Tempo24-Türk futbolculara AB kapısının açılması yeni bir tartışma yarattı: AB vatandaşı futbolcular da Türkiye’de yerli statüsünde oynayabilecek mi? Hem AB’yi hem de Türkiye’yi bağlayan Ortaklık Konseyi Kararı’na göre bir karşılıklılık olduğunu söylemek mümkün. Hukukçulara sorduk: Oynamalı diyen de var, emeğin serbest dolaşımı henüz başlamadı diyen de... Nihat Kahveci’nin İspanya’daki ilk kulübü Real Sociedad’ın, Nihat’ı yerli statüde oynatabilmek için başlattığı hukuki süreç geçtiğimiz günlerde sonuçlandı. Daha sonra Avrupa Birliği adını alan Avrupa Ekonomik Topluluğu ile Türkiye arasındaki ortaklık anlaşmasını gerekçe gösteren mahkeme, tüm Türk oyuncuların tıpkı Nihat gibi İspanya’da yerli oyunculara tanınan tüm haklardan, kısıtlama olmaksızın yararlanmasına karar verdi. Bu bir anlamda Türk oyuncuların, AB ülkelerinde yerli statüde oynayacak olması şeklinde yorumlanabilir. Şimdi bu karardan sonra akıllarda yepyeni bir soru işareti oluşmuş durumda: Peki, AB vatandaşı futbolcular da Türkiye’de yerli statüsünde mi oynayacak? Nitekim, 1/80 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı’nın 11. maddesi bir karşılıklılık durumundan bahsediyor. Biz bu hukuki tartışmayı, görüşlerine başvurduğumuz iki değerli hukukçuya; isminin açıklanmasını istemeyen mevcut federasyondan bir yetkiliye ve Haluk Ulusoy döneminde TFF Başkanvekilliği görevini yürüten Kemal Kapulluoğlu’na sorduk. Bu görüşleri aşağıda bulabilirsiniz. İzin çoktan çıkabilirdi Bu tartışmanın Türkiye’deki tarihine baktığımızda ilginç bir olayla karşılaşıyoruz. Zira AB vatandaşı futbolcuların Türkiye’de yerli statüsünde oynaması için daha önce iki kulüp TFF’ye başvurmuştu. Federico Giunti için Beşiktaş ve Nicolas Anelka için Fenerbahçe. İki başvuru da Tahkim Kurulu tarafından karara bağlanırken, Giunti’nin başvurusu 1’e karşı 4 oyla reddedildi. O oylamada olumlu oy kullanan Erkan Vardar, Anelka davasında da kuruldaydı ancak çekilme kararı aldı ve yerini yedek üyeye bıraktı. İkinci davada Fenerbahçe’nin başvurusu 2’ye karşı 3 oyla reddedildi. Ret oyu veren üyelerden biri ise ilk davada Giunti’nin vekilliğini yapan Gürol Kaymak’tı. Yani Gürol Kaymak, Giunti’nin vekilliğini yaparken savunduğu kararı, Anelka için aksi yönde değiştirmese şu an AB vatandaşı futbolcular Türkiye’de yerli statüsünde oynayacaktı. Fenerbahçe yine başvuracak Peki bundan sonra ne olacak? Daha önce Anelka için TFF’ye başvuran Fenerbahçe, kısa süre içinde yeniden bir başvuru yapmaya hazırlanıyor. Tahkimden dönen iki dava var ama oyların ağırlığı bu kez değişebilir. Kaldı ki tahkimden yine ret oyu gelse bile hukuki sürecin başka mercilerde sürdürülmesi mümkün. Türkiye’nin taraf ya da üye olduğu uluslararası kuruluşlara gidilebilir. Bu sürecin bitiminde bu oyuncuların yerli statüde oynaması kararı çıkarsa, sözleşme imzaladıkları andan itibaren geçerli olacak bir hak kazanımı sözkonusu olacağından, sadece ileri tarihteki transferler değil, mevcut kadrodaki yabancılar da bu haktan faydalanabilir. Görünen o ki, AB vatandaşı futbolcuların Türkiye’de yerli oyuncu statüsünde kabul edileceği günler yaklaşıyor. Konsey Kararı ne diyor? AB vatandaşı oyuncuların Türkiye’de yerli statüsünde oynayıp oynayamayacağı tartışmalarında refere edilen; AET ile Türkiye arasında imzalanan 1/80 sayılı Ortaklık Konseyi kararının ilgili maddelerine gelince... Kararın 11. maddesi, 10. maddenin, Türkiye’de çalışan AB vatandaşlarına da uygulanacağını söylüyor. 10. madde ise zaten Nihat Kahveci ve diğer Türk oyuncuların İspanya’da yerli statüde oynamasını sağlayan madde. İşte ilgili iki madde: Madde 11: Türkiye’deki işgücü piyasasına yasal olarak dahil bulunan üye devlet vatandaşları ve onunla birlikte oturma hakkına sahip olan aile bireyleri Türkiye’de 6, 7, 9 ve 10. maddelerde öngörülen hak ve avantajlardan, bu maddelerde belirtilen şartlara uymak kaydıyla faydalanırlar. Madde 10: Topluluk üyesi devletler işgücü piyasalarına yasal olarak dahil bulunan Türk işçilerine ücret ve diğer çalışma koşulları bakımından topluluk işçilerine göre farklılık içermeyen bir rejim uygularlar. Bir federasyon yetkilisi: Yerli statüde oynamaları gerekir Avrupa Birliği vatandaşlarının Türkiye’de yabancı statüsünde kabul edilmemesi yönünde bugüne kadar iki başvuru yapılmıştı. Giunti ve Anelka için kulüplerinin yaptığı iki başvuru da TFF Tahkim Kurulu tarafından reddedilmişti. Ama bana kalırsa AB vatandaşı futbolcuların Türkiye’de yerli oyuncu statüsünde oynaması mümkündür. Çünkü Türkiye ve Avrupa Ekonomik Topluluğu (daha sonra Avrupa Birliği adını alan topluluk) arasındaki 1/80 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı’nda karşılıklılık ilkesi vardır. Daha önce de Maros Kolpak isimli Slovak hentbolcu yine ortaklık anlaşmasını gerekçe göstererek Almanya’da yerli oyuncu statüsünde oynama hakkı kazanmıştı. İspanya’da Nihat ve diğer Türk vatandaşı oyuncular hakkında verilen karar da ortaklık anlaşmasını baz alıyor. Bu anlaşmanın 11. ve 10. maddelerini bir arada değerlendirdiğimizde bir karşılıklılık olduğu görülebilir. Burada şunu da vurgulamak gerekir; tıpkı İngiltere’nin çalışma izni için öne sürdüğü milli takımda oynama kriteri gibi kotalar, kriterler uygulayabilirsiniz. Ancak oyuncuyla bir kez çalışma sözleşmesi yaptıktan sonra artık Ortaklık Konseyi Kararı’nca ona kendi ülkenizin vatandaşlarıyla eşit çalışma ve ücret koşulları sunmak zorundasınız. Bir ayrımcılık yapamazsınız. Şayet şu anda herhangi bir kulüp TFF’ye Giunti ve Anelka örneğinde olduğu gibi bir başvuruda bulunursa, konu Tahkim’e gittiğinde hakim farklı bir karar verebilir. Hatta bence vermelidir ve AB vatandaşı futbolcuların Türkiye’de yerli oyuncu statüsünde oynaması gerekir. Tabii ki dava süreci uzayacağından, bu transfer dönemine yetişmeyecektir. Yine bu dönemde TFF de İngiltere’de olduğu gibi sınırlamalar getirebilir. Kemal Kapulluoğlu: ‘Artı’ uygulaması kaldırılmalı Görüşlerimi açıklamadan önce şunu söylemek istiyorum, İspanya’dan çıkan karar Türk kamuoyunda doğru aktarılmamış olabilir. Çeviriden kaynaklı problemler olabilir. Kararın orijinal halini inceleme fırsatım olmadı. Ama benim kararla ilgili tahminim şöyle. İspanya’da üç tip lisans var. İspanya topraklarında doğmuş olanlara verilen A lisansı, AB’ye üye ülkelerde doğmuş olanlara verilen B lisansı ve diğer ülkelerde doğanlara verilen C lisansı. Bu karar da C lisansına sahip olan ülkelerin tümünü değil, sadece AB ile aralarında herhangi bir ortaklık ya da işbirliği anlaşması bulunan ülkeleri ilgilendiriyor. Tıpkı Türkiye gibi. Şunu unutmayalım, AB üyesi olmayan ülkelere emeğin serbest dolaşımı imkânı verilmiyor. Yani bir AB vatandaşıyla hizmet sözleşmesi yapmayı reddedemezsiniz gibi bir durum yok. İsterseniz sözleşme imzalamazsınız, isterseniz belirli koşullar, kotalar öne sürersiniz. Ama sözleşme imzalamışsanız artık kendi vatandaşlarınıza tanıdığınız hakları ona da tanımak zorundasınız. Zaten mesele bu kuralın yorumundan kaynaklanıyor. Bence TFF yabancı sınırlaması koyabilir, çünkü Türkiye AB üyesi değil ve emeğin serbest dolaşımına dahil de değil. Ama takımların sözleşme imzaladığı tüm yabancılara, kendi oyuncularınızla aynı şartları uygulamalısınız. Yani 6+2 kuralı uygulayamazsınız. Bu kuralı uygularsanız tribünde oturan o iki oyuncuya farklı muamele yapmışsınız demektir. Yabancı sınırlamasını sekize yükseltebilirsiniz, bire indirebilirsiniz. Ama sözleşme imzalandıktan sonra ‘artı’ kuralı gibi bir ayrımcılık uygulayamazsınız. Lagendijk FenerbahçeliymişKonu AB'den açılmışken bir de dip not eklemek gerekiyor. Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk, futbolu yakından izlediğini belirterek, "Türkiye'de Fenerbahçe, Hollanda'da Rotterdam takımlarının taraftarıyım" dedi. Joost Lagendijk, yaptığı açıklamada, spora ilgi duyan bir kişi olduğunu bildirdi. Türk futbolu denilince, Hollanda'da kendi yaş grubundaki insanların aklına Fenerbahçe Kulübü'nün geldiğini ifade eden Lagendijk, şöyle konuştu: "Türkiye'de Fenerbahçe, Hollanda'da Rotterdam takımlarının taraftarıyım. Ben 12 yaşındayken Rotterdam Avrupa kupasını kazandı. Türkiye'de ise Fenerbahçe'nin büyük bir taraftarıyım. Olabildiğince maçlarına da gitmeye çalışıyorum."