El Kaide’yle ilişkili olan Suriye’deki Ahrar-ı Şam ve El Nusra Cephesi’ne kimyasal silah yapımında kullanılan madde temin etmekle suçlanan Suriyeli Hytham Qassap ile ona yardım ettiği ileri sürülen beş Türk hakkındaki iddianamede, sarin gazı yapımında kullanılan maddelerin Makine Kimya Endüstrisi'nden temin etmeye çalışıldığı belirtildi.
Taraf gazetesinden Fırat Alkaç’ın haberine göre, iddianamede yer alan telefon görüşmeleri ve savcılığın tespitleri neticesinde şüphelilerin, sarin gazı üretmek için gerekli maddelerin bir kısmını Makine Kimya Endüstrisi’nden temin etmeye çalıştığı anlaşıldı.
Telefon görüşmelerinde sarin gazı yapımında kullanılan ve devlet kontrolünde verilen maddelere rahatlıkla ulaşan sanıklar, ödemeleri ise Suudi Arabistan üzerinden yapıyor. Sanıkların sadece kimyasal madde değil, havan topu yapılmak üzere krom boru siparişi verdikleri de ortaya çıktı. Adana’da yaptırılan havan topu borularının El Kaide’ye bağlı örgütlere gönderildiği iddia edildi. Ayrıca telefon görüşmelerinde, tutuklu tek sanık olan Hytham Qassap’ın, Suriye’den gelen “beyaz fosfor” siparişi üzerine, Çukurova Üniversitesi Kimya bölümünde asistan olarak görev yapan B. A. ile görüştüğü anlaşıldı. İddianamede kimyager B.A’nın talep edilen maddelerin bomba yapımında kullanılabileceğini söyleyerek örgüt üyeleriyle irtibatı kestiği belirtiliyor. Bunun yanında örgüt elemanlarının, tek solumada iç organları yakan ve ölüme neden olan “beyaz fosfor” temini için de irtibat kurduğu iddianamede yer aldı.
Adana Cumhuriyet Savcısı Mehmet Arıkan tarafından hazırlanan iddianame mahkeme tarafından kabul edildi. İlk duruşması 30 Ekim’de yapılacak soruşturmada savcı Mehmet Arıkan, tutuklu sanık “Abu Salah” kod adlı Suriyeli Hytham Qassap hakkında “silahlı terör örgütüne üye olma” ve “silahlı terör örgütüne silah sağlamaya teşebbüs” suçlarından 25 yıla kadar, 52 yaşındaki Halit Usta, 47 yaşındaki Halit Ünalkaya ve 50 yaşındaki İbrahim Akça, Bekir Karaoğlan hakkında ise “silahlı terör örgütüne silah sağlamaya teşebbüs” suçundan 15’er yıla kadar hapis cezası istendi. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan Salem Faraj Amari, Zafer Gök, Burak Ay, Mohamad Hussam Macharka, Osama Qassab, Nasır Erdoğan ve Şahin Özkaya hakkında ise “silahlı terör örgütlerine silah sağlama” suçundan takipsizlik verildi.
El Kaide örgütünün ve Türkiye’de yaptığı eylemlerin uzun uzun anlatıldığı iddianamede, şu ifadeler kullanıldı: “Gerek ülkemizden gerekse ülkemiz üzerinden transit geçiş yapan örgüt mensubu birçok şahsın örgüt liderinin çağrısı/talimatı doğrultusunda Suriye’deki El Kaide terör örgütü saflarına katıldıkları, bu bağlamda katılımlar sağlanması amacıyla propagandif faaliyetler yürüttükleri ve yeni kazanımlar için hız verdikleri, Suriye ülkesindeki mensuplarının iaşe ve silah, mühimmat sağlamak amacıyla nakdi yardımlar topladıkları değerlendirilmektedir.”
İddianamede Suriye’de El Kaide adına savaşan örgütlerin isimlerine de tek tek yer verildi. Savcı söz konusu isimleri ise örgüt tarafından yapılan şu açıklamaya dayandırıyor: “Nusret Cephesi önderliğindeki konsey üyeleri: 1. Nusret Cephesi, 2. El Ensar Tugayları, 3. El Abbas Tugayları, 4. La İlahe İllallah Taburu, 5. El Hamza Tugayı, 6. El Sa’qah Tugayı, 7. Jund el Aziz Tugayı, 8. Izzeddin el Kassam Tugayı, 9. Ebu el Kassam Tugayı, 10. Davet ve Cihad Cephesi Tugayı.”
Savcı, iddianamenin devamında Suriye’de El Kaide’ye bağlı faaliyet gösteren Ahrar-ı Şam ve Nusret Cephesi örgütleriyle bağlantılı “Abu Salah” kod isimli Haytham Qassab’ın Türkiye’den kimyasal madde temin etmeye çalıştığını anlatıyor. Soruşturmada tek tutuklu sanık olan Qassab hakkında şu bilgilere yer veriliyor: “Söz konusu kimyasalları Adam Mokram Ajaweed isimli şahıs adına temin ettiği, Mokram Ajaweed’in ise el yapımı patlayıcı elde etmeye çalıştığı, Khalid Ousta’nın Zirve İhracat isimli şirkette çalışan Halit Ünalkaya isimli şahıstan kimyasal maddeler için fiyat listesi talep ettiği, Halit Ünalkaya’nın ödeme yapılır yapılmaz fiyat listesinin yanı sıra nakliye yerlerini de bildirdiği, detayları aşağıda belirtilen kimyasalların sinir gazı (sarin) üretimi ile bağlantılı oldukları, Haytham Qassab’ın ‘isopropanolamine’ yerine sinir gazı ara maddesi ‘isopropylamine’ talep etmiş olabileceği, ‘Thionylchloride’nin ise yakıcı kimyasal madde ve sinir gazı üretiminde kullanılabilen bir madde olduğu...”
Sanık Haytham Qassab, emniyette ve savcılıkta verdiği ifadelerinde Ahrar-ı Şam ile irtibatlı olduğunu El Nusra örgütüne de yakın olduğunu ve Türkiye’den askeri malzemeleri bu örgütlere gönderdiğini kabul ediyor. Qassab’ın emniyette verdiği ifade iddianamede şu şekilde yer alıyor:
“Suriye’de silahlı faaliyet yürüten Ahrar-ı Şam üst düzey yetkililerinden Ebu Velid isimli şahıs ile tanıştığını, daha sonra 2012 Mayıs ayında İstanbul’a geldiğini, İstanbul’da yaklaşık bir ay kaldığını, bu zaman zarfında buradaki insanların Suriye ile ilgili yaptıkları işlerin kendisini tatmin etmediğini, Ahrar-ı Şam yetkililerinden Ebul Hasan ve Tammam isimli şahıslarla tanıştığını, şahısların yönlendirmesi üzerine Antakya’ya gelerek ev kiraladığını, Suriye’de savaşan çeşitli gruplara mensup birçok şahsın kendisiyle irtibata geçtiğini, bunlardan kimisinin insani konularda bazı malzemeler istediğini, bazılarının ise askerî anlamda bazı malzemeler talep ettiklerini, askerî malzeme talep edenlerden Ebu Ukba’nın Antakya’da yanına gelerek patlayıcı maddelerde kullanılmak üzere entegre türü bazı malzemeler bulmasını istediğini, bu malzemelerle ilgili kâğıt üzerine elektronik devrelerle ilgili bazı çizimler ve şemalar çizdiğini, bu dokümanların evinde yapılan aramada elde edilen dokümanlar olduğunu, söz konusu malzemeleri Antakya’da bulduğunu ve komşusu Recep ile birlikte bu malzemelerden 30-40 tane kadar alarak Ebu Ukba’ya Antakya’da hastane civarında teslim ettiğini, bu malzemelere patlayıcı bağlayarak zırhlı araçlara yönelik kullanacaklarını bildiğini...”
Savcı, iddianamede Türkiye’den temin edilen kimyasal maddelerin Suriye’ye gönderilmek istendiğinden de söz etti: “Suriye’deki silahlı faaliyet yürüten bu gruplardan birçok şahsın kendisiyle (Qassab) irtibata geçerek talep ettikleri her türlü malzemeleri temin ederek Suriye’ye gönderdiği, bu bağlamda Saniyelik fitil, Havan Topu yapılmak üzere krom boru ve en önemlisi; “Thionyl Chloride(SOCl2), Potassium Fluoride(KF), Methanol(CH3OH), Isopropanol(C3H8O), Isopropanolamine(C3H9NO), White Phosphorus(P4), Medical Glikoz, Boksit gibi kimyasal maddeler temin etmeye çalıştığı tespit edilmiştir. Söz konusu kimyasal maddeler, Adana Kriminal Polis Laboratuarına gönderilerek konuyla ilgili inceleme yapılması talep edilmiştir. Alınan cevabi yazıda; bahsi geçen diğer maddeler uygun koşullar altında birleştirildiğinde sarin gazının oluşturulması muhtemeldir.”
İddianamede sanıkların kimyasal silahların yanında havan topu silahı için “krom boru” arayışına girdikleri de belirtildi. İddianamede savcılık şu bilgilere yer verdi: “Şüpheli Hytham QASSAP’ın Havan Topu yapılması amacıyla Suriye’ye göndermek amacıyla araştırdığı Krom Boruları Metal Sanayi’de bulunan Yepar Makine dışında, Teknikmetal isimli iş yerinden de araştırdığı görülmektedir” dendi. Tutuklu sanık Hytham Qassap ile ilgili şu kısım ise dikkat çekti: “Suriye Humus’ta faaliyet yürüten Livail HAK (HAK TUGAYI)’ndan olduğunu bildiği Ebu Muhammed isimli şahsın kendisini arayarak Havan Topu yapmak amacıyla 5-10 tane 1.75 cm uzunluğunda, 20 cm çapında ve 2 cm kalınlığında Krom boru istediğini, bu borular ile ilgili Raif AY’dan yardım istediğini, Raif AY’a bu boruları Libya’dan bir arkadaşının istediğini söylediğini, Raif AY’ın üniversitede çalışan amcasının oğlu Burak’ı arayarak bu tür boruları nereden bulabileceklerini sorduğunu, Burak’ın da kendilerini Adana’da Metal Sanayi’de bulunan Yepar Makine isimli işyerinde çalışan Ferhat... isimli şahsa yönlendirdiğini...”
İddianamede örgüt üyelerinin yaptığı telefon görüşmelerine de geniş yer verildi. Bu kayıtlara göre sanıklar, bulunması zor olan ve devlet kontrolünde verilen bazı kimyasal maddeleri Makine Kimya Endüstri’sinden (MKE) temin etmenin yollarını aramışlar. Bunun yanında soruşturmadaki tek tutuklu sanık Haytham Qassab, Suriye’den gelen “beyaz fosfor” talebi üzerine Çukurova Üniversitesi Kimya Bölümü asistanlarından B.A. ile irtibata geçiyor. Qassab ile bir defa görüşen B.A, söz konusu maddeler ile bomba yapıldığını fark ettikten sonra örgüt üyeleri ile irtibatına son veriyor. Daha sonra örgütün diğer elemanları ise bu maddeyi bulmak için irtibatlar arıyor. İddianamede yer alan telefon görüşmeleri ise şöyle:
-21.05.2013 günü saat:18.07’de şüpheli Halit USTA (Khalit Ousto) ile 0 535 336 37 11 numaralı telefonu kullanan Bekir isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesi şöyle:
Bekir KARAOĞLAN: Bak bu sefer ben aradım seni rahatsız ettim bak
İbrahim AKÇA: Ya seni biliyorum kusura bakma da ithalatçı beni arayınca ben seni arıyorum napayım
Bekir KARAOĞLAN: E abi ne yapacaksın mecburen yüzer kilo alacaz abi
İbrahim AKÇA: Tamam gülüm ama o bir tonla elli kilodan 200’lük ambalajlar nasıl olacak peki
Bekir KARAOĞLAN: O 200’lük ambalaj var ya bir tane
İbrahim AKÇA : Tamam oldu çünkü beyaz fosfor 800 kilo var bir daha Türkiye’ye zor girer makine kimyanın malı çünkü
Bekir KARAOĞLAN: He anladım abi
İbrahim AKÇA: Kendisi getirttiriyor
Bekir KARAOĞLAN: Anladım abi ...
İbrahim AKÇA: Yalnız bana kaparo çıkartmam lazım ayırtayım Erzincan’daki malı getirtireceğim fosfor İzmir’de beyaz fosfor 200 kiloluk bi ambalaj
Bekir KARAOĞLAN: Zaten yarın abi biz geleceğiz oraya
İbrahim AKÇA : Tamam ...
-İddianamede yer alan, 23.05.2013 tarihinde şüpheli Bekir Karaoğlan ile Tuncel isimli kişi arasında şu konuşmalar geçiyor:
TUNCEL: Görüşebildin mi şey yaptım ya
BEKİR KARAOĞLAN: Yok görüşemedim abi şimdi arkadaş arayacak da görüşemedim yani
TUNCEL: Vermiyor abi faturayı bozamam diyor, Makine Kimya Endüstrisi resmi kurum biliyorsun bir de oraya kaybedersem bir kilo için değmez diyor buradaki işimi bozmaya değmez diyor
BEKİR KARAOĞLAN: Evet abi
TUNCEL : O da haklı kendi açısından, yıllardır mal verdiği yer, ithalatçısı oranın, bir kilo sana vereceğim bunu getirmek en az 4-6 hafta, 6 hafta ben bekle diyemem ki MKE'ye
BEKİR KARAOĞLAN: Evet abi, tamam abi bir görüşeyim de abi