Elektrik Mühendisleri Odası, doğalgaz çevrim santrallerinin pek çoğunun devre dışı olduğuna dikkat çekerken "Kesintilerin nedeni, üretimin yüzde 80’ini elinde tutan özel şirketlerin zam pazarlığı mı?" sorusu doğdu.
Türkiye genelinde yaşanan elektrik kesintileri pek çok ili etkiledi. Marmara ve Ege Bölgesi'nde neredeyse bütün kentleri etkileyen kesintiler diğer pek çok kentte de yaşandı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, kesintilerin nedenini, hava sıcaklıkları dolayısıyla enerji tüketiminin artmasına bağladı.
Peki hava sıcaklıklarının artması kesintilere gerekçe olabilir mi?
Elektrik Mühendisleri Odası’na göre bu dönemde mevsim normallerinin üzerinde bir sıcak olması sürpriz değil.
DW Türkçe'ye konuşan Elektrik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Özdağ, “20 Temmuz-5 Ağustos tarih aralığında Türkiye’nin elektrik tüketiminin pik noktaya çıkıyor olması beklenmeyen bir durum değil. Aşırı bir doğa olayından kaynaklanan bir şey de yok. Kuraklık nedeniyle tüm Türkiye'yi etkileyecek bir kesinti olmaması lazım” diyor.
Özdağ, yaptıkları araştırmada edindikleri bilgiye göre 5 bin megavat civarında bir üretim açığı olduğunu, sistemin ulusal ölçekte çökmesini önlemek adına kesintinin gezdirilmesi yoluna başvurulduğunu belirtiyor .
Ancak Özdağ’a göre 5 bin megavat açığın neden kaynaklandığı konusunda soru işaretleri var.
Türkiye’nin kurulu güç kapasitesinin mevcut talepten çok daha fazla olduğuna dikkat çeken Özdağ, “Ülkenin elektrik enerjisi kurulu gücü 98 bin 162 megavat. En az 70 bin megavatın şu anda emre amade kullanılabiliyor olması lazım. Maksimum tüketim değeri ise bizim aldığımız bilgilere göre 50 bin megavat dolayında. Yani nereden baksanız 20 bin megavattan fazla hazır, el altında kullanılabilir sıcak bir yedek var” bilgisini paylaşıyor.
Yetkililere “Nasıl oluyor da siz 20 bin megavat daha yüksek bir yedek olduğu halde bunu yönetemiyorsunuz” sorunu yönelten Özdağ, burada bir yönetim zafiyeti olduğunu düşünüyor.
Türkiye'de aylardır kuraklık yaşanıyor. Kuraklığın etkisiyle hidroelektrik santrallerinin üretim kapasitesi de düştü. Bu nedenle doğalgaz santralleri devreye alındı. Ancak bu santrallerin maliyeti de son dönemlerde doğalgaza yapılan zamlarla rekor oranda arttı.
Mehmet Özdağ, bir kamu kuruluşu olan Elektrik Piyasaları AŞ’nin (EPİAŞ) şeffaflık platformunda, Türkiye’deki doğalgaz çevrim santrallerinin pek çoğunun devre dışı kaldığının görüldüğüne dikkat çekiyor. Özdağ, şöyle devam ediyor:” Bu da aklımıza şunu getiriyor. Özel dağıtım şirketleri piyasada oluşan fiyatı acaba beğenmiyorlar mı? Bunun gerekçesinin açıklanması gerekiyor.”
Türkiye’nin hidroelektrik kapasite hariç kurulu gücünün 66 bin megavat olduğunu aktaran Özdağ, “Yani barajlardaki su seviyelerinin düşüklüğü bu kesintilerin sebebi olamaz. Dolayısıyla şu anda yaşanan kuraklığı şirketlerin fırsata çevirmeye gayret ettiklerini düşünüyoruz. Yani elektrik üretim fiyatını, kendilerine verilen fiyatı beğenmiyorlar ve elektrik üretmiyorlar çıkarımını yapıyoruz biz buradan. Elektriği piyasalaştıran, elektriği piyasada alınan, satılan bir meta haline getiren maalesef bu siyasi iktidar. Bunun sonuçlarını yaşıyoruz şu anda” ifadelerini kullanıyor.
Türkiye'de elektrik üretimi büyük oranda özelleştirildi. Üretimin yüzde 80'i özel şirketler tarafından gerçekleştiriliyor.
DW Türkçe’ye konuşan CHP Enerji ve Alt Yapı Projelerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, kesintinin meydana geldiği sabah saatlerinin tüketimin gün içinde en düşük olduğu zaman dilimi olduğuna dikkat çekiyor.
Buna karşın kesintilerin yaşandığını vurgulayan Akın, “Özel santraller sabah saatlerinde elektriği daha ucuza sattıkları için mi devreye girmek istemediler? Ya da arıza bahanesiyle devreye girmeyi, iktidarı zam yapmaya zorlamak mı istiyorlar? İktidar şeffaf bir şekilde bu sorulara yanıt vermeli” diyor.
Öte yandan kesintiler, Türkiye’de üretilen elektriğin tüketiciye dağıtımını sağlayan ve dağıtım şebekesine aktarımdan sorumlu olan başlıca kurum olan Türkiye Elektrik İletim AŞ’nin (TEİAŞ) özelleştirme kapsamına alındığı döneme denk geldi.
Ahmet Akın, TEİAŞ’ın Türkiye'nin enerji güvenliğini sağlamakla yükümlü stratejik bir kurum olduğunu vurgulayarak "Henüz kamudayken bunlar yaşanıyorsa yarın özelleştirilmesi ile çok daha büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalabiliriz” yorumunu yapıyor.
Elektrik Mühendisleri Odası’na göre de bu dönemde yaşanan yönetim zafiyeti bu açıdan da manidar.
"Maalesef kamuya karşı, halka karşı çok dürüst olmayan, şeffaf bilgilendirme yapmayan bir yönetim anlayışı ile karşı karşıyayız” diyen Mehmet Özdağ, şöyle devam ediyor: TEİAŞ iyi yönetilmiyor, iyi yönetilseydi kesinti olmazdı. O yüzden biz bunu özelleştirelim. Böyle bir altyapı da olabilir mesela.”
TEİAŞ’ın halen kamusal bir anlayışla yönetildiğini ve meslektaşlarının canla başla sistemi ayakta tutmak için çalıştıklarını belirten Özdağ, eğer bölgesel kesintiler yapılmasaydı sistemin tümünün çökebileceğini, bu açıdan başvurulan uygulamanın kötünün iyisi olduğunu dile getiriyor.
Özdağ, elektrik kesintilerinin ardından iktidar tarafından “Enerji yatırımlarımız yetersiz. Bir an önce nükleer santral devreye sokalım. Bak o zaman elektrik kesiliyor mu? Ya da elektriğe zam yapmazsak doğalgaz çevrim santralları ya da kömür santralları zarar ediyor, bu nedenle biz zam yapmak zorundayız” gibi bahanelerin de sunulabileceğini savunuyor.
Öte yandan Özdağ, elektrik kesintileri nedeniyle olmasa da artan maliyetlerden dolayı elektriğe zammın kaçınılmaz olduğunu söylüyor. Türkiye’de üretilen elektriğin yüzde 70'inden fazlasının dövize endeksli olduğuna dikkat çeken Özdağ’a göre 1 Temmuz’da olduğu gibi elektrik iletim maliyetlerinin artması ve TL ile döviz arasındaki makasın kapanmaması nedeniyle elektrik fiyatlarına zam kapıda.
1 Ekim’de belirlenecek yeni tarifede yüzde 15’lik bir zammın olabileceğini ifade eden Özdağ, bu tarihten önce de zam yapılabileceğini düşünüyor.
Pelin Ünker/ İstanbul
© Deutsche Welle Türkçe