Antalya'nın Elmalı ilçesinde öz anne ve üvey babasıyla birlikte yaşayan 6 ve 9 yaşlarındaki iki kardeşin 2019'da cinsel istismara maruz bırakıldığı adli tıp muayenelerinde de tespit edildi. Davada tutuklu yargılanan sanıklar anne Merve A. ve üvey baba Rahmi A., 5 Ocak 2021'deki üçüncü duruşmada mahkeme tarafından serbest bırakıldı. BBC Türkçe'ye konuşan Avukat Gülşah Ekin Taş, sanık anne ve üvey babanın dava süreci başlamamışken çocukları kaçırma teşebbüsünde bulunduğunu, bu nedenle sanıkların tutuklu yargılanmaları gerektiğini söyledi. Taş, sanık anne ve üvey babanın kaçırma teşebbüsüyle ilgili olarak, "Etrafta kamera kayıtlarının olduğunu unuttular" dedi.
Antalya'da iki kardeşin öz anne ve üvey babaları tarafından nitelikli cinsel istismara maruz bırakıldığı iddiasıyla anne ve üvey baba hakkında "çocuğa karşı nitelikli cinsel istismar ve eziyet" suçundan dava açıldı.
Dosyada anne Merve A. ve üvey baba Rahmi A. dışında 13 yaşında bir çocuk da "suça sürüklenen çocuk" sıfatıyla sanık olarak bulunuyor.
Ancak çocukların ifadelerine göre, kendilerini istismar edenler bu üç kişiden ibaret değil.
Çocukların avukatı Gülşah Ekin Taş'ın verdiği bilgiye göre, dosyada altı kişinin daha isimleri geçiyor ancak bu kişiler hakkında takipsizlik kararı verildi.
BBC Türkçe'ye konuşan Taş'a göre çocukların verdiği ifadeler, olayı anlatmak için çizdikleri resimler ve iki farklı adli tıp raporu, onların sistematik bir istismara maruz bırakıldıklarını gösteriyor.
Dosyada biri 13 yaşında bir çocuk, üç sanık yer alsa da aslında çocukların beyanları, istismar edenlerin sayısının daha fazla olduğuna işaret ediyor.
Avukat Taş'ın verdiği bilgilere göre sanık anne Merve A. mahkemedeki ifadesinde, seks işçisi olarak çalıştığını ve üvey baba ile çalıştığı yerde tanıştığını beyan etti.
İstismara maruz kalan çocuklar ise ifadelerinde, anne Meryem A.'nın kendilerini götürdüğü yerlerin ve orada kendilerini istismar eden kişilerin ad ve soyad bilgilerini verdi.
Avukat Taş, buna rağmen dosyada adları geçen altı kişi hakkında takipsizlik kararı verildiğini söylüyor:
"Çocuklar ifadelerinde kendilerini istismar eden diğer kişilerin isim ve soy isimlerini veriyor, 'Biz şu mekânın üst katındayken, senin şu arkadaşların gelmişti' diyor. Kız çocuğu, annenin çalıştığı yerlere kadar isim veriyor.
"Altı kişiden bahsediyoruz, hepsi de çocuğu istismar etmiş. Aslında anne, kız çocuğunu pazarlamış. Böyle bir insan, şu an tutuksuz yargılanıyor. Nasıl olduysa, dosyada adı geçen altı kişinin adreslerine ulaşılamadı. Haklarında takipsizlik kararı verildi."
Avukat, aile için "suç makinası gibi bir şebeke" diyor:
"Aslında anneanne ve dede, 'Para kazansınlar da nereden kazanırlarsa kazansınlar' şeklinde düşünen bir şebeke. O küçük çocuklar da o ortamda istismara maruz kalmış."
Anneanne ve dede, davada sanık olarak değil tanık olarak yer alıyor.
İstismara maruz bırakılan iki çocuk önce Çocuk İzlem Merkezi'nde, ardından Balıkesir Üniversitesi'nde ve sonra İstanbul Üniversitesi'nde dinlendi.
Avukatın verdiği bilgiye göre Balıkesir Üniversitesi Adli Tıp Raporu'nda, çocukların bizzat yaşamadan bunları anlatamayacakları ve istismara dair anlatımlarının bilişsel düzeyleri ve akıl yaşlarıyla uyumlu olduğu ifade edildi.
Ancak sanık avukatları bu rapora itiraz ederek çocukların bir de İstanbul Üniversitesi Adli Tıp'ta muayene olmasını ve ayrıca istismarı tasvir ettikleri resimleri bir kez daha çizmelerini istedi.
Bu talep kabul edildi, çocuklar İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gitti.
İstanbul Adli Tıp Kurumu ise "çocukların olay tarihindeki yaşı dikkate alındığında, beyanlarına ana hatlarıyla itibar edilebileceği, cinsel istismar mağduru çocukların maruz kaldığı olayla ilgili psikiyatrik muayenedeki ifadelerinin, anlatımlarının ve tanımlamaların tıbbi açıdan esas olduğu ve çocukların istismara maruz kaldığı" yönünde rapor hazırladı.
Dolayısıyla iki adli tıp raporu da çocukların anlattıklarını doğrulayan raporlardı.
Davanın üçüncü celsesine dek "delillerin karartılma ihtimalinin bulunması" nedeniyle tutuklu yargılanan anne Merve A. ve üvey baba Rahmi A., 5 Ocak 2021'deki üçüncü duruşmada, "yargılama sürecinde delillerin toplanmış olması ve alınan beyanlardaki çelişkiler dikkate alınarak" tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Buna karara hem mağdur avukatları hem de Elmalı Cumhuriyet Başsavcılığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatları itiraz etti.
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül de sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun yargı süreciyle ilgili inceleme başlattığını açıkladı.
https://twitter.com/abdulhamitgul/status/1409890340082008074
Avukat Taş'a göre sanıkların daha önce tutuklanmasına neden olan koşullar hala mevcut:
"Sanıklar duruşmadan bir hafta önce, babaannelerinde kalan çocukları kaçırma girişiminde bulundu. Etrafta kamera kayıtlarının olduğunu unuttular. Yaka paça kaçırılmak istenen çocuklar, çevredeki insanların müdahale etmesiyle kurtarıldı.
"Jandarma'dan aldığım bu kamera kayıtları benim telefonumdaydı. Ben duruşma salonunda telefonumdan o görüntüleri açıp, 'Bu görüntüleri izlemeniz gerekiyor, bu çocukları kaçırıp susturmak, öldürmek istiyorlar' dedikten sonra sanıklar, delil karartma şüphesinden dolayı ilk celsede tutuklandı."
Daha önce çocukları babaannelerinden kaçırma girişiminde bulunmuş sanıkların tutuklu yargılanmasını gerektiğini savunan Taş, "O günden bu güne ne değişti ki? Hiçbir şey değişmedi. Sanıkların delilleri karartma şüphesi hala var" diyor.
Adli Tıp'a göre iki çocuk da, travma sonrası stres bozukluğu tanısıyla psikiyatrik tedavi görüyor.
Çocukların, sanıkların salıverilmesinden sonra sürekli "tetikte" yaşadıklarını söyleyen Avukat Taş, her gece kabus gördüklerini anlatıyor:
"Sürekli, sağda solda annesini ve üvey babasını gördüğünü sanıyorlar. Çok ağır psikiyatrik ilaçlar kullanıyorlar, sürekli tetikteler. Her duruşma sonrası "Tutuklandılar mı?" diye soruyorlar. Her ikisi de çok zeki çocuklar."
Sanıklar savunmalarında suçlamaları reddediyor; çocukların öz baba ve babaanne tarafından "doldurulduğunu", kendilerine iftira atıldığını savunuyor.
Ayrıca anne Merve A., iddia edilen zaman diliminde cezaevinde olduğunu, zaman zaman görüşe çıktığını ancak o zamanlarda da çocukları istismar etmediğini söylüyor.
Mahkeme heyeti 21 Mayıs'taki son duruşmada, dosyadaki eksiklerin tamamlanmasını talep etti.
Avukat Taş, şöyle anlatıyor:
"Merve A'nın cezaevinde yattığı sırada hangi günler görüşe çıktığı ve bu günlerde çocukların evde olup olmadığına dair cezaevine müzekkere yazıldı.
"Ayrıca bu kişiler Kaş'ta bir ev tutup çocuklarla birlikte oraya gitmişler. Mahkeme bunların tam tarihlerinin de tespiti için ilgili işletmeciye müzekkere yazdı."
Davanın bir sonraki duruşması 17 Eylül'de görülecek.