T24 Haber Merkezi
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kanal İstanbul'a karşı çıkanların itirazlarını dile getirmek için projenin başlamasını beklemeden kullanabilecekleri yasal hakları olduğunu vurguladı. İmamoğlu, "Hiç kimse Kanal İstanbul'a karşı çıkmak için kepçe vurulmasını beklemesin. ÇED raporlarına karşı dilekçe versinler, halen askıda olan plana itiraz etsinler, dava açsınlar. Bu ülkede 100 bin insan dava açsın Kanal İstanbul'u yapabilecek bir babayiğit yok" dedi. İSO, İTO ve üniversiteleri Kanal İstanbul projesi karşısındaki kayıtsızlıkları nedeniyle eleştiren İmamoğlu, Adalar'da son verilecek fayton uygulamasından sonra devreye girecek elektrikli araçlar için yarışma düzenlediklerini söyledi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, T24 yazarları ve yöneticileriyle buluşmasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na eşlik etti. CHP Genel Başkan yardımcıları Tuncay Özkan ve Faik Öztrak ile CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, CHP Sarıyer İlçe Başkanı Sevim Yalınkılıç ve Genel Başkan Danışmanı Okan Konuralp'in de katıldığı buluşmada T24 yazarlarının soruları üzerine İmamoğlu'nun yaptığı açıklamalar özetle şöyle:
"İş dünyasından, üniversite dünyasından, toplumun her kesiminden hiç kimse Kanal İstanbul'a karşı çıkmak için kepçe vurulmasını beklemesin. ÇED raporlarına karşı dilekçe versinler, halen askıda olan plana itiraz etsinler, dava açsınlar. Kepçeden önce birçok kanuni hakları var. Bu ülkede 100 bin insan dava açsın Kanal İstanbul'u yapabilecek bir babayiğit yok. Ben plana itirazımı yaptım, herkesi de itiraza çağırdım. Davayı da açacağım. Bunları vatandaş Ekrem İmamoğlu olarak da yapıyorum."
"Şu anda Kanal İstanbul'u ciddiye alması gereken kurumlar ciddiye almıyor. İstanbul Sanayi Odası (İSO), İstanbul Ticaret Odası (İTO) nerede? Ve MÜSİAD (Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği) nerede? Ben MÜSİAD'ı ziyaret için beş defa talepte bulundum, geri dönüş yapmadılar. İTO, İSO, MÜSİAD, bunların yönetimleri iktidar baskısıyla seçilmiş yönetimler. Ve üniversiteler, devlet üniversitelerinden bana tek rektör geldi, çünkü Büyükşehir Belediyesi ile bir işi vardı. Bu ülkenin üniversiteleri Kanal İstanbul ile ilgili tek cümle konuşmadılar."
"Sayın Cumhurbaşkanı'na verdiğimiz mektup ikili ilişki üzerinde yazılmış bir mektup değil. İçeriği konusundaki cevap için bir süre beklememiz lazım. Sayın Cumhurbaşkanı'ndan tüm iyi niyetimizle bir cevap bekliyoruz, çok da sürmez çağırır bizi diye düşünüyoruz."
"Adalar'da iki-üç nesildir faytonculuk yapan aileler var. Oraya düşünülen bütçeyi taksi plakası gibi düşünün. Bugün İstanbul'da bir taksi plakasının fiyatı 2 milyon lira. Faytonları işleten aileler için 300 bin lira veya üzeri rakamlar konuşuldu. Biraz tekelleşmiş, bloklaşmış bir durum da gözleniyor, ama bu durumda 200 küsur aile var. İki-üç nesildir bu işi yapıyorlar, bu nedenle onlara faytonları kaldırırken 'haydi güle güle' deme şansımız yok. Bu insanlar bir şekilde Adalar'da tutunmuş Anadolu insanları. Biz ayrıca her aileden bir kişiye İstanbul'un çeşitli yerlerinde iş de vereceğimizi söyledik. Elbette bir de canlıya olan tutkumuz, faytonlarda kullanılan atların durumu, onların sıkıntısı var."
"Düşünülmesin ki biz bugün kalkıp bir karar verdik. Defalarca toplantılar, çalıştaylar yaptık, yani bugünün meselesi değil. Ve sulh içinde, başından sonuna kadar şeffaf yürüttük bütün bu süreci."
"Adalar'da ulaşım sistemini tümüyle İETT üzerinden yürüteceğiz, hiç aracı olmayacak. Turistik amaçlı elektrikli araçlar ve diğer elektrikli araçların seçimi için yarışma düzenliyoruz. Yarışmanın sonucuna göre yeni nesil bir tasarımla adalara hizmet vermek istiyoruz."
"Her şeye rağmen fayton olmalı, düşüncesi de tartışılıyor. Evrensel ve insani bir tasarımı, uygulaması varsa elbette biz de bakarız, ama şu an için bu söz konusu değil."
"Bu arada binin üzerinde tasarımcı, plancı, mimar, genci projelerini toplumla paylaşacakları bir saha çalışmasının içerisindeyiz."
"Meydanların düzenlenmesi konusunda ciddi ve hızlı bir süreç başlattık. 'Meydanlar konuşuyor' diye 20 meydan için halka soru sorduk. Taksim'den Ümraniye'ye, Beyazıt'tan Bakırköy'e kadar 20'ye yakın meydan için çalışma yapıyoruz."
"Şu anda İstanbul'da meydanlar çıplak, betonarme ve insansız, insandan arındırılmış. Meydan çalışmalarımız konusunda çok umutluyuz. Bu arada yarışmalar da düzenliyoruz; Haliç kıyıları, Sarayburnu, Salacak da bu çalışmalara dahil."
"Ben vakit geçtikçe toplumun mırıldanmasını, homurdanmasını bilen birisiyim. Ama görüş alıp planlama yapmazsınız, iyi sonuç ortaya koyamazsınız. Çok da uzun sürmeyecek; nisan, mayıs, haziran aylarında kamuoyunun önüne bir şey koyacağız."
"Taksim Meydanı'nda Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'nın bir çadırı var. Cumhurbaşkanlığı bu çadırı koydu, yazı yazdık, kaldırılmasını istedik ama kaldırmıyorlar."
"Gayrettepe- Yeni havalimanı metrosu için 'ray kaynağı' töreni yapıldı. Bu törene İstanbul Belediye Başkanı olarak ben çağırılmadım."
"İstanbul metrosu için altı hattın durmuş olan üç hattını başlattık. Devletin yatırım planına alınması ve Hazine'nin onay vermesi gerekiyor. Ne yazık ki ocak ayının ilk haftasında yayımlanan listede bu çalışma yer almadı. Sonra Ulaştırma Bakanı 'İmamoğlu hatları durdurdu' diyor. Ulaştırma Bakanı'na durumu anlattım, 'Ya bilmiyordum, ben de Sağlık Bakanı'ndan öyle duydum' dedi. Durum bu."
"Sayın Cumhurbaşkanı'nın 'Kime süt dağıtıyorsun, hadi göster bakalım' diye bir lafı var. Biz tam da bunu yapıyoruz, kimseye göstermiyoruz. 97 bin çocuğumuza süt dağıtıyoruz, ama kimse görmüyor."
"Kent Enstitüleri diye bir çalışmaya başladık. Evet yüzde 85'imiz kentlerde yaşıyor, ama bu toplum kentli değil. Benim okulum da şehirdeydi ama ben de köy çocuğuyum. Köy Enstitüleri'ne atıfta bulunarak 'Kent Enstitüleri' kuruyoruz."
"Bir başka devrim, bölgesel istihdam merkezleri. Kartal, Şişli, Küçükçekmece'de istihdam merkezleri açıyoruz. Burada amaç iş arayan ve başvuran insanları doğru yönlendirmek ve işe ulaşmalarını sağlamak. Kamuda genç yetenekler programı başlatıyoruz. Kamu şu anda en yozlaşmış sistemle en geniş insan kaynağı platformu. Hiç denetimi yok, dolayısıyla her alanda kötü bir kamu hizmeti var. Burada birinci adım kamudaki mevcut insan kaynağı. Kamudaki mevcut çalışanları kendi idealleri doğrultusunda kamuda hizmet vermeye yöneltmek gerekiyor. İkinci adımda, sahadan topladığımız veriler üzerinden yetenek sahibi gençleri doğrudan kamuya kazandırmak yer alıyor. Beylikdüzü'nde bu doğrultuda on binlerce insana hizmet verdik."
"İSMEK'ler (İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sanat ve Mesleki Eğitim Kursları) bir hobi alanına dönüşmüş. Bir firmaya taşere edilmiş. Burayı kendi insiyatifimize aldık. Yılda 250-300-500 bin lira gereksiz kira veriliyorsa, güvensiz binalarda kalınıyorsa buna gerek yok."
"11 Büyükşehir Belediye Başkanı ile toplantılarımız sürüyor. 4. toplantımızı Şubat ayında Adana'da yapacağız."