DEVA Partisi kurucularından, Ekonomist Prof. Dr. Ahmet Burçin Yereli, ülkede yaşanan ekonomik krizi değerlendirdi. İktidarın ekonomideki yanlış politikaları yüzünden, halkın perişan olduğunu söyleyen Ahmet Burçin Yereli, “Türkiye elindeki ve yedek şarjöründeki bütün mermileri boşalttı” diye konuştu.
Sözcü yazarı Ruhat Mengi'ye konuşan Prof. Yereli, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın temel gıda ürünlerinde yüzde 8 olan KDV’yi yüzde 1’e indirmelerini duyurduktan sonra gıda sektörüne indirim çağrısı yapmasını şöyle değerlendirdi:
“Alınan KDV ile ödenen KDV'yi birbirine yakın tutmanız lazım. Eğer yüzde 8'lik KDV'yi yüzde 1'e çekmeye niyetlendiyseniz perakendecinin üstleneceği KDV'yi de düşüreceksiniz. Bakın, devletin aldığı KDV değişmiyor biliyor musunuz? Devlet burada yüzde 18 KDV'yi perakendeciden alıyor, devletin yüzde 18 KDV tahsilatından elde ettiği vergi cebine giriyor, aradaki farkı perakendeciye yüklüyor.”
Prof. Yereli, doların yükselmesi doları artırırken düşmesinin neden enflasyonu azaltmadığına ilişkin soruya şöyle yanıt verdi:
“Türkiye elindeki; şarjöründeki ve yedek şarjöründeki bütün mermileri boşalttı, 128 milyar döviz rezervini tüketti. Üzerine de yaklaşık 60 milyar dolara kadar çıkan bir açık oluştu Merkez Bankası rezervlerinde. Yani 180 milyar dolar civarında bir parayı yaktı bitirdi, şimdi bu 180 milyar dolar parayı yerine koymak için birtakım hamleler yapıyor ve piyasaya gerektiğinde, gerektiği şekilde müdahalelerini yapamıyor. Bunun üzerine bir de bu hatalı politikalara Merkez Bankası yönetimi, faizle ilgili farklı, yanlış, gerçek hayatla hiçbir ilgisi olmayan bir faiz anlayışına girdi. Tabii onun yanlışlığı da döviz kurunu tetikledi, bir anda çok yüksek döviz hareketleri gördük. Şimdi bu çok yüksek döviz hareketlerinin fiyat etkisini görüyoruz, fiyatlar üzerinde bir baskı oluşturdu, bütün maliyetleri arttırdı.
Biz kapalı ekonomi değiliz ki dövizdeki artıştan etkilenmeyelim.
Enflasyonun köpüğü ne demek ben onu hiç anlamadım, enflasyon ya vardır ya yoktur, iktisatta enflasyonun köpüğü diye bir tanım yok! Ya enflasyonla mücadele edersiniz ya etmezsiniz, biz şimdi köpükle mi mücadele ediyoruz?”
“Şimdi 40 sene sonra fiyat kontrollerini konuşuyoruz, 'üzerlerine gideceğiz', ne yapacaksınız? Ellerindeki malları mı müsadere edeceksiniz, tavan fiyat mı koyacaksınız, bu nereye gidecek?” diyerek iktidarı eleştiren Prof. Yereli, “Yani siz ekonomide fiyat kontrolüne başlarsanız, piyasadaki kontrollerin ardı arkası kesilmez, bir süre sonra kayıt dışı ekonomiyle mücadele etmek zorunda kalırsınız. Büyüyen kayıt dışı ekonomi sizi yutar bitirir” ifadelerini kullandı.
Prof. Yereli, “Zamların sebebi elektrik dağıtım şirketlerinin özel şirket olmasına bağlanıyor, bunlar tekrar devletleştirilebilir mi?” sorusuna da şöyle yanıt verdi:
“Bir şeyi devletleştirmek istiyorsanız buna kılıf bulursunuz. Yugoslavya bunu yaptı, ne oldu? 50-60 yıl fakirlikle yönetilen, sonra da iç savaşla paramparça olan bir ülke oldu. Türkiye'de, yap-işlet-devret modeliyle verilmiş işletmeleri kamulaştıracağım dediğiniz zaman önce bunun çok kolay olmadığını bilmeniz lazım.”
İktidarın “Elinizdeki altınları getirin” çağrısını da Prof. Yereli şöyle değerlendirdi:
“Döviz için de geçerli mi bu, kaç kişi dolarını bozdurup kur garantili TL hesabı açtırdı? İnsanlar devletin geleceğe yönelik politikalarına güvenmediği için “ben kendi geleceğimi güvenceye alayım” diye altın tutar. Altın konusundaki bu çağrıyı kimse dinlemez. Döviz konusunda da rakamlar çok net ortada. Türkiye'deki döviz tevdiat hesaplarından bozulan 16 milyar dolar civarında bir para var. Bu paranın 10,5 milyar doları da şirketlerden geliyor. Şirketler biliyorsunuz Ekim, Kasım, Aralık aylarında döviz pozisyonunda tuttukları paralardan dolayı ciddi anlamda kambiyo karı elde ettiler. Şimdi bu “kur korumalı mevduat” o elde ettikleri kambiyo karının ilk geçici vergi beyannamesi döneminde ödeyecekleri vergiyi istisna ediyor. Siz o parayı kur korumalı mevduata çevirirseniz, hem dövizinizi garanti altına alıyorsunuz, hem de Merkez Bankası'nın şirketler için süreyi 6 ay olarak uygulaması nedeniyle şirketler yüksek vergi ödememek için paralarını bu şekilde muhafaza ediyorlar.”