Elon Musk, koronavirüs salgını sırasında daha da büyüyen Amazon'un kurucusu Jeff Bezos'u da geride bırakarak dünyanın en zengin insanı oldu.
Elektrikli araç şirketi Tesla'nın hisselerindeki son keskin yükselişten sonra, Tesla'nın yanı sıra SpaceX şirketinin de kurucusu olan Musk'ın net varlıkları 185 milyar doları aştı.
Bu başarının sırrı ne? Bundan bir kaç yıl önce kendisiyle bir saat kadar bu konuyu konuşmuştuk. Musk'ın yeni zirvelere erişmesinin şerefine bu mülakatı raftan indirip sizlerle paylaşmaya karar verdik. Bakalım Elon Musk'ın iş hayatındaki başarısının ardında hangi sırlar yatıyor?
Bu, Elon Musk'ın iş hayatına yaklaşımının temelinde yatan şey.
2014 yılında konuştuğumuzda ne kadar parası ya da varlığı olduğunu bilmediğini söylemişti.
"Bir yerlerde bir para yığını var gibi düşünmeyin. Aslında sadece Tesla, SpaceX ve SolarCity'ye belli bir onay alıyorum ve piyasa bu onaya bir değer biçiyor" demişti.
"Etik ve düzgün bir şekilde kazanılıyorsa" servet edinmeye bir itirazı yoktu ama kendisine ilham veren bu değildi.
Bu yaklaşımının ona yarıyor göründüğü kesin.
Bu röportajı yaptığımızda, Robert Downey Jr'ın Iron Man'de canlandırdığı Tony Stark karakterinden esinlenen iş insanının serveti muhtemelen 10 milyar dolar civarındaydı.
Özellikle elektrikli otomobil şirketi Tesla çok başarılı oldu. Hisseleri geçen yıl öyle yükseldi ki, şirketin piyasa değeri 700 milyar doları geçti. Bu Ford, General Motors, BMW, Volkswagen ve Fiat Chrysler'in tümünü satın alıp, cebinizde hala Ferrari'yi de almaya yetecek bir para.
Fakat bu yıl 50 yaşına girecek olan Musk, zengin biri olarak öleceğini düşünmüyor. Parasının çoğunun Mars'da bir üs inşa etmeye gideceğini, hatta bütün servetini bu yolda tüketirse şaşırmayacağını söylüyor.
Tıpkı Bill Gates gibi, bankada milyarlar bırakarak ölmeyi, muhtemelen bu paraları iyi bir şeye harcayamadığı için başarısızlık sayacaktır.
Mars'da üs kurma rüyası, Elon Musk'ın başarısının sırrı olduğuna inandığı şeyin ipucunu veriyor.
"Gelecekte herşeyin daha iyi olmasını istiyorsunuz. Bu heyecan verici yeni şeylerin hayatı güzelleştirmesini istiyorsunuz" diyor.
SpaceX'i alalım örneğin. Musk, bu şirketi Amerikan uzay programının yeterince heyecan verici olmamasından bunaldığı için kurduğunu söylüyor.
"Dünya'nın ötesinde bir şeyler bulma, Mars'a insan gönderme, Ay'da üs kurma, gezegen yörüngesinde çok sayıda uçuş gerçekleştirme konularındaki ilerlemeleri bekleyip durdum" diyor.
Bütün bunlar bir türlü gerçekleşmeyince "Mars'ta Vaha Misyonu" fikriyle ortaya çıkıyor. Kızıl gezegene, insan hayatının sürebileceği bir tür sera yerleştirme fikri bu. Amacı ise insanları uzay konusunda yeniden heyecan duymaya ve ABD hükümetini NASA'nın bütçesini artırmaya zorlamak.
Bu projeyi ayakları üzerine kaldırmaya çalışırken, eksikliğin "yapma arzusu" değil, bu işin çok pahalıya mal olmasından kaynaklandığını kavradı. Uzay teknolojisi olması gerektiğinden çok daha pahalıydı.
Bu farkındalıktan, dünyanın en ucuz roket fırlatma işi doğdu.
En önemlisi bu şirket kar güdüsünden değil Mars'a insan gönderme arzusundan doğmuştu.
Musk kendisini yatırımcıdan çok mühendis gibi gördüğünü, sabahları teknik sorunlara çözüm bulma arzusuyla uyandığını anlatıyor.
Çözdüğü her sorunun, aynı sorunla boğuşan herkesin işine yarayacağını ve bunun kalıcı olduğunu bilmek onu heyecanlandırıyor.
İşte tam da bu sebeple 6 yıl önceki bu görüşmemizden hemen önce dünya çapında elektrikli otomobillerin gelişimini hızlandırmak için Tesla'nın bütün patentlerini herkesin kullanımına açacağını ilan etmişti.
Elon Musk'ın girişimlerinin en çarpıcı yanlarından biri çok cesur projeler olmaları.
Otomobil sektöründe devrim yapmak, Mars'a insan göndermek, tünellerden akan hızlı trenler yapmak, yapay zekayı insan beyniyle bütünleştirmek, güneş enerjisi ile pil-akü sektörünü geliştirmek gibi.
Bunların tümünün tutarlı bir ortak yanı var. Tümü 1980'lerin çocuk dergilerinde bulabileceğiniz gelecek düşlerine benziyor.
Buradan da Musk'ın başarısının üçüncü sırrının ipuçlarını çıkarabiliriz. Korkma: Büyük düşün!
Hedefi düşük tutmanın bir çok şirketin gelişimini engelleyen şey olduğuna inanıyor.
"Çok fazla şirket 'adım adım ilerlemeyi' tercih ediyor" diyor. Sözlerini "Eğer büyük bir şirketin CEO'su iseniz ve küçük bir gelişmeyi hedefliyorsanız, ve bu da umduğunuzdan uzun sürüyorsa, ve tam istediğiniz gibi de olmuyorsa, kimse sizi suçlayamaz. Daima benim hatam değil diyebilirsiniz" diye sürdürüyor.
"Oysa atak davranıp gerçekten alanı değiştirecek bir gelişmeyi hedeflerseniz ve başarılı olamazsanız, kesinlikle işinizden olursunuz" diye de ekliyor Musk ve çoğu şirketin bu yüzden mevcut ürünlerine küçük ilaveler yapmayı cesur yepyeni adımlar planlamaya tercih ettiklerini düşünüyor.
Onun tavsiyesi ise "Fark yaratacak şeyler üzerinde çalışın."
Fark yaratacak şeyler kategorisinde ise şahsi sıralamasında iki şey öne çıkıyor.
Biri fosil yakıtlardan kurtulma sürecini hızlandırmak. İkincisi ise Mars'da sürdürülebilir yaşam koşulları yaratarak insanlığın uzun vadede birden fazla gezegende yaşaması suretiyle geleceğini garanti altına almak.
Önceki ipuçlarına bakıldığında bu gayet açık gibi görünüyor ama Elon Musk bir çokların daha büyük riskler aldı.
2002 yılında ilk iki girişiminin hisselerini sattı. Bunlar Zip2 adında bir internet kent rehberi ve internetten ödeme sistemi PayPal idi. 30'lu yaşlarına gelmişti ve bankada neredeyse 200 milyon doları vardı.
Bu aşamada birikiminin yarısını yeni işlere yatırmayı yarısını da bir kenarda tutmayı planladı.
Fakat olaylar öyle gelişmedi. Kendisiyle görüştüğümde iş hayatının en karanlık döneminden yeni yeni çıkıyordu.
Kurduğu yeni şirketler her türlü başlangıç engeline takılmıştı.
SpaceX'in ilk üç roket fırlatma deneyi başarısız olmuş Tesla her türlü üretim, yedek parça ve tasarım sorunuyla boğuşmuştu.
Bunların üzerine bir de mali kriz patlak verdi.
Musk o noktada zor bir tercihle karşı karşıya kaldığını anlatıyor:
"Ya kalan paramı elimde tutacaktım, ki bu durumda şirketler kesinlikle batacaktı, ya da kalan herşeyimi yatırıma aktaracaktım, o zaman belki bir şansım olacaktı" diyor.
Bütün fonlarını şirketlere akıttı.
Bir noktada borçları o kadar büyümüştü ki günlük yaşamını sürdürebilmek için eşinden dostundan borç almaya başlamıştı.
İflas fikrinden korkmadı mı?
Kormadığını söylüyor, "Çocukların bir tür devlet okuluna gidebilirdi sonuçta, ne olacak ki, ben de devlet okulunda okudum" diyor.
Elon Musk'ı en çok şok eden şey uzmanlar ve yorumcuların, onun işlerinin kötü gitmesinden ne kadar büyük keyif aldıkları oldu.
"Liberal başkalarının başarısızlığından zevk alma eğilimi inanılmazdı. Tesla'nın ölümünü bekleyen çok sayıda blog sitesi türemişti" diyor.
Ona, hedeflerinin büyüklüğünün bir tür küstahlık olarak görülebileceğini ve belki de insanların bu yüzden başarısız olmasını istediklerini söyledim.
Bu görüşe katılmadı.
"Eğer bazı şeyleri kesinlikle yapacağımızı söylesek küstahlık olabilirdi ama hep yapmak istediğimizi, elimizden gelen çabayı göstereceğimizi söyledik" dedi.
İşte burada Musk'ın ticari başarısının bir sırrı daha ortaya çıkıyor: Eleştirilere kulak asma.
SpaceX ve Tesla'ı kurarken bu şirketlerin kârlı olacağını hiç düşünmediğini anlattı. Aslında kimse de inanmamıştı buna. Fakat felaket tellallarını dinlemeyip yoluna devam etti.
Nedeni de ilk maddede yatıyor: Başarıyı karlılıkla değil sorun çözme kriteriyle ölçmek.
Yaptıklarının aptalca görünmesi onu kaygılandırmadı. Anlamlı fikirlerin peşine düşmekti önemli olan.
Bu da karar vermeyi çok kolaylaştıran bir şey oldu onun açısından.
Sonuçta görünen o ki piyasalar da yaptıklarını onayladı.
Ekim ayında ABD yatırım bankası Morgan Stanley SpaceX'e 100 milyar dolar değer biçti.
Şirket uzay teknolojisi sektörünün ekonomisini dönüştürdü ama Musk'ı en çok gururlandıran muhtemelen ABD hükümetinin uzay programını canlandırmayı başarmak olacaktır.
Geçen yıl Crew Dragon roketleri Uluslararası Uzay İstasyonu'na altı astronot taşıdı. Bunlar, uzay mekiklerinin emekliye ayırıldığı 2011 yılından bu yana ABD topraklarından gönderilen ilk astronotlar oldu.
Bu kuralları izleyin. Biraz da şansınız yaver giderse siz de inanılmaz zengin ve ünlü olabilirsiniz.
Elon Musk'ın işkolik olduğu biliniyor. Tesla'nın 3 numaralı modelinin üretimi sırasında haftada 120 saat çalıştığını söyleyerek böbürleniyordu.
Ama aynı zamanda hayattan zevk alıyor gibi görünüyor.
Fikirleri, açtığı hakaret davaları ve sosyal medyadaki çılgın çıkışları ile dikkatleri üzerine topluyor.
Koronavirüs salgını karşısında ilan edilen önlemleri insanların zorla hapis tutulmasına neden olan "faşist" planlar diye tanımladı, paniğe kapılmayı "salakça" buldu, yaz aylarında bütün eşyalarını satacağını bunların insana ağırlık yaptığını ilan etti, birkaç gün sonra yeni doğan oğluna X Æ A-12 Musk adını vereceğini duyurdu.
Sosyal hayattaki bu tartışmalı çıkışları iş hayatını etkilemiyor gibi görünüyor ve bir girişimci olarak iddiasını sürdürüyor.
Eylül ayında Tesla'nın üç yıl içinde 25 bin dolara elektrikli otomobil üreteceğini açıkladı ve yakın bir zamanda şirketin ürettiği bütün araçların tamamen sürücüsüz olacağını söyledi.
2020'yi ise SpaceX'in uzay gemisi fırlatma denemesiyle kapattı ve bu teknolojiyle yakında Mars'a ilk insanların da gönderilebileceğini umduğunu söyledi.
Dev roket her ne kadar infilak edip kalkıştan altı dakika sonra düştüyse de Elon Musk denemeyi "büyüleyici bir başarı" diye selamladı.