İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Peryön (Türkiye İnsan Yönetimi Derneği) 27. İnsan Yönetimi Kongresi’nde, "Bir Metropolün Değişim Hikayesi" başlıklı açılış konuşması yaptı. İmamoğlu "İstanbul’un tüm büyük ihalelerini de canlı yayınlamak gibi, şeffaflık ve katılımcılık adına pek çok adım atacağız. Daha pek çok kalıcı yerel demokratik kurulları ve süreçleri bu şehre kazandıracağız. Birkaç ay içinde yeni mobil aplikasyonlarımızla, doğrudan demokratik katılımı nasıl geliştireceğimize şahit olacaksınız. Bize her an ulaşıp, yönetimin asli parçası olacaksınız" dedi.
Kongrenin ana teması ile İstanbul’un ajandasının örtüştüğünü belirten İmamoğlu, kenti ulaştırmak istedikleri gelecekle üç ana stratejik hedefleri olduğunu vurguladı. İmamoğlu, bu hedefleri şöyle sıraladı:
"Birincisi; İstanbul’un tüm boyutlarıyla adil bir şehir olmasına gayret edeceğiz. İkincisi; mutlaka İstanbul yaşanılabilir kentler listesinde hak ettiği yere taşınacak. Daha yeşil, kültürüne, tarihine, doğasına sahip çıkan akıllı bir şehir olacak. Üçüncüsü ise; İstanbul’u dünyanın en yaratıcı şehirlerinden biri yapacağız. Bu konuda bir çekim merkezi olması için birçok kaynağı var; ama en önemlisi de ülkemizin insan kaynağı ve bunu başarabilecek güçte olduğumuza gönülden inanıyorum. Bu üç hedef için geleceği hayal etmenin ötesine geçmemiz gerekiyor bizim de."
Geleceği şekillendirme gücünün, insanın en önemli potansiyellerinden biri olduğuna dikkat çeken İmamoğlu, "Bu gücü gerektiği gibi kullanabilmek için ise iki şeye ihtiyacımız var: Bilime ve demokrasiye. Bilimin yol göstericiliği olmadan geleceği şekillendirmek söz konusu bile olamaz. Bu konferanslar neden düzenleniyor? Bilginin, bilimin yayılması, daha etkin ve güçlü deneyimlerin tasarlanabilmesi için. Yani başarı ve başarısızlıklardan öğrenip, herkesin kendi koşullarında çok daha iyisine ulaşabilmesi için. Akılcı düşünce ve bilim gözlemler yapıp, sonuçlar çıkararak bugünü anlamamızı ve geleceği görmemizi sağlar. Bilimsel düşünce ve bilimsel yaklaşım da ancak eğitimle kazanılır, eğitimle ve deneyim ile geliştirilir" diye konuştu.
Eğitim alanında İstanbul'da bir devrim yapmaya hazırlandıklarını ifade eden İmamoğlu, bu kapsamda "Yuvamız İstanbul"dan 'Küresel Kent Akademisi'ne kadar birçok proje ürettiklerini vurguladı. İmamoğlu, "Çocukların ve bütün toplumun geleceğini şekillendirme kapasitesini artırmak, ancak bilimle ve özgürlükle, demokrasi ile mümkündür. Demokrasi çok önemlidir. Çünkü demokrasi, herkese kendi geleceği üzerinde söz ve karar sahibi olma fırsatı tanır. Demokrasi sadece bir seçme - seçilme ilişkisinden ibaret değildir. Demokrasi tek bir kişinin aklının, tek bir kişinin tercihlerinin, tek bir kişinin çıkarlarının değil, ortak aklın, ortak tercihlerin, ortak çıkarların temel alındığı bir yaşama biçimidir. Çoğunluğun yönetme, azınlığın var olma, saygınlığını koruma hakkının güvence altına alındığı rejimdir. Demokrasiyi toplumsal hayatın bütün dokularına nüfuz ettirmek zorundayız. Bu konuda hepimizin cesur olması gerekiyor. Çünkü demokrasi, kendisine akılla, sağduyuyla ve cesaretle inanan insanların üzerinde yükselir" dedi.
İstanbul’un ve Türkiye’nin "cesur demokrasiye" ihtiyacı olduğunu kaydeden İmamoğlu, göreve gelir gelmez bu konuda önemli adımlar attıklarını belirtti. İmamoğlu, bu adımların bazılarını ve sonrasında yapmayı planladıkları çalışmaları şöyle özetledi:
"İstanbul tarihinde ilk kez, Belediye Meclis toplantılarını canlı yayınlamaya başladık. Her meclis yayınımız, 3 milyonun üzerinde izlenmelere ulaşıyor. Genellikle bürokratik bir süreç olarak algılanan, belediyenin 5 yıllık stratejik planının hazırlıklarını İstanbulluların katılımına açtık. Şimdiden, 250 bin İstanbullu anketlerimize veya çalıştaylarımıza katılarak görüş bildirdi. 20 bin kişi, şehrin çeşitli noktalarında kurduğumuz stantlarda ‘post-it’ler ve anketlerle görüş bildirdi. Bunlar sadece bir başlangıç. İstanbul’un tüm büyük ihalelerini de canlı yayınlamak gibi, şeffaflık ve katılımcılık adına pek çok adım atacağız. Daha pek çok kalıcı yerel demokratik kurulları ve süreçleri bu şehre kazandıracağız. Birkaç ay içinde yeni mobil aplikasyonlarımızla, doğrudan demokratik katılımı nasıl geliştireceğimize şahit olacaksınız. Bize her an ulaşıp, yönetimin asli parçası olacaksınız. Bu şehrin gençleri, kadınları, girişimcileri İstanbul'un özgür ve demokratik havasını soluyacaklar. Bu şehrin yaratıcı beyinleri, bu şehir özgürleştikçe, demokratikleştikçe daha üretken daha yaratıcı olacaklar."
"İstanbul'un sayısız özelliği, değeri var, çok önemli potansiyellere sahip" diyen İmamoğlu, "Ama en büyük potansiyeli sahip olduğu insan kaynağıdır. Bunu yalnız bir belediye başkanı olarak değil, insan kaynakları ve yönetim alanında yüksek lisans yapmış biri olarak da söylüyorum. Ben her fırsatta, sadece bir başkan olmayacağımı, bu kentin bir moderatörü olacağımı ifade ediyorum. Zira bütün kaynağına bütün zihnine talibim bu kadim şehrin. İstanbul'un öyle zengin, öyle güçlü bir insan kaynağı var ki, 16 milyon İstanbullunun aklıyla, enerjisiyle, sahiplenmesiyle hareket ettiğimizde her şeyi başarabiliriz. Bütün İstanbul, hep birlikte takım olduğumuzu, ekip olduğumuzu, bir ve bütün olduğumuzu hissettiğimizde ulaşamayacağımız hiçbir hedef yok. Benim İstanbul'u yönetmekten anladığım şey öncelikle bu duyguyu herkese hissettirmektir" şeklinde konuştu.
İmamoğlu, konuşmasını, "Biriz, bütünüz. Ancak birlikte güçlü, ancak birlikte mutlu olabilir, ancak birlikte geleceğe yürüyebiliriz. Bunu bütün İstanbul'a hissettireceğim. Çünkü benim anladığım liderlik bunu gerektirir. Lider olmak herkesten bilgili, herkesten akıllı, herkesten karizmatik olmayı gerektirmez. Gerçek lider, ortak akla en çok değer veren kişidir. Gerçek lider, kendisine olduğu kadar, başka insanlara da güvenen, her insana saygı ve sevgi sunmaya açık bir yüreğe sahip olan kişidir. Gerçek lider, liderliği bir yönetme-yönetilme ilişkisi değil, bir yol arkadaşlığı olarak görür. Gerçek lider, ekip ruhuna, takım anlayışına, çalışma disiplinine herkesten çok sahip çıkma, herkesten çok benimseme iddiasında olan kişidir. Ben, bu iddiadayım ve yol arkadaşlarıma yani sizlere, yani 16 milyonluk İstanbulluya çok güveniyorum, her birini çok seviyorum" sözleriyle tamamladı.