Emekli Tuğamiral Nadir Hakan Eraydın, 3 Mart 2020'de kendisi gibi emekli olan 4 silah arkadaşı ile birlikte Ümraniye'de bulunan bir tekstil atölyesine gitti. 15 dakika atölyede kalan 5 arkadaşın hepsi kısa süre sonra hastalandı. Covid-19’a yakalanmış olabileceğinden şüphelenen Eraydın, ailesine söylemeden kendisini izole etmeye başladı. Eraydın, "3 Mart'ta virüsü aldık ve 7 Mart'ta 41 derece ateş ile ilk belirtileri yaşadım. Ateş düşürücülerle kendime geldim. Biz o günlerde henüz Türkiye'de Koronavirüs toplumda çok yayılmadığı için tedbirli davranmamıştık ama şimdi görüyorum ki, insanlarımız bilinçlendi. Eğer dikkat eder ve izolasyonu artırırlarsa kendilerini koruyabileceklerine inanıyorum" dedi.
Emekli Tuğamiral Nadir Hakan Eraydın'ın tedavisini üstlenen Dr. Mehmet Tarık Akber ise virüs ile ilgili uyarılarda bulunarak, "Hâlâ toplum olarak durumun ciddiyetinin tam farkında değiliz. Hem sanki sadece bir tek biz sağlıklı, etrafımızdaki herkes hastaymış gibi davranarak tedbir almalıyız hem de sadece biz hastaymışız, kalan herkes sağlıklıymış gibi diğer insanları korumalıyız" şeklinde konuştu.
Hastalık sürecini anlatan Tuğamiral Eraydın, virüs nedeniyle hastaneye başvurmadan 2 gün önce spor salonunda 15 kilometre hızlı tempoda koşu yaptığını anlattı ve şunları söyledi: "Ben hayatım boyunca sağlıklı beslenen, spor yapan ve hiç sigara içmemiş biriyim. Hatta doktora başvurmadan 2 gün önce spor salonunda 15 kilometre koştum. 3 Mart'ta virüsü aldık ve 7 Mart'ta 41 derece ateş ile ilk belirtileri yaşadım. Büyük bir titreme ve üşüme ile uyandım. Eşime, kızlarıma hissettirmeden kendimi biraz geriye çektim ve onlarla özellikle nefes mesafesinde olmamaya dikkat ettim. Ateş düşürücülerle kendime geldim. Toplam 28 gün hastanede geçirdim. Tam 22 gün tedavi altında kaldım. Şunu söylemem gerekiyor, biz 5 arkadaş 15 dakika içinde çok kolay bir şekilde Ümraniye'deki bir tekstil atölyesinde bu virüse yakalandık. 2 arkadaşımız evde hafif atlattılar. Ben dahil 3 kişi ise hastanelik oldu. Bizler 57-58 yaşlarında sağlıklı yaşam biçimini benimsemiş emekli askerleriz. Kendimizi ve bağışıklık sistemimizi güçlü bilirdik ama bu illetin ne kadar kolay bulaşıcı olduğunu gördük. Bizim meydan okumamıza karşı bu virüsün neler yapabileceğini çok yakından gördük. Dolayısıyla bu konuda hakikaten yanıldığımızı söylemem lazım. Çok agresif bir virüs ile mücadele ettim. Beni en çok hırpalayan ise yüksek ateş oldu. O süreçte halüsinasyonlar bile gördüm.”
35 yıl boyunca Türk Silahlı Kuvvetleri’nde görev yaptığını belirten Eraydın, "Bu virüs son derece bulaşıcı. Her şeyden önce kendimizi olabildiğince korumamız gerekiyor. Bulaştıktan sonra mücadele çok zor gerçekten. Ben hayatı boyunca spor yapan ve hiç sigara kullanmamış birisiyim. 15 kilometre koştuktan 2 gün sonra 41 derece ateş ile yattım. Ben yıllarca Türk Silahlı Kuvvetleri’nde ordu mensubu olarak görev yaptım. Sağlık ordumuzla ise yeni tanıştım. Siz hekim ve hemşirelerden, temizlik çalışanlarına, Sağlık Bakanı’na kadar tüm sağlık çalışanlarının bu işe kendinizi ne kadar vakfettiğinizi, yaşamsal olarak kendinizi adadığınızı çok yakından gördüm ve gurur duydum. Hepinize emekleriniz için teşekkür ediyorum" dedi.
Hastasının 57 yaşında sportif, sigara içmeyen bir hasta olduğunu dile getiren Uzm. Dr. Mehmet Tarık Akber ise şunları söyledi: "Kendisinin bir tek hipertansiyonu vardı. Ama ilk geldiği zaman durumu çok kötüydü. Solunum sıkıntısı vardı. Oksijen vermemize rağmen vücuttaki oksijen düzeyi bir türlü yükselemiyordu. Hatta yoğun bakım aşamasına yaklaşmıştı ama sonra serviste düzeldi. 3 hafta sonra da taburcu oldu. Bu hastalıkla ilgili birçok hekim her gün bulaşıcılığı konusunda medyada insanları uyarıyor. Bunu bir de hastalığı yaşayanların ağzından duymamız daha uygun olacaktır. Toplum olarak izolasyon ve el hijyenine dikkat etmezsek bir facia ile karşı karşıya kalabiliriz. Bu nedenle sanki bir tek biz sağlıklıymışız herkes hastaymış gibi kendimizi, bütün insanlar sağlıklıymış sadece biz hastaymışız gibi de başkalarını koruyalım"