T24 - Güneydoğu’da uzun yıllar görev yapan, Meclis Susurluk Komisyonu’nda verdiği ifadelerle Yüksekova Çetesi’ni ortaya çıkaran Emekli Jandarma İstihbarat Astsubayı Hüseyin Oğuz, Tarık Ümit’in Hüseyin Özen adında Muğla’da gömülü olduğunu söyledi. Oğuz, Uğur Mumcu suikastının aydınlanması için de “ Aydın Öztürk’ün konuşması gerekiyor” dedi.Oğuz, A Haber’de yayınlanan “Bi Sormak Lazım” adlı programda Selin Ongun’un sorularını yanıtladı. İşte o açıklamalar:Tarık Ümit dosyası bana Eyüp Tuncay'dan geldi, 1997'de Milliyet'te yayımlanan ilk cenaze fotoğrafını ben verdim“Tarık Ümit’in dosyası Muğla Jandarma İl Komutanlığı’ndan bana gelmişti, fezlekeyi hazırlayıp imza atan Jandarma Astsubayı getirdi, Eyüp Tuncay, bizzat bu soruşturmayı yürüten arkadaşım. Emekli olduğu zaman, kendisi bana çok önemli bilgiler olduğunu söyledi, bense Susurluk Komisyonu, ifadeler, savcılık… Artık yorulduğumu söylemiştim. Bana bulunduğu yere, kendi adıma değil, bir başka eşimin akrabasının adına dosyayı getirdi. Dosyada gerçekten yaptığı soruşturma vardı Tarık Ümit ile ilgili. Ben bu soruşturma dosyasını bir gazeteci hanıma verdim, kitabımda onun adı var. Ekim 2011’de savcılığa ifade vermeden önce kendisinden dosyayı istedim, tedirgin oldu, bulamıyorum dedi. Milliyet Gazetesi’nden çalışıyordu 97 yılında haber yaptı, Tarık Ümit’in cenazesinin ilk fotoğrafı da o zaman yayınlandı. Tarık Ümit, Muğla’da Hüseyin Özer adında birinin adına gömüldü, bunları da savcılıkta anlattım. Tarık Ümit’i Yeşil ile birlikte bir kişi daha infaz etti. Onun adını da savcılığa verdim, aranıyor.'Mahmut Yıldırım Belarus'ta yaşıyor'Meclis Susurluk Komisyonu’nda Yeşil’in kimliğini ilk kez açıklayan Hüseyin Oğuz , “Ben Yeşil’in yaşadığını biliyorum 2011 Ağustos öncesi onunla bizzat görüşen bir ağabeyim var. Belarus Misk kentinde bir otelde görüştüler. Bu kişinin ismini veremeyeceğim. Yeşil’in yakalanma riski artık çok yüksek. Etrafı boşaldı. Şimdi şansı yok. Yaşıyor, onu ekonomik şartları yakalatmıyor. Tarık Ümit mihenk noktasıdır. Bu olay aydınlanırsa Ergenekon da Susurluk da çöker. Ben Ayhan Çarkın’ın ifadelerine itibar etmiyorum. Benim belgem var, bana dosya geldi diyorum, Tarık Ümit’in dosyası geldi, diyorum, altındaki imzaları gördüm, cenazesinin fotoğrafını gördüm diyorum, bu dosyayı bir gazeteciye verdim.” dedi.
'Aydın Öztürk konuşursa Uğur Mumcu cinayeti aydınlanır'Eşref Bitlis Bahtiyar Aydın ve Uğur Mumcu Cinayetleri ile ilgili de iddialarda bulunan Hüseyin Oğuz “Eşref Bitlis’in tüm ekibi tasfiye edildi. Bu ekip Güneydoğu’daki sorunun şiddetle çözümünden yana değildi. Eşref Bitlis ve Bahtiyar Aydın’ı öldürdüğünü Kahraman Bilgiç, bana sorguladığımda itiraf etti. Benim İfade vermediğim savcılık kalmadı. Ben bir tek Eşref Bitlis’in çocuklarıyla görüşmedim, diğer tüm mağdurların çocuklarıyla da görüştüm. Uğur Mumcu cinayetinin kararı Diyarbakır JİTEM’ DE alındı. Kararın alınmasında Aytekin Özen etkili oldu. Aydın Öztürk, Malatya Pötürgeli, o konuşursa Uğur Mumcu Cinayeti aydınlanır. Uğur Mumcu olayının çözülmesi için Diyarbakır’daki avukat Mustafa Özcan’ın olayının çözülmesi lazım. Aydın Öztürk yaşıyor, ufak bir suçtan dolayı cezaevinde sanıyorum. “ dedi.'Yüksekova çetesi şehit tabutunda uyuşturucu kaçırdı'Hüseyin Oğuz, bugün Türkiye’de terörün bitmesinin sebebi olarak da yıllar önce deşifre ettiği Yüksekova Çetesi’nin üzerine gidilememesi olduğunu öne sürerek , “ o çete bitirilseydi, bugün dağlarda adam kalmayacaktı” dedi. Oğuz, “Ben Yüksekova’da terör örgütünün gümrükçüleri ile karşılaştım. Türkiye’ye uyuşturucu geçişinden pay alanları tanıdım. Şehit tabutlarında eroin transferi yapılıyordu. Yüksekova çetesinde polis, korucu ve asker vardı. O çete tam aydınlatılmış olsaydı, bugün pek çok sorun çözülmüş olurdu. Bunun kapatılmasından devlet zarar görür görüşü hâkim oldu, oysa tam tersi oldu. Ankara’nın tüm bunları bilmemesi mümkün değil. Biz oradaki tüm olayları vukuat raporu olarak tutuyorduk, Yüksekova Komutanlığı olarak, İçişleri Bakanlığı’na kadar olayın özetini anlatıyorduk Şemdinli ve Eruh baskınına katılan militan bir bakıyorum JİTEM içinde görev yapıyor. JİTEM Jandarma Komutanlığı’nın parçası, orada benim çok değerli meslektaşlarım var. Nahit Menteşe, savcı çağırırsa ifade veririm, diyor geçen gün gazetelerde, ben yıllardır savcılara ifade veriyorum, belki yarın bu yayından sonra yine ifade vereceğim, Nahit Menteşe de savcılık çağırmadan gitsin versin ifadesini. Benim uzun zamandır korumam yok, bulunduğum ildeki emniyet müdürü talimat olmadan, duyarlı olduğu için beni koruyor. Çok karışık yıllarda ben Susurluk’ta konuştum . Ben Veli Küçük ile aynı kurumda çalıştım ama onunla aynı fikirde olmam mümkün değil, 2008 yılında geldi köyümde dayımı buldu, beni araştırdı, Susurluk’ta verdiğim ifadeden dolayı. 120 küsur kaset var Veli Küçük’ün elinde, görev yaptığı yerdeki valiyi zor durumda bırakmak için şantaj malzemesi olarak kullanıyordu bu kasetleri.