Emine Ayna: Türkiye 25 özerk bölgeye ayrılmalı

Kars'ta HDP ve DBP il örgütlerinin düzenlediği, "Kürt Sorunu ve Çözüm Modelleri" konulu panelde DBP Eş Genel Başkanı Emine Ayna ve HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen de katıldı. Ayna, çözüm yöntemi olarak demokratik konfederalizmi işaret ederken 'Türkiye'nin 25 özerk bölgeye ayrılması gerektiğini' dedi.

ANF'de yer alan habere göre; Kars'ta HDP ve DBP il örgütleri, "Kürt Sorunu ve Çözüm Modelleri" konulu panel düzenledi. Panele, DBP Eş Genel Başkanı Emine Ayna ve HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen de katıldı.

 

Ayna: Devleti değişime zorlayan Kürtlerdir

 

DBP Eş Genel Başkanı Ayna ise, Türkiye'nin değişime zorlayanın Kürtler olduğunu söyledi. Gelinen noktada bu değişimin nasıl olması gerektiğini söyleme hakkına sahip olanın da Kürtler olduğuna vurgu yapan Ayna, şunları kaydetti: ''Türkiye'de bir başkanlık sistemi tartışması yürütülüyor, ama bunun nasıl olacağını, ne şekilde hayat bulacağını tartışmaya müsaade edilmiyor. Bizler tartışmaya açık olduğumuzu belirttik, ifade ediyoruz ama bu değişimi hayata geçirirken özünü kaybetmeden kamuflaj anlamında içi değişmeyen bir paketin sadece ambalajını değiştirecekler. Yani tek dil, tek millet resmi ideolojisinden uzaklaşmadan, ama Türkiye'deki sistemden rahatsız tüm kesimleri de 'Bakın değişiyoruz' diyerek, yanıltabileceğimiz bir modeli nasıl hayata geçirebiliriz diyorlar."

 

Demokratik konfedaralizm modeli

 

Demokratik özerkliğe de değinen Ayna, bu modelin ulusal ve siyasal taleplerini en iyi biçimde karşılayacak sistem olduğunu ifade etti. Ayna, şöyle devam etti: "Türkiye'nin 25 özerk bölgeye ayrılmasından söz ediyoruz, önerimiz bu yönde. Hala tartışıyoruz nasıl bir özerklik, eğer mevcut diğer ülkelerdeki özerklikler gibi olursa her bir özerk bölgede oluşacak olan yerel yönetimin ve yerel iktidarı bir devletmiş gibi halka yaklaşacaktır, halkın üzerinden egemenlik kurmaya çalışacaktır. Yine halk kendisiyle ilgili kararı kendisi veremeyecek, yine yönetimle halk arasında uçurum olacak, yine siyaseti yapan halk olmayacaktır. İşte o nokta da demokratik konfederal örgütlenme, demokratik konfederalizm modeli diyoruz. Diyoruz ki, siyaseti halk mı yapacak, siyasi parti mi? Meclis dediğimiz şey budur, siyasi partiler siyaseti yapma aracı olarak kalırsa o zaman siyasi partiler kendi aralarında bir iktidar mücadelesi yürütecekler. Ve kendi çıkarlarına, siyasi partisinin çıkarına göre o coğrafyadaki kaynakların nasıl üretileceğine, nasıl yönetileceğine o iktidar karar verecek. Burada halkın çıkarı yok sayılacak ve bizler bu duruma da kesinlikle karşı çıkıyoruz. İşte demokratik konfederalizm dediğimiz şey bunun karşısındaki bir ideal modeldir.''