Silvan'da inceleme yapan Şemikan Birliği'nin Başkanı Bozo Bilal Acar, sokağa çıkma yasağının 10. güne girdiği Silvan'da, "3 mahallede elektriklerin kesildiği, gıda ve su ihtiyacının karşılanamadığı, halkın sağlık hizmeti alamadığını" söyledi.
Aralarında Süryani, Kürt, Arap, Mıhelmi, Ezidi, Müslüman, Hristiyan gibi çeşitli din, inanç ve halk gruplarının bulunduğu sivil toplum örgütü Şemikan Birliği, 2 Kasım'dan bu yana sokağa çıkma yasağının devam ettiği ve çıkan çatışmalarda 9'a yakın sivil vatandaşın hayatını kaybettiği Silvan'daki son duruma ilişkin izlenimlerini aktardı. T24'e konuşan Şemikan Birliği Başkanı Acar, 3 gündür Silvan'da olduklarını belirterek, "Bizler AKP millletvekillerini ve bakanlarını da buraya davet ediyoruz. Yaşananları Ankara'dan değil bölgeye gelip kendi gözleriyle görsünler" dedi. "Şu an Silvan'da yaşananlar büyük bir katliamla sonuçlanabilir. Çok geç olmadan Silvan'a ses verilmelidir" diyen Acar, "çıkan çatışmalarda çok sayıda ölü ve onlarca yaralı olduğu" bilgisini aktardı. Acar "Orada bulunan siviller yaralılara kendi imkanlarıyla müdahale ediyorlar" diye de ekledi.
Şemikan Birliği Başkanı Bozo Bilal Acar’ın T24'e yaptığı açıklamalar şöyle:
Silvan'a bağımsız bir gözlem heyeti olarak geldik. Dün Silvan'da sokağa çıkma yasağı devam eden Konak, Tekel ve Mescit mahallelerine girmeye çalıştık. Ancak bu 3 mahalleye girişimize izin verilmeyerek, yaşanan tahribatı bağımsız bir gözlemci olarak incelememiz engellendi. Sokağa çıkma yasağı devam eden mahalle ile iletişim problemi yaşıyoruz. Şu ana kadar aldığımız bilgiler 3 mahallede elektriklerin kesildiği, gıda ve su ihtiyacının karşılanamadığı, halkın sağlık hizmeti alamadığı yöndedir. Dünden beri silah ve patlama seslerini olduğumuz yerden duyabiliyoruz.
Dün yasaklı mahalleden aldığımız bilgi Azizoğlu Meydanı'nda (Mescit Mahallesi) helikopterden ateş açıldı. Çok sayıda yaralı olduğu, ambulansların gecişine izin verilmediği içinde şuana kadar müdahale edilmedi. Orada bulunan siviller yaralılara kendi imkânlarıyla müdahale ediyorlar.
Cizre'de daha önce uygulanan ambargo ve yaşanan tahribatın ötesinde şeyler yaşanıyor Silvan'da. Şehrin etrafında konuşlanmış onlarca tankı görebiliyoruz. Ara ara mahallelere doğru yapılan tank ve top atış seslerini duyabiliyoruz. Mahallelerde yaşanan tahribatın, ölüm, yaralanma ve hak ihlallerinin tespitini yapamıyoruz. Mahalleden bizlere ulaşan bilgiler çok korkunç. Yoğun bombardıman ve keskin nişancı atışlarından ölen sivillerin cenazelerinin yerden alınamadığını söylüyorlar.
Şehrin üzerinde gece gündüz helikopter ve heronlar dolaşıyor. Mahalleler ablukaya alınıyor ve en temel ihtiyaç olan elektrik, su ve gıda ihtiyaçları karşılanamıyor. Adeta mahallelerde yaşayan sivil halkın açlıkla, hastalıkla kırılması amaçlanıyor. İki ülke savaşırken bile sağlık hizmeti verilmesi gerekirken, vatandaş bırakın sağlık hizmetinden yararlanmayı evinin içerisindeyken bile vurulabiliyor. Dün hastanede ziyaret ettiğimiz İbrahim Yazkent (12), Abdullah Güney ( 7 ) evlerindeyken vücutlarına saplanan şarapnel parçalarıyla yaralanıyorlar.
Bugün'de yoğun silah ve patlama sesleri durmadı. Bu Moğolvari savaşın derhal bitirilmesi için çağrı yapıyoruz!
Gazze abluka altına alındığında bağımsız gözlemcilerin, insan hakları savunucularının ve uluslararası bağımsız heyetlerin Gazze'ye girmesini isteyen bir iktidar, bugün kendi ilçemize bağımsız bir gözlemci olarak girişimize engel oluyor.
Cizre'de 9 gün boyunca kalmıştım. Şu an Silvan'da yaşananlar büyük bir katliamla sonuçlanabilir. Çok geç olmadan Silvan'a ses verilmelidir.
Suriye gibi yangın yerine dönmüş bir savaş ülkesinde bile 9 gün aralıksız sokağa çıkma yasağı ilan edilmiyor. 7 Haziran'dan sonra bölge adeta Suriyeleştirilmek isteniyor. Dünya kamuoyu artık bu insanlık dışı uygulamalara gerekli tepkiyi göstermelidir.
Tüm insan hakları savunucuları, sivil toplum örgütleri, bağımsız heyetleri Silvan'da yaşanan insanlık dışı uygulamaların bitirilmesi ve Silvan halkıyla dayanışmak için buraya davet ediyoruz.
Bizler AKP millletvekillerini ve bakanlarını da buraya davet ediyoruz. Yaşananları Ankara'dan değil bölgeye gelip kendi gözleriyle görsünler.