Halk TV çalışanı gazeteci Emin Çapa, gazeteci Enver Aysever'in, "Türkiye’de mısırdan şeker üreten çocuklarımızı kanser yapan firmanın, şeker fabrikalarını kapattıran ekran yüzü Emin, TÜSİAD’da başkan danışmanı" iddiasına yanıt verdi. Aysever'in iddialarından 'zırva' diye bahseden Çapa, "Şimdi, böyle bir işte 2 soru sorulur: 1) Bu paralar nerede? 2) Bu iş nasıl yapılmış?" diyerek açıklamada bulundu.
YouTube hesabından bir video paylaşan Aysever, “Emin Çapa TÜSİAD’ın danışmanı. Emin Çapa Cargill’in adamı. Türkiye’de mısırdan şeker üreten çocuklarımızı kanser yapan firmanın, şeker fabrikalarını kapattıran ekran yüzü Emin, TÜSİAD’da başkan danışmanı Emin. Kendi CV’sinde yazıyor. Siz de önünüze geleni muhalefet sanıyorsunuz. Mehmet Ali Çelebi’yi de çok seviyorduk, n'oldu?” dedi.
Daha sonra Emin Çapa’nın biyografisini okuyan Aysever “Bu arada üniversiteye girdiği yıl diyor. Hangi üniversiteyi bitirdiği belli değil. Erdoğan gibi onun da diploma var mı yok mu belli değil. TÜSİAD’cı birisi emek meselesinde neyi savunabilir” diye konuştu.
Çapa, Aysever'in iddialarıyla ilgili kamuoyuna yaptığı açıklamada, Aysever'in CNN Türk iddiasına da değinerek, "CNN Türk'e gelince ben rahatsız olmuşum". Muazzam Ego, sen geldiğinde ben yıllardır kanalın yöneticilerindendim. Ben istemesem olay çıkartır, o büyük torpiline rağmen kapıdan içeri girmeni engellerdim. İlgilenmedim bile, inanmazsan torpiline sor." ifadelerini kullandı.
Çapa şu açıklamaları yaptı:
"Sevgili dostlarım,"Radikal Ego", hakkımda bir karalama kampanyası yürütüyor. Şu ana kadar zerre ciddiye almadım. Ama görüyorum ki, bazı kafalarda sorular oluşuyor. Dolayısıyla, gene kendisini ciddiye almadan sizi ciddiye aldığım için bir açıklama yapmaya karar verdim.
Yok ben, "mısır şurubu lobisinin ekran yüzüymüşüm", "şeker fabrikalarını kapattırmışım", "insanlar benim yüzümden kanser olmuş" gibi insanın aklına hakaret zırva zırva açıklamalar.Şimdi, böyle bir işte 2 soru sorulur:1) Bu paralar nerede?2) Bu iş nasıl yapılmış?
1) Herhalde öyle ucuza "mısır şurubunun ekran yüzü" olacak değilim di mi? Nerede bu paralar? Hayatım ortada. Her gün beni metro ve belediye otobüsünde gören ve selam veren binlerce insanın tanıklık edeceği gibi İstanbul Kart'la dolanıyorum.
1) Herhalde öyle ucuza "mısır şurubunun ekran yüzü" olacak değilim di mi? Nerede bu paralar? Hayatım ortada. Her gün beni metro ve belediye otobüsünde gören ve selam veren binlerce insanın tanıklık edeceği gibi İstanbul Kart'la dolanıyorum.
Tedavi için hastaneye belediye otobüsüyle gidip, kalan 1.3 km yolu yürüyorum. Babamın cenazesini İzmit'e cenaze arabasıyla götürdüm, dönüşte bir dostumun arabası olmasa eşimle otobüse binecektik (ölene kadar unutmayacağım). Ve bunun nedeni yoksulluk değil, seçtiğim yaşam tarzı.
Beni tanıyan herkesin bildiği gibi ben hayatımı, kazandığım paranın sadece bana ait olmadığı fikriyle yaşıyorum. Ayrıntısı kimseyi ilgilendirmez. Ama ben "parayla satın alınamaz" olmayı seçtim. Bunu beni tanıyan ve benimle çalışan (patronlar dahil) herkes bilir."
Arkadaş hangi ekranda, "mısır şurubu lobisinin ekran yüzü olmuşum"? Hangi ekranda şeker fabrikaları kapatılsın demişim? Hangi sosyal medyada şekerle ilgili paylaşımlar yapmışım? Nerede gerçekleşmiş bu olay? Bir tek tweetten (yazacağım) amma büyük çıkarımlar.
İçinde şeker geçen tek yayınım, 2 bölümlük "Ah Şu Kilolar"dır. O da mısır şurubu dahil tüm şekerlerin uyuşturucu olduğunu anlatır. Orada çok değer verdiğim (yazıp bulaştırmayayım ilgisizce) bir hoca, "şeker beyinde, uyuşturucuyla aynı yerleri uyarır", yani bağımlılık yapar diyor
Onun dışında şekerle veya şeker şurubuyla ilgili yayınım olsa Radikal BenBenBen ve çumurcu işbirlikçileri olan Melih Gökçek, Ebabiller, iktidar trolleri bunu çoktan bulur ve ortalığa saçarlardı. Bulun ve saçın görelim.
Gelelim bana karşı kullanılan tek tweete. Bunu yazmak zorunda kaldığım için gerçekten acı çekiyorum. O insanların onurunu incitecek bir şey yazmadan basitçe anlatayım. Beni bunu yazmak zorunda bırakanlar da neye inanıyorlarsa ondan bulsunlar.
Bir tarım çekimi için Ödemiş-Tire taraflarına gittik. Herkesin bildiği gibi tarlalarda kadınlar çalışır, ama çiftçiler hep erkektir. Bir kadın çiftçiyle çekim yapmak istedim. Sonunda bulduk.
20 baş hayvanı, bir avuç toprağıyla iki çocuğunu "tek başına" üniversitede okutan, ilkokul terk, benden genç ve benden çok daha çökmüş bir kadın çıktı. Aslında herkesin bildiği çok zor bir mücadele.
İşte bu kadın Bin Çiftçi Bin Bereket projesine dahil olup destek almış. Ayrılırken bana, "siz şeyetseniz belki biraz daha destek verirler" dedi. (Aynen bu şekilde) Ben de şirketin adını geçirmeden (ki o ruh halimle, ona destek olmak için geçirebilirdim) o tweeti attım.
Hatta ilk saldırılardan sonra da silmedim. Ama bana saldırırken, utanmazca alakasız bir insanın yüzünü kapatmadan aynı tweet kullanılınca yıllar sonra geçenlerde kaldırdım.
Bu sırada babamın ölümüne giden süreç beklenmedik bir şekilde hızlandı, benim için hayat durdu, sonra da HalkTV'ye geçtim. Şimdi gelelim can alıcı soruya: Bu tweet dışında benim bir tek şeker şurubu vs ilişkimi gösterir misiniz?