Elektrik kesintileri ve Türkiye'nin enerji görünümü

Elektrik kesintileri ve Türkiye'nin enerji görünümü

İstanbul ve çevresinde geçen hafta başlayan elektrik kesintileri yeni yılda da sürüyor. Uzmanlar kış saati uygulamasına geçilmemesinin daha fazla elektrik tüketimine yol açtığını ve gerekli enerji arzının sağlanamamasından dolayı kesintiler yaşandığını savunuyor.

Elektrik Mühendisleri Odası'nın (EMO) araştırmasına göre TEİAŞ (Türkiye Elektrik İletim A.Ş.) verileri, 2016'da toplam elektrik tüketiminin geçen yıla oranla yüzde 4,9 arttığını ortaya koydu.

Kış saati uygulamasına geçmediğimiz Kasım ayında elektrik tüketimindeki artış yüzde 6,5 ile son beş yılın rekor seviyesine ulaştı.

EMO, bu artışın nedenini kış saati uygulamasına geçilmediği için gün ışığından daha az faydalanmak olarak açıklıyor.

Söz konusu artışın neden gerçekleştiği hakkında konuştuğumuz uzmanların kış saati teorileri birbirleriyle benzerlik gösteriyor.

Ancak konuyla ilgili bilgi almak için başvurduğumuz Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı kaynakları ile Türkiye Elektrik İletim A.Ş (TEİAŞ) sorularımıza yanıt vermedi.

Enerji Bakanlığı ve İstanbul Teknik Üniversitesi iş birliğinde hazırlanan projede, kış saati uygulamasına geçmeyerek enerjide tasarruf edileceği sonucuna ulaşılmıştı.

Söz konusu projeyi yürüten İTÜ öğretim görevlisi Prof. Ahmet Duran Şahin, BBC Türkçe'ye yaptığı açıklamada, "Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yetkilileri ile yaptığımız görüşmeler sonunda, uygulamadan sonra ülkemizdeki verilerin detaylı bir değerlendirmesi yapılmadan konuyla ilgili basın açıklaması yapmama kararı alınmıştır" ifadesinde bulundu.

Elektrik tüketiminde en büyük pay, yüzde 47 ile sanayi sektöründe. Fakat BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan EMO Enerji Birim Koordinatörü Olgun Sakarya, ekonomi ve üretimdeki durgunluğun elektrik tüketimindeki artışa neden olamayacağını söylüyor:

"İmalat sanayisinde de bir artış söz konusu değil. Dolayısıyla karşımızda elektrik tüketimini artıracak bir değişken yok. Sadece yaz-kış saati uygulamasından dolayı bir tüketim artışının olduğunu düşünüyoruz."

Sakarya, TEİAŞ verilerinin kümülatif olarak açıklandığını ve spesifik olarak konutlardaki tüketim miktarına erişimin olmadığını söylüyor:

"Mutlaka devletin elinde bunların mesken bazında tüketimleri vardır. Ama o veriler paylaşılmıyor tabii ki. Biz o kadar detayına inme şansına sahip değiliz. Biz kamuoyuyla paylaşılan veriler üzerinden değerlendirme yapıyoruz."

EMO Başkanı Hüseyin Yeşil ise mevsim soğuklarının elektrik tüketimine olabilecek muhtemel etkisine ilişkin, "Soğuklar mevsim normallerinde seyrediyor. Dolayısıyla mevsim koşullarından kaynaklanan bir ekstra tüketim olamaz. Söz konusu artışın, her saah bir saat fazladan elektrik harcamak zorunda kalan hane halkının tüketiminden kaynaklandığı sonucuna varıyoruz" diyor.

CHP İstanbul Milletvekili Didem Engin, 2 Ocak'ta TBMM'ye sunduğu soru önergesinde yaz saati uygulamasının kalıcı hale getirilmesinin elektrik tüketimini artırıp artırmadığını, dolayısıyla elektrik arzının yetersiz kaldığı iddialarının doğru olup olmadığını sordu.

Engin soruları arasında, BOTAŞ'ın (Boru Hatları İle Petrol Taşıma Anonim Şirketi) elektrik üreten santrallerde gazda kesintiye gittiği ve İstanbul'da gezdirme yoluyla elektrik kesintileri yapılarak elektrik tüketiminin kontrol altında tutulmaya çalışıldığı iddiaları da var.

Geçen hafta yaşanan elektrik kesintilerinden sonra Enerji Bakanlığı Perşembe günü yaptığı duyurularda, kesintilerin Anadolu'dan İstanbul'a gelen enerji iletim hatlarındaki kopmalardan dolayı olduğunu açıkladı.

Bakanlık ayrıca Cuma günü yaptığı açıklamada da, kesintilerin elektriğin yetersizliğinden dolayı olduğu yönündeki iddiaları yalanladı.

Fakat uzmanlar, söz konusu kesintilerin elektrik üretimindeki yetersizlik olabileceği görüşünde birleşiyor.

EMO, elektrik santrallerine gönderilen doğal gaz oranındaki azalmanın, büyük şehirlerde elektrik kesintilerine neden olduğunu savunuyor.

Çünkü Enerji Bakanlığı'nın 2015 yılı verilerine göre, Türkiye'nin toplam elektrik üretiminin yüzde 38'i doğalgazdan karşılanıyor.

21 Aralık'ta ise Boru Hatları İle Petrol Taşıma Anonim Şirketi (BOTAŞ), elektrik santrallerine verilen doğalgazı, konutlardaki kullanımın artması nedeniyle yüzde 90 oranında azalttığını açıkladı.

Makine Mühendisleri Odası Enerji Çalışma Grubu Başkanı Oğuz Türkyılmaz, "Yüzde 38 kuşkusuz yüksek bir oran. Bu kaynaktaki bir sınırlamanın doğuracağı sonuç mutlak elektrik kesintileridir. Kalıcı çözüm, elektrik üretimindeki doğal gaz payını düşürmek" diyor.

Türkyılmaz'a göre elektrik üretimindeki doğal gaz payını düşürmenin yolu, ithal kaynaklara olan payı azaltarak, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmekten geçiyor:

"Bugün 48 bin megavatlık bir rüzgar enerjisi kapasitesinden sadece 5400 megavat üretiyoruz. Yani potansiyelin yaklaşık yüzde 12'sini kullanıyoruz. Jeotermalde ise 2 bin megavatlık kapasite var, fakat bu kapasitenin 720 megavatını değerlendiriyoruz. Yaklaşık olarak yüzde 35'ini değerlendirdik ama yüzde 65'i henüz duruyor."

"Güneş enerjisinde ise daha çok yolun başındayız. Geçen sene 270 milyar kilovat saat elektrik tükettik. Fakat güneş enerjisi potansiyelimizin tamamını kullanarak 380 milyar kilovat saat elektrik üretebiliriz."

İhracat kapasitesi yüksek İstanbul İli Organize Sanayi Bölgesi başta olmak üzere, özellikle İkitelli, Dudullu, İstanbul Anadolu Yakasında ve Kocaeli, Gebze, Çayırova Organize Sanayi Bölgelerinde de elektrik kesintileri devam ediyor.

Dünya gazetesine açıklama yapan İstanbul İkitelli OSB Yönetim Kurulu Başkanı Şaban Gülbahar, cuma gününden bu yana işletmelere elektrik verilmediğini ve durumun çok ciddi boyutlara ulaştığını söyledi.

Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Başkanı Alper Kanca ise "Sadece Gebze bölgesindeki otomotiv tedarik sanayi firmalarının zararı 300 milyon euronun üzerinde" açıklamasında bulundu.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak'a yönelttiği soru önergesinde, "TEİAŞ tarafından konuyla ilgili OSB yönetimlerine yapılan 'Ulusal kaynaklı bir sorun yaşandığı, bu nedenle elektrik verilemediği' yönündeki açıklamalarda söz edilen ulusal kaynaklı sorun nedir?" diye sordu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 23 Aralık'ta İzmir'de, doğal gaza alternatif olarak sunulan Türkiye'nin ilk yüzen LNG (sıvılaştırılmış doğal gaz) Santrali'nin açılışını yaptı.

Erdoğan konuşmasında, "Doğalgaz bugün ülkemizin en önemli enerji kaynağı durumundadır. Elektrik üretimimizin neredeyse yarısını doğal gazdan karşılıyoruz. Doğalgazda malesef dışa bağımlıyız" dedi.

Doğalgaza olan ithal bağımlılık, alternatif enerji kaynakları ve yeni projeleri gündeme getiriyor. BBC Türkçe'ye konuşan Enerji Ekonomisi Derneği (EED) Başkanı ve Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu, önümüzdeki beş yıl içinde hayata geçmesi beklenen projelerle birlikte Türkiye'nin doğal gaz sıkıntısı çekmeyeceğini söylüyor.

Kumbaroğlu, LNG'nın kısa vadeli çözüm olabileceğini söylemekle beraber, Türkiye'nin enerji konusunda daha kalıcı çözümleri olduğunu savunuyor:

"Rusya'dan boru hattı ile gelecek Türk Akım Projesi ve 2018'de hayata geçmesi planlanan Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi (TANAP) gerçekleşince doğal gaz konusunda daha olumlu bir tablo oluşacağını düşünüyorum. Bunların yanı sıra Doğu Akdeniz'deki proje gerçekleşirse, Türkiye'ye İsrail açıklarından da doğal gaz gelecek. Bence doğal gaz konusunda önümüz açık."

Kumbaroğlu, yenilenebilir enerji konusunda dikkat edilmesi gereken noktanın çevreye zarar vermemek olduğunu söylüyor:

"Yenilenebilir enerji teknolojileri de Türkiye için bir avantaj. Fakat bu projeler bir dereye adım başı hidroelektrik santrali kurmadan, doğal hayatı yok etmeden gerçekleştirilmek zorunda."