat Giyim Yönetimi Kurulu Başkanı Enflasyon bir memleket için elbette hayırlı değil. Fakat, ülkede durgunluk varsa, işsizlik rakamları her geçen gün biraz daha korkutucu boyutlara ulaşıyorsa, enflasyona bir süre de olsa razı olmak gerekiyor. Biz hükümet paranın musluğunu açsın, piyasaya para saçsın demiyoruz. Birkaç puanlık enflasyon artışına razıyız, yeter ki piyasa harekete geçirilsin diyoruz. Bunun Türkçesi şu, ortada iki kötü var ve biz bu kötülerden en az kötü olanı tercih edelim diyoruz. Ayrıca enflasyonun şu anda kontrol edilebilir bir sorun olarak görülmesi gerekiyor. Bu biraz zaman alacaktır ama sonuç alınmaması mümkün değil. Hükümetin açıkladığı 4. torba tedbir paketi iyi bir adım olmakla birlikte sakıncaları var. Sonuç alınması uzun sürebilir. Piyasa bu gibi tedbirlerin ardından ardı gelecek mi diye beklentiye giriyor. Beklenti sonucu geciktirir. Bu nedenle parasal genişleme konusunda hızlı davranılması gerekiyor. Merkez Bankası'nın emisyonu artırabilecek, piyasaya nefes aldıracak alanı var. Ekonomistler ne düşünüyor? PARA BASMAK ÇARE OLMAZ / Gazi Erçel - Eski Merkez Bankası Başkanı Parasal genişlemenin karşılaştığımız sorunlar karşısında çare olacağı inancında değilim. Bu konuda atılacak ek tedbirlerin sanki bütün sorunları çözecekmiş zannediliyor. Para basarak iç talebin artırılacağını düşünmüyorum. Ayrıca Merkez Bankası (MB) faizleri zaten indiriyor ve indirmeye devam edecek. Faiz indirimi de bir nevi genişletici bir politikadır. MB gerektiği zaman gerekli likiditeyi şu anda veriyor. Piyasa sıkışık olduğu dönemlerde de çözüm üretiyor. Bu noktada unutulmaması gereken bir unsur var. MB'nin şu anda aldığı tedbirler de tam bir çözüm olamaz. Çünkü Türkiye ekonomisi dolarize olmuştur ve bütün hesaplamalar bunun üzerinden yapılıyor. Ayrıca MB para basacak olursa bunu bankalara verecektir. MB para verdi diye bankaların müşterilerine kredi açacağı düşünülemez. Bankacılık sektörü de zaten böyle bir mantık üzerinden çalışmaz. Türkiye'de para basıldığı ve piyasaya fazla likidite verildiği dönemlerde oldu. 2002/2007 yılları arasında bu yapıldı ve çözüm olmadığı görüldü. PARA ALTYAPIYA AKSIN / Prof. Dr. Erdoğan Alkin - İstanbul Ticaret Üniversitesi ABD ve İngiltere'de de aynı konu tartışılıyor. Tıpkı Türkiye'deki gibi kimileri enflasyonu öne sürerek olmaz diyor kimi acil önlem olarak bu tedbiri almalıyız diyor. Bence Türkiye7de bu yönde bir tedbir şart. Çünkü ateş bacayı sardı. İtfaiye yangını söndürmek için suyu sıkarken evdeki eşyalara zarar verir diye düşünülmez. Şu anda parasal genişlemenin enflasyona katkısını düşünmek abesle iştigaldir. Bu tedbiri sokakta para dağıtmak gibi algılamamak gerekiyor. Türkiye ABD'de olduğu gibi çek ya da vergi iadesi gibi tedbirler alamaz. Zaten eğer doğrudan tüketiciye böyle bir para akıtılırsa bu paranın piyasaya döneceği de şüphelidir. Bu nedenle parasal genişleme kesinlikle yol, hastane, köprü gibi alt yapı hizmetleri olarak piyasaya aktarılmalı. Hükümet kamu yatırımlarını artırmalı. Bu arada işsizlere de ufak tefek yardımlar elbette olmalı. Emeklilere ve çalışanlara 300 TL7lik tek atışlık ödemelerin düşünüldüğünü biliyoruz. Fakat asıl olarak yapılması gereken şey, piyasayı hareketlendirecek kamu yatırımlarına ağırlık verilmesidir. ASIL ÖNEMLİ MALİYE POLİTİKASI / Mustafa Sönmez - İktisatçı Para politikalarının dışında asıl olarak maliye politikalarına eğilmek gerektiğini düşünüyorum. Merkez Bankası'nın piyasaya para verme konusunda mevcut enflasyonu da göz önünde bulunduracak olursak kısmi bir hareket alanı var.Bu olabilir fakat, bu tedbirleri alırken IMF faktörünü unutmamak gerek. IMF'nin bu konuda nasıl bir tavır alacağı da önemli. Krizin etkilerini yatıştırmak için Türkiye'nin asıl olarak maliye politikalarında değişiklik yapması gerektiğini düşünüyorum. Buna ücretlerden başlanabilir. Ücretler üzerindeki vergi azaltılır, toplumun yüzde 70'ini oluşturan alt ve orta gelir grubunun satın alma gücünü artıracak tedbirler alınabilir. Harcamalarda savunma ve emniyetin payı azaltılabilir. Türkiye'nin yapması gereken en önemli şey 2009 bütçesini revize etmek olacak. Bu bütçe zaten afaki bir bütçedir. Bütçenin alt ve orta sınıfın gelir dağılımını artıracak şekilde yeniden revize edilmesi gerekiyor. En son açıklanan paket bunun bir adımı olmakla birlikte yetersiz. Otomotiv ya da 150 metrekarenin üzerindeki konutun vergisi toplumun dar bir kısmını ilgilendiriyor. Önemli olan bu tedbirleri en genişe yaymak olmalı. Para basılırsa ne olur? AVANTAJLARI * Gelişmiş ülkeler para basmayı gündemine aldı * Krizde düşen enflasyon fırsatı kullanılabilir * Daralan iç talep için ek bir tedbir olabilir * En önemli sorun istihdam. Para basmak rahatlatır DEZAVANTAJLARI * Hiper enflasyon dönemi yeniden açılabilir * Türkiye'nin ekonomik yapısı kaldırmayabilir * Cari açık düşmüşken aynı sarmala tekrar girer * Merkez yeterli likiditeyi zaten sağlıyor