Fırtınalı geçen 2008’in ardından gözler yeni yıla çevrildi. 2009 da inişli çıkışlı geçer mi? Merkez Bankası eski Başkanı Gazi Erçel ekonominin 2009 falına bakıyor… İşte Gazi Erçel'in internet sitesi Gazeteport'ta yer alan '2009 falı':ABD yetkililerinin “daha en kötüsünü görmedik” şeklindeki ifadeleri belirsizliği daha da arttırıyor. Ancak iki nokta önümüzü görmemize yardımcı oluyor. Bunlardan birincisi Obama’nın açıklayacağı program, ikincisi ise 1932 yılı ile 2009’un karşılaştırılması. Paket olumlu algılanırsa Obama’nın seçtiği ekonomi kurmayları, kamuoyuna fazla bilgi sızdırmadan çalışmalarını sürdürüyorlar. İçlerinde yakından tanıdıklarımın da bulunduğu bu takımın, sistemi bilen, krizler yaşamış ve deneyimli kişilerden oluşması benim umudumu arttırıyor. Buradaki sorun, bekleyişleri değiştirmede önemli etkisi olacak “şok” nitelikteki kararların piyasa oyuncuları tarafından olumlu karşılanıp karşılanmayacağı. Elinde geniş olanakları olan ve para basma yetkisini sonuna kadar kullanma avantajına sahip ABD, açıklanacak kararlar ve bunların olumlu şok etkisi ile durumun düzeleceği sinyalini verirse, 2009 korkulduğu gibi bir yıl olmayabilir. Ancak, tam tersine, alınacak önlemler “light” içerik taşırlarsa işler zora girebilir. Özellikle kredibilite silahı işlevini gereği gibi yapamazsa kriz 2010’a sarkabilir. 2009 yılı 1932 gibi olabılır mi? Financial Times yazarlarından John Authers, ABD hisse senedi piyasasında 1932 yılında gelişen olayları sorgulamış. “Umarım aynı şeyler olmaz” diyor. 1932 yılını bir hatırlayalım. Yıla iyi ümitlerle başlayan Dow Jones, mart ayına kadar yükselme göstermiş. S&P 500 yüzde 20 değer kazanmış. Ancak ilkbahar aylarında hava bozulmuş. ABD’den altın çıkışları hızlanınca, doların devalüe edileceği beklentisi ile S&P 500 yüzde 50 değer yitirmiş. Temmuz ayında “ekonomi düzeliyor” haberleri ile iyimserlik bir kez daha kendini göstermiş. Borsa 111 puan yükselmiş. Eylül ise bir satış fırtınasını beraberinde getirmiş. Hisse senetleri endeksi yüzde 25 değer kaybetmiş. Bütün bu kargaşa içinde, tüm yılda düşüş oranı yüzde 15’lerde kalmış. Böylesi bir iniş - çıkışlı tablo 2009 yılında da yaşanır mı sorusu akla geliyor. Kanımca biraz zor. Nedeni o günkü şartlar ve önlemler ile bugünküler arasında önemli farkların bulunması. 1932 yılındaki gelişmelerin tam tersine, Fed piyasayı kriz başlangıcından bu yana fonluyor. Bütçe açığı ABD’li yöneticiler için sorun değil. ABD yönetiminin Doların değerini koruma gibi bir sorumluluğu da yok. Eksik olan nokta ise krizde olmazsa olmazların en başında gelen güçlü lider. Bu boşluk Obama ile doldurulursa hepimiz rahatlayacağız. Obama’nın güçlü liderliği ve paketin olumlu algılanması krizin dönüm noktası olabilir. Aksini bu aşamada düşünmeyelim. Emin Öztürk’ü anmak Aramızdan geçen yıl ayrılan saygın ekonomist Emin Öztürk için düzenlenen konferansın notları “Krizler, Para ve İktisatçılar” başlığı ile yayınlandı. İçeriği güçlü, kalitesi yüksek ve anlatımı zengin böylesi bir kitapla Emin’i anmanın, ona çok yakışan bir davranış olduğu inancındayım. Bu etkinliği hazırlayan Ercan Kumcu’yu da tebrik ederim.