En son ne zaman birine mektup yazdınız ya da birinden mektup aldınız?
Sorusuna bugün verilebilecek cevaplar düşünüldüğünde, el yazısının hayatımızdan ne kadar büyük bir hızla çıktığının farkına varabiliriz. Conrad şirketi, Büyük Britanya’da yaptığı geniş ölçekli ankette, bu sorunun cevabını aradı; bir zamanlar insanların kendilerini ifade etmeleri için önemli yeri olan “el yazısı”nın bugün insanlara ne ifade ettiğini somutlaştırmaya çalıştı.
Ankete katılan 25-34 yaş aralığındaki insanların yüzde 65’i neredeyse hiç kalem kullanmadıklarını söylüyor. Aynı genç nüfus, kendilerini kelimelerle değil, emojilerle ifade etmeyi tercih ettiklerini de ekliyor.
Ankete katılanların yarısı uzun zamandır kalem kullanmadıkları için el yazılarının gittikçe çirkinleştiğini dile getiriyor; yetişkinlerin yüzde 10’u kendi el yazılarından utandıklarını söylüyor. Buna ek olarak, New York Post’un aktardığı bir araştırma, ABD’li gençlerin yüzde 33’ünün el yazılarını “çok iyi” olarak nitelendirirken 55 yaş üstü nüfusun yalnızca yüzde 17’sinin kendi el yazılarını beğendiğini ortaya koyuyor.
Ayrıca Conrad’ın sorularına cevap verenlerin çeyreğinden fazlası son on yıl içinde elle yazılmış bir mektup ya da not almadıklarını ifade ediyorlar. Aynı insanların yarısı, -en iyi ihtimalle- iki yılda bir el yazısıyla mektup yazdıklarını itiraf ediyor.
Katılımcıların yüzde 15’i bir mektuba nasıl başlanması ya da nasıl bitirilmesi gerektiğini bile bilmediklerini söylüyorlar. Aslında bu durumun elektronik posta trafiğinde de karşımıza çıktığı söylenebilir. Sosyal medyada dolaşıma giren iş başvurusu niteliğindeki metinler, zaman zaman bu duruma örnek teşkil edebiliyor: Staj başvurusu yaparken bir şirketin yöneticisine yolladığı elektronik postada kullandığı dil yönetici tarafından eleştirilen “Şahin Bey” uzun süre sosyal paylaşım platformu Twitter’da tartışma konusu olmuş; yöneticinin cevabı da kullanıcıların eleştirilerinin hedefi olmuştu.
Bence stajı kaptım akshsks pic.twitter.com/B8qFQxyIov
— Sahin (@sahin_seyhann) May 25, 2018Öte yandan, ankete katılanların önemli bir kısmının el yazısıyla kaleme alınmış metinlere karşı özlem ve “nostalji” hissettikleri de gözlemleniyor. Katılımcıların yüzde 70’i eski mektuplarını sakladıklarını; yüzde 89’u ise daha sık mektup almak istediklerini belirtiyor.
İngiliz Express gazetesi, “sanat” olarak nitelendirdiği el yazısı için Ulusal El Yazısı Günü’nde hazırladığı dosyada, el yazısının MÖ 3300’den beri insanlığa eşlik ettiğinin altını çiziyor. Conrad’ın sözcüsü, şirketin çalışma alanı olmadığı hâlde böyle bir araştırmayı yapmasının sebebini “insanları en azından yılda bir mektup yazmaya teşvik ederek bu sanatı canlı tutmak istiyoruz” diyerek açıklıyor.
Bond’un 2000 ABD’li ile yaptığı anket ise katılımcıların yüzde 81’inin el yazısı ile kaleme alınmış notların ya da mektupların, SMS ve elektronik postalardan daha “anlamlı” bulduğunu ortaya koyuyor.
Aynı zamanda ABD’lilerin yüzde 50’si elle yazılmış notları sakladığını söylüyorlar. Ancak katılımcıların yüzde 32’si el yazısıyla not tutmayı “zaman kaybı” olarak görüyor.
New York Post, Bond’un anketini duyururken bugünün gençleri için “teknoloji jenerasyonu olabilirler ama milenyumlar el yazısı sanatının diğer yaş gruplarından çok daha fazla önemsiyorlar” diyor. Öte yandan İngiliz The Guardian gazetesi, kelimelerden ziyade emojilerle iletişim kurmayı tercih eden gençler için “iletişim kalıplarının kırıldığını” söylemek yerine “Aman Tanrım! Hepimiz salağız” yorumunda bulunuyor.