Elif Çakır: Kriz öncesi "Hamasete yer yok" diyen Çavuşoğlu, Hollanda'ya 'ayar'da en büyük teşekkürü hak ediyor!

Elif Çakır: Kriz öncesi "Hamasete yer yok" diyen Çavuşoğlu, Hollanda'ya 'ayar'da en büyük teşekkürü hak ediyor!

Karar yazarı Elif Çakır, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Hollanda ile Türkiye arasında yaşanan "ziyaret" krizi öncesi, 11 Ocak'ta "Dış politikada popülizme ve hamasete yer yoktur. Her zaman mutedil ve temkinli bir dil kullanıp, yapıcı ve yaratıcı öneriler getireceğiz" dediğini hatırlattı. Çavuşoğlu'nun “Hollanda Başbakanının adam olduğunu zannediyordum. Yanılmışım" ifadesine de yazısında yer veren Çakır, "Hollanda’ya ülkecek verdiğimiz 'ayar' konusunda sanırım en büyük teşekkürü Dışişleri Bakanımız hak ediyor" diye yazdı.

Elif Çakır'ın "Hollanda seçimlerinde Türkiye ayarı" başlığıyla yayımlanan (17 Mart 2017) yazısı şöyle:

Tamam, sandık sonuçlarına bakılınca Rutte’nin partisi sandıktan birinci olarak çıktı! Ancak bence “öz gerçek” bu değil!

Asıl gerçek madalyonun öteki yüzünde!

Dolayısıyla “Hollanda’da seçimleri Rutte’nin partisi kazandı” haberleri aslında gerçekleri yansıtmamaktadır!

İzah ettiğimde siz de asıl gerçeğin ne olduğunu anlayacaksınız...!

Bakınız 2012 yılındaki Hollanda genel seçimlerinde Mark Rutte’nin partisi 41 milletvekili çıkartmıştı. Yani Mark Rutte’nin daha düne kadar parlamentoda 41 sandalyesi vardı.

Dünkü seçimlerde ise Rutte’nin partisi 33 milletvekili çıkartabildi.

Bu tabloya göre, dünkü genel seçimlerde Rutte’nin partisinin parlamentoda 8 sandalye kaybına uğradığı görülüyor.

Dolayısıyla Rutte’nin önemli bir kaybının olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Hollanda’lı anket şirketlerine göre;“Efendim Rutte aslında 27 milletvekili çıkartabiliyormuş. Türk bakanlara Hollanda’nın kapılarını kapatması, Türkiye’yi karşısına alması ve yaptığı popülizm” Rutte’nin oylarını artırmış!”

Yok öyle bir şey! Bizim anketçilerimize göre de her seçimde CHP oylarını artırıyor.

Geçiniz...

Tıpkı 1998 Almanya seçimlerinde Helmut Kohl’e verdiğimiz ayar gibi dün de Türkiye olarak faşist Hollanda’ya ayarı verdik!

Ve Türkiye olarak Avrupa’da Hollanda üzerinden ırkçılığı bir müddet frenledik!

Sağ ayağımız “ırkçılık” frenin tam üzerinde.! Yorulursak sol ayağımızla ve tüm gücümüzle “frene” basmaya devam edeceğiz!

***

Hollanda’ya ülkecek verdiğimiz “ayar” konusunda sanırım en büyük teşekkürü Dışişleri Bakanımız hak ediyor!

Sonuçta Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu Almanya’da fitili ateşlenen, Hollanda’da alevlenen ve çok kısa bir sürede diğer Avrupa ülkelerine de sıçrayan diplomatik ve siyasi krizi hiçbir “hamasete” ve “popülizme” yer vermeden ve asla geri adım atmadan yönetti!

Bir parantez açıp bir iki örnek verelim:

Hiç geri adım atmadı “Gerekirse AB ile mülteci anlaşmasını” dahi iptal edebileceğimizi açıkladı (elimizdeki en geçerli ve güçlü kart) ve hiç çekinmeden Hollanda Başbakanı Rutte’nin gerçek yüzünü ülkemize gösterdi.

“Hollanda Başbakanı adam değil. Ben onu adam zannediyordum. Biz onunla oturduk göç anlaşmasını falan müzakere ettik.” (Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Hollanda Başbakanının adam olduğunu zannediyordum. Yanılmışım.” Tv mülakatı, 16 Mart 2017)

Parantezi kapatalım...

Çünkü dış politikada “hamasete” ve “popülizme” yer yoktur!  Kaldırmaz da. Tamam iki gündür altını üstünü çize çize bu köşeden “dış politikanın hamaset ve popülizmi” kaldırmayacağını yazıyorum. Ancak bunu asıl söyleyen Sayın Dışişleri Bakanımız Çavuşoğlu’dur.

11 Ocak 2016 Ankara’da sekizinci Büyükelçiler Konferansı’nın açılışında yaptığı konuşmada Sayın Çavuşoğlu “hamaset” ve “popülizm” hakkındaki görüşlerini şu sözlerle açıklıyor:

“Önümüzdeki dönemde dış politikamıza şekil verecek genel çerçeveyi ve izleyeceğimiz yol haritasını sizlerle paylaşmak isterim. Türkiye’nin AB vizyonu, şahsi tercihlerimizin de ötesinde, ülkemizin stratejik ve vazgeçilmez hedefidir.

Etkili bir iletişim stratejisi geliştirmemiz gerekiyor. Dış politikada popülizme ve hamasete yer yoktur.  Her zaman mutedil ve temkinli bir dil kullanıp, yapıcı ve yaratıcı öneriler getireceğiz.”  (http://www.mfa.gov.tr/disisleri-bakani-sayin-mevlut-cavusoglu_nun-viii_-buyukelciler-konferansi-acilisinda-yaptigi-konusma_-11-ocak-2016_-ankara.tr.mfa )

Sayın Çavuşoğlu o günlerde yaşadığımız Rusya Türkiye arasındaki diplomatik krize de değinerek Türkiye’nin bu diplomatik krizdeki tavrını ise şu sözlerle açıklıyor:

“Rusya’yla en son yaşadığımız hadisenin detaylarına girmek istemiyorum. Gelinen noktada, Rus makamlarının aşırı tepkilerine rağmen, gerilimi artıran taraf olmadık. Soğukkanlı ve itidalli bir tutum izledik. Rusya yönetimini de akli selime davet etmeyi sürdürüyoruz.”

***

Velhasıl kelam...

Umarız pek yakında seçimlere gidecek olan Merkel de Hollanda seçim sonuçlarına bakıp, Mark Rutte ve Geert Wilders kıssasından payına düşen hisseyi almıştır.

Umarız!

Ya da Sayın Merkel gidip Helmut Kohl’a 1998 seçimlerini neden ve nasıl kaybettiğini sorsun. Sayın Kohl kendisine tane tane anlatacaktır, dönemin Türkiye başbakanı Mesut Yılmaz’ın “Kohl’ü desteklemeyin” çağrısının sandığa yansıyan sonuçlarını!

Tam yazım bitmişti ki son cümleyi değiştirmek zorunda kaldım. Zira Hollanda Savunma Bakanı Jeanine Hennis-Plasschaert’in yaptığı  açıklama televizyonda alt yazı olarak geçiyordu. Hollanda olarak “Türkiye ile yaşanan gerginliğin azaltılması”nı istiyorlarmış.

Hay Allah!