Emekli Albay T.Ç.:Tuvalet ve berber ayrımı ağrıma gidiyor

Emekli Albay T.Ç.:Tuvalet ve berber ayrımı ağrıma gidiyor

T24 - Emekli Albay T.Ç. geniş imtiyazlara sahip olduğu gerekçesiyle generalleri TBMM’ye şikâyet etti. Meclis Dilekçe Komisyonu, “Nihayetinde hepimiz devlet memuruyuz. Tuvalet ve berber ayrımı, ağrıma gidiyor” diyen T.Ç.’nin başvurusunu işleme aldı.

Emekli Albay T.Ç. geniş imtiyazlara sahip olduğu gerekçesiyle generalleri TBMM’ye şikâyet etti.

TBMM’ye başvurusunda lojmandan, hastaneye kadar generallere büyük imtiyazlar tanındığını savunan T.Ç., “Bu kadar imtiyazın doğru olmadığını düşünüyorum. Nihayet devlet memuruyuz. Özellikle tuvalet ve berber ayrımı bir emekli albay olarak ağrıma gidiyor” dedi. TBMM, T.Ç.’nin başvurusunu işleme aldı.

T.Ç., 13 Ağustos 2010’da TBMM Dilekçe Komisyonu’na yaptığı başvuruda asteğmen ile mareşal arasındaki rütbeli şahıslara “subay” denildiğini kaydederken, medyada “generaller ve subaylar” şeklinde tanımlama yapılmasının yanlış olduğunu, generallerin de subay nitelendirmesi içinde bulunduğunu kaydetti.

 

“Paşam” demeyi severler

“Paşa” lakabının Osmanlı dönemine ait olduğunu, bu lakabın özel imtiyazlı mülki ve askeri yetkililere verildiğini anımsatan T.Ç., “Günümüzde generallerde mülki yetki yoktur. Sadece askeri yetkileri vardır. Bu lakap da yasaklanmıştır. Ancak, TSK’da general rütbesindeki subaylar birbirine ‘paşam’ demesini severler” dedi.

 

Görülmemiş ayrıcalık

Türkiye’de generallerin dünyanın hiçbir ordusunda görülmeyen ayrıcalıklara sahip olduğunu öne süren T.Ç., bunları, “özel konut, eşlerine sivil plakalı araç ve şoför, orduevlerinde ve dinlenme tesislerinde özel çay, yemek salonları, general/amiral tuvaletleri, berberleri, özel havuz ve plajları, general şezlongları ve denize girme yerleri, otoparkları, hastanelerde özel odalar” olarak sıraladı.

 

Bana 6 ay sonraya gün verdiler

General ve amirallere hemen her türlü tetkikin yapıldığını, ancak albay olmasına rağmen kendisine bir MR için 6 ay sonraya gün verildiğini savunan T.Ç., generallere emekli olduktan sonra TSK vakıflarında veya özel sektörde yönetim kurulu üyelikleri verildiğini vurguladı.

 

Ağrıma gidiyor

Generaller öldüklerinde şehitlerde olduğu gibi gazetelere ilan bile verildiğini kaydeden T.Ç., “Kısacası yazmakla bitmiyor. Bir-iki yerde subay salonları göstermelik olarak var. Her gelen oturabilir. Ancak general/amiral salonuna yanlışlıkla oturun hemen yanınıza er geliyor, ‘Burası general ve amirallere ait’ deniyor. Bu kadar imtiyazın doğru olmadığını düşünüyorum. Nihayet devlet memuruyuz. Özellikle tuvalet ve berber ayrımı bir emekli albay olarak ağırıma gidiyor” ifadelerini kullandı.

TBMM Dilekçe Komisyonu, T.Ç’nin başvurusunu işleme aldı. Komisyon başvuruyu araştırarak T.Ç’ye neler yapıldığı ve alınacak kararlar konusunda bilgi verecek.

 

BAŞBUĞ ZAMANINDA

Astsubaylar için bir ilk yaşanmıştı

Askerler arasındaki imtiyaz farkı geçmişten günümüze kadar süren bir sorunu oluşturuyor. Eski Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ’un Gazi Orduevi’ndeki 30 Ağustos Zafer Bayramı resepsiyonuna astsubayları da davet etmesi büyük yankı yaratmıştı. Emekli Org. Başbuğ’un bu jesti astsubaylar tarafından memnuniyetle karşılanırken, Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD) Başkanı Mustafa Erol, yıllardır görevdeki astsubayların subaylardan ayrı kutlama yapmak zorunda kaldığını belirterek, “Üst rütbeli subaylar bizim kendi ordu evlerimizde düzenlediğimiz kutlamalara uğrarlar gönlümüzü alırlardı. Bir saat kadar kalırlar, sonra Gazi Orduevi’ndeki resepsiyona giderlerdi. Bizim derneğimize davet geliyor ama şimdi görevdeki astsubaylar için tarihte bir ilk yaşanıyor. Olması gereken buydu” demişti.  TSK’da sayıları 100 bini bulan astsubaylar birçok alanda subaylarla aynı ayrıcalıklara sahip olamamaktan yakınıyor. Özellikle sosyal tesis ve lojman tahsisinde bu ayrımcılık daha çok göze çarpıyor. Subaylar, Türkiye’nin her yerindeki orduevlerinden yararlanırken astsubaylar bazı orduevlerine hâlâ giremiyor. Bu ayrımcılık son olarak OYAK’la da gündeme gelmişti. Emekli astsubaylar OYAK yönetiminde yer alma hakkına sahip olmadığı için isyan etmiş, konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar taşımışlardı.