Emek Partisinin 9'uncu olağan kongresinde genel başkanlık görevine Ercüment Akdeniz seçildi.
Emek Partisi (EMEP) 9. Olağan Kongresi, pandemi koşulları nedeniyle sınırlı katılımla Ankara Batıkent’te Meydan AVM’de toplandı. Kongrede gerçekleştirilen seçimle Emek Partisi Genel Başkanlığı görevine Ercüment Akdeniz seçildi.
Evrensel'de yer alan habere göre, Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan, pandemi ile birlikte işçi sınıfının üretim ve ekonomideki öneminin tüm çıplaklığıyla görüldüğü, değiştirici gücünün ortaya çıktığı bir süreçten geçildiğini belirterek, kapitalist emperyalist düzenin işsizlik, yoksulluk ve savaşlardan başka halklara verebileceği bir şeyin olmadığını söyledi. Kongrede emperyalist kapstalist sisteme, savaşlara, salgına ve tek adam rejimine karşı mücadelede kararlılık vurgusu yapıldı.
Kongre, Meydan AVM Sinan Bengier Tiyatro Salonu’nda toplandı. Divan Başkanlığı’na seçilen Avukat İlke Işık, pandemi ile mücadelede “evde kalın” denildiğini, ancak hiçbir önlem alınmadan emekçilerin çalışmak zorunda bırakıldıklarını söyledi. İktidarın, emekçilerin yaşamlarını sürdürmesi için hiçbir destek vermediğinin altını çizen Işık, açlık ve işsizlikle bütün halkın terbiye edilmeye çalışıldığını ifade etti. Işık, “hukukta reform” söylemlerine de vurgu yaparak "Oysa bu ülkede hukuku, adaleti yok ettiler" ifadelerini kullandı.
Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan, pandemi koşullarına, işçi ve emekçilerin yaşamlarına dikkat çekti. Gürkan, pandemi ile birlikte işçi sınıfının üretim ve ekonomideki öneminin tüm çıplaklığıyla görüldüğü, değiştirici gücünün ortaya çıktığı bir süreçten geçildiğini söyledi. Aynı zamanda işçi sınıfının bağımsız, politik bir güç olarak örgütlenmesi gerekliliğinin bir daha ortaya çıktığını belirten Gürkan, kapitalist emperyalist düzenin işsizlik, yoksulluk ve savaşlardan başka halklara verebileceği bir şeyin olmadığını söyledi.
Gürkan, “ABD’den Avrupa’ya, Asya’dan Afrika’ya kadar grevlere, direnişlere, halk hareketlerine, kadın ve gençlik mücadelelerine tanıklık ediyoruz. Bu mücadelelerde bazen yönetimler değişti, bazen neoliberal saldırganlıklarda geri adımlar atıldı ve bazen de diktatörlükler devrildi. Kapitalist sistemin parçası olarak AKP’nin izlediği yol da aynı olmuştur. Pandemide hazırlanan paketlerin hepsi sermayenin, tekellerin çıkarlarını gözeten teklifler olmuştur. Bu paketler TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu’nun olduğu gibi sermayenin yüzünü güldürmek için çıkarılmıştır” dedi.
Bu dönemde işçi sınıfının birlikte hareket ettiği kıdem tazminatı konusunda hükümetin şimdilik geri adım attığını, Soma ve Ermenek işçilerinin haklarının verilmesi konusunda söz verildiğini belirten Gürkan, baskı politikaları ve siyasal gericiliği geriletmenin tek yolunun işçi sınıfının mücadelesinde ısrar etmesi olduğunu ifade etti.
İstanbul 3. havalimanı, Tüpraş, İZBAN işçilerinin direnişlerinin ve son 1 Mayıs eylem ve etkinliklerinin mücadeleyi ilerletmek ve kazanmanın yolunun nereden geçtiğini göstermesi açısından önemli olduğunu vurgulayan Gürkan, iktidarın yağma ve sömürü politikalarına karşı işçi ve emekçilerin kararlı bir şekilde cevap vermesi gerektiğini dile getirdi.
Ortadoğudaki gelişmeler göz önünde bulundurulduğunda Kürt sorununun çözüm olanaklarının genişlediğini belirten Gürkan, öte yandan iktidarın Doğu Akdeniz’de, Azerbeycan’da ve Suriye’deki hamlelerinin uluslararası gerilimleri artırdığını, içeride ise ırkçılığı ve milliyetçiliği pompaladığınını söyledi. Gürkan, Kürt sorununun eşit ve demokratik bir biçimde çözümünü savunmaya devam edeceklerini söyledi.
Sömürü, savaş ve baskı politikalarının yanı sıra iktidarın, kadınların haklarına da saldırmayı sürdürdüğünü belirten Gürkan, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmaya çalışma, çocukların evlilik yoluyla istirmacıları ile evlendirilmesi düzenlemeleri gündeme getirilse de iktidarın geri adım atmak zorunda kaldığını dile getirerek gençliğin geleceğini karartma noktasında da iktidarın ısrarcı politikalarını sürdürdüğünü söyledi.
Gürkan, “Gençlik iktidarın siyasal gericiliğine boyun eğmeyeceğini göstermektedir. Geleceğini kazanmak için mücadele yolunu seçmektedir. İşçi sınıfının bir parçası olarak gençler, ait olduğu sınıfın parçası olduğunu görerek örgütlenmeli ve mücadele etmelidir. İşçi ve emekçilerin mücadelesi halk iradesini ele alan gerçek bir demokrasinin kuruluşunun teminatı, sosyalizmin şartıdır. Partimiz bunun için mücadele etmektedir” dedi.
Kongrede çalışma raporu ve mali raporun okunmasının ardından delege konuşmalarına geçildi. Ayhan Aydoğan, şekerde özelleştirme politikalarıyla basit şeker tüketiminin artacağını ve kanser riskinin yaygınlaşacağını, halkın yüzde 76’sının temel protein maddelerine erişemez durumda olduğunu, son 10 yılda 116 temiz su kaynağının yok olduğunu söyledi. 2019 yılı verilerine göre 42 bin insanın kirli havanın neden olduğu hastalıklarla hayatını kaybettiğini kaydeden Aydoğan, "Artık oksijeni solumak, suyu içmek için bile örgütlü mücadele gerekecek" dedi.
Cansu Ertaş iktidarın söylemleriyle, fabrikada, sokakta, evde uğradıkları her türlü istismar ve sömürünün önünün açıldığını söyledi. Şiddetin yaşamın her alanına yayılmasının yanı sıra kadınların kazanılmış haklarına da iktidarın her fırsatta saldırdığını belirten Ertaş, “Bu saldırıları geri püskürtmek için mücadeleyi sürdürüyoruz. Sendikalarımızda, derneklerimizde, partimizde örgütüleniyoruz. Biz kadınlar haklarımızdan da eşitlikten de vazgeçmiyoruz. Bize acı reçeteyi dayatanlara, asgari ücretle çalışmayı reva görenlere karşı yaşamımızın her alanında birlik olup mücadele etmeliyiz” diye konuştu.
Emek Gençliği adına konuşan Sinancem Alikoç, tek adam rejimin politikalarına karşı mücadele eğiliminin özellikle üniversitelerde arttığını söyledi.
ODTÜ’de polis saldırısına ve şenlik yasaklarına karşı mücadelelerde bunu gördüklerini dile getiren Alikoç, pandemi ile beraber parasız, bilimsel ve demokratik bir eğitimin ne kadar önemli olduğunun görüldüğünü ifade etti. Erdoğan’ın “gençliği kazanamadık” söylemlerine atıfta bulunan Alikoç, dindar gençlik söylemlerinin aslında gençliği tek adam rejimine kazanma politikaları olduğunu söyledi.
Bu süreçte Emek Gençliği’nin üniversitelerde, liselerde mücadeleyi büyüttüğünü ve sosyalizm konusunda aydınlatma çalışmaları yürüttüğünü belirten Alikoç, “Denizlerden, Erdallardan, İmranlardan aldığımız güçle sınıfsız ve sömürsüz bir dünyayı kuracağımıza inancımız tamdır. Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm” dedi.
"PATRONLAR PANDEMİYİ FIRSATA ÇEVİRİYOR"EMEP Kocaeli İl Başkanı Arzu Erkan, pandemi ve kriz koşullarının emekçiler arasında hoşnutsuzluk ve öfkeyi artırdığına dikkat çekti. Erkan, son üç yılda ağırlaşan çalışma ve yaşam koşullarına karşı irili ve ufaklı direnişlere tanık olduklarını söyledi. Bu direnişlerin genellikle sendikalaşma hakkı ve hak kayıplarına karşı mücadeleyi içerdiğini ifade eden Erkan, Kocaeli’de ağırlıklı olarak metal işkolunda direnişlerin yaşandığını belirtti. Arzu Erkan, kazanımla sonuçlanan mücadelelerin çoğunda işçilerib işyerlerinde örgütlülüğünü koruyarak bunu başardığını vurguladı.
Emek Partisi’nin bu direnişlerin başarıya ulaşması için dayanışma içerisinde olduğu gibi taleplerin ortaklaşması ve birlikteliğin örüglenmesi noktasında da çaba içerisinde olduğunu belirten Erkan, “Pandemi her açıdan lütfa dönüştürüldü. İşçiler, patronlarının tıpkı hükümet gibi davrandığını, fiziki mesafeyi sosyal mesafeye dönüştürerek işçilerin bir araya gelmesini engellediğini yazıyor. Pandemi hiçbir yerde bulaşmıyor ama işçiler bir araya gelince bulaşıyor! İşçilerin hak arama eylemleri pandemi bahanesiyle yasaklanıyor” dedi.
Bölge örgütü adına konuşan Umut Yeğin, Cumhur İttifakı’nın faşist bir rejim inşa etmek için içeride muhalefeti baskı altında tutmaya çalışırken bölgede de saldırgan poltikaların uygulayıcısı olduğunu söyledi. Yeğin, tek adam iktidarının dışarıda yayılmacı, savaşçı politikaları, içeride ise Kürt siyasi hareketinin tasfiyesinin de olduğunu topyekün bir saldırı politikası yürüttüğünü dile getirdi.
HDP’ye yönelik baskı politikalarıyla birlikte seçme ve seçilme hakkını ortadan kaldıran kayyum politikalarının devam ettiğini vurgulayan Yeğin, bunun yanı sıra bölgede işsizlik ve yoksulluğun pandemi sürecinde daha görünür hale geldiğini söyledi. Yeğin ayrıca bu durumun Kürt sorununun çözümünde sınıfsal taleplerin daha da önem kazanmasına yol açtığını dile getirdi.
KONGREYE MESAJLAR• HDP Eş Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar: Tekçi otoriter iktidarın neden olduğu siyasal, ekonomik ve toplumsal krizler karşısında demokrasiden, adaletten, barıştan, özgürlüklerden yana olan parlamento içi ve dışı tüm demokratik toplumsal muhalefetle daha fazla mücadele ortalıklığını büyütmemiz gereken bir süreçten geçiyoruz.
• CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: Kongrenizin partiniz için hayırlı olmasın diliyoruzm. Ülkemizin ve dünyamızın geçirdiği bu zorlu günlerin bir an önce geçmesi temennisiyle değerli şahsınıza, kongreye katılan tüm parti yöneticilerinize ve üyelerinize selam ve saygılarımı sunuyorum.
• TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan: Siyasi iktidarın keyfi uygulamaları ve "olağansütü" koşullarında gerçekleştirdiğiniz 9. olağan kongrenizi devrimci duygularımızla selamlıyoruz.
• DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu: Pandemi ve ekonomik kriz koşullarında işçi ve emekçilerin geçimini değil patronların kârlarını korumayı hedefleyen politikalara karşı her zaman omuz omuza olduğumuz Emek Partisi’nin 9. olağan kongresini selamlıyoruz.
• KESK Yürütme Kurulu: Emek, demokrasi, barış, hak ve özgürlükler mücadelesinde her zaman yan yana olduğumuz dostlarımızın 9. genel kurulunda başarılar dileriz.
• Sırbistan Devrimci Emek İttifakı (RSRS) Eylem Komitesi: Türkiye Marksist-Leninistleri, işçi sınıfının çıkarına diktatörlük ve emperyalizme karşı nasıl savaşılacağının bir örneğidir.
• İspanya Komünist Partisi (ML): Sosyalizme giden yol zorluklarla dolu, ancak sizler ve bizler ve CIPOML’deki tüm partiler nihai zafere kadar bu yolu yürüyeceğiz.
Demokratik Bölgeler Partisi eş genel başkanları Saliha Aydeniz ve Keskin Bayındır, Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı ve Milletvekili Erkan Baş ve Ezilenlerin Sosyalist Partisi de kongreye mesajlarını iletti.