Haşim Bey ‘Yargıtay’da Cemaat hâkim’ dedi. Ben de bu süreci yaşayan eski bir savcı olarak ve Askeri Yargıtay ve Askeri Yüksek İdari Mahkemesi’nin tamamen Cemaat’in kontrolü halinde olduğuna dair birçok yayına göre diyorum ki: Cemaat’in şu an en güçlü olduğu kurum TSK’dır.
Emekli Askeri Hâkim Ahmet Zeki Üçok, 12 saatlik duruşmanın ardından Askeri Yargıtay’ca onanan 2 yıl 6 aylık cezası sonrası açıklamalarda bulundu. Beraat ettiği ‘Resmi evrakta sahtecilik’ davasında, "geçmişte Kayseri’de yürüttüğü 'cemaat' soruşturmaları nedeniyle kendisine kumpas kurulduğunu, Askeri Yargıtay üyelerine şantaj yapılarak beraat kararının bozulduğu, sonuç olarak da 2 yıl 6 ay ceza aldığını" öne sürdü.
Hürriyet'ten Banu Şen'in haberine göre Üçok, Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Haşim Kılıç’ın ‘Paralel Yargı’ açıklamalarına da başka bir boyut getirerek, “Haşim Bey ‘Yargıtay’da Cemaat hâkim’ dedi. Ben de bu süreci yaşayan eski bir savcı olarak ve Askeri Yargıtay ve Askeri Yüksek İdari Mahkemesi’nin tamamen Cemaat’in kontrolü halinde olduğuna dair birçok yayına göre diyorum ki: Cemaat’in şu an en güçlü olduğu kurum TSK’dır” dedi. Üçok’un açıklamalarından satırbaşları şöyle:
“Türkiye Cumhuriyeti’nde ‘Paralel Yapı’yla ilgili tüm kurum ve kuruluşlarda hükümetin operasyonları oldu. Her yerde paralel yapıyla ilgili mücadele başlatıldı. Bir tek TSK’da başlatılmadı. TSK bunun olmadığını söyledi, inkar etti. Ancak şunu gördük ki, TSK’nın içerisinde Cemaat en güçlü pozisyonda. TSK’da bunlara hiçbir şekilde müdahale edilmiyor. 1994’ten bu yana bir şekilde sızmak istediler. Askeri Lise Sınavları’nda soruları verdiler, yurtdışı görevlendirmelerinde personele İngilizce soruları verdiler, dershanelere memur olarak çocuklarını soktular. Biz de Kayseri’de Işık Evleri Soruşturması başlatmıştık. TSK’nın gizlilik dereceli emirlerini çaldıklarını, bu emirlerle Ergenekon gibi sözde terör örgütü irtibatlandırmak için sahte emirler ürettiklerin tespit ettik. Bugün herkesin gördüğü Cemaat’i 2009’da tespit ettik. O günden sonra da her türlü suçlamada bulundular.
25 Eylül 2009’da Beşiktaş Adliyesi’ne İlker Başbuğ’un talimatıyla gittik ve tutuklandık. O günden sonra da dünyanın en büyük suçlusu haline getirildim. 2008’de yanlış gönderilen bir evrağı kasten göndermişiz gibi ‘evrakta sahtecilik’ soruşturması başlatılmıştı, ben ve yardımcım hakkında. Sonra beraat ettik. Ancak cezaevindeyken bana bir gün bir mektup geldi. Fethullah Gülen Cemaati mensuplarının üyelere şantaj yaptıklarını isim isim yazan bir mektuptu. Bir süre sonra karar oy çokluğu ile bozuldu. Bizi yargılayan heyet değişti, yerine 2 üye getirdiler. 5 kişilik heyette 3’e 2 biz mahkûm olduk. Bu yargılama süresinde bu mektupla ilgili suç duyurusunda bulundum. Örgüt üyesi olduklarını belirttim. Askeri Yargıtay Başkanı, 13 üye adına iftira ve hakaretten benimle ilgili suç duyurusunda bulundu.
Cumhurbaşkanı’na yönelik Böcek Soruşturması’nda ise mahkeme kararıyla yapılan arama sonrası bir korumanın üzerinden bizim davamızla ilgili not çıktı. Bu belgede de ‘Hizmetin hâkimleri hukuka aykırı şekilde beraat kararını bozmuşlar, şimdi de hukuka aykırı şekilde mahkûmiyet için uğraşıyorlar. Bu şekilde devam ederseniz hizmet hâkimleri açığa çıkacak” diye yazıyor. Bu belgeyi de aldım. Ayrıca Avukat Fidel Okan’la birlikte ifade veren Askeri Yargıtay Üyesi benimle ilgili, üyelere şantaj yapılarak beraat kararının bozdurulduğunu, üyelerin isimlerini tek tek açıklayarak belirtmiştir. Ben tüm bunları toplayıp 9 üye hakkında reddi hakim talebinde bulundum. Fakat önceki gün (27 Kasım) toplandılar. 12 saat sürdü ve tüm itirazlar reddedilip 2 yıl 6 ay cezamız onandı.
TSK içerisinde hizmet, cemaat, Fethullah Gülen Cemaati… Ne derseniz deyin bir yapı var. Bunlar at koşturuyor. Ne vicdan ne hukuk anlayışı var. Biz tüm bunları zamanında Genelkurmay’a ulaştırdık. Fidel Okan’ın, TSK Generali’nin Fethullah Gülen’e bağlılığını sunduğu CD var. Daha nasıl deliller olacak anlamış değilim. Cemaat’in şu an en güçlü olduğu kurum TSK’dır. Bunların hepsini mektupla bildirdim ama kaale almadılar. Genelkurmay’a akıl veriyor diye eleştirildim. Şimdi Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘Bizi kandırmışlar’ diyor. Genelkurmay Başkanı da ‘Bizi kandırmışlar’ diyecek ama çok geç olacak.
Anayasa Mahkemesi’ne bu cezayla ilgili başvuracağız ama o kadar çok müracaat var ki… Sonuçlanana kadar bizim cezamızın infazı dolar. Haşim Bey önceki açıklamasında, ‘Yargıtay’a Cemaat hâkim’ dedi. Ben de bu süreci yaşayan eski bir savcı olarak ve Askeri Yargıtay ve Askeri Yüksek İdari Mahkemesi’nin tamamen Cemaat’in kontrolü halinde olduğuna dair birçok yayına göre diyorum ki: Cemaat’in şu an en güçlü olduğu kurum TSK’dır.
Bu yapıdan kurtulmanın bir çözümü var. Bunların kapatılarak sivil Yargıtay ve Danıştay’a yeni daireler açılması. Bu iki sivil mahkeme askeri kararları inceler. Yoksa başka türlü bunun kırılması mümkün değil.”