Emine Erdoğan: Çevre krizini önlemek, bilimin olduğu kadar edebiyatın, felsefenin ve sanatın da vazifesidir

Emine Erdoğan: Çevre krizini önlemek, bilimin olduğu kadar edebiyatın, felsefenin ve sanatın da vazifesidir

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Geri Dönüşüm Çevre Teknolojileri ve Sıfır Atık Fuarı'nda yaptığı konuşmada, "Sıfır atık yönetim sisteminin 2023 yılına kadar tüm ülkede uygulamaya konulmasını sağlayarak, yıllık 20 milyar lira ekonomik kazanç, 100 bin kişiye istihdam ve yüzde 35 oranında geri kazanım bekliyoruz Doğal kaynakları tüketmeden, yarına aktarılabilir şekilde bırakmak ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek hepimiz için bir zarurettir" dedi. Erdoğan, "Çevre krizini önlemek, bilimin olduğu kadar edebiyatın, felsefenin ve sanatın da vazifesidir" ifadesini kullandı. 

İstanbul'da Geri Dönüşüm Çevre Teknolojileri ve Sıfır Atık Fuarı ile eş zamanlı Sıfır Atık Forumu düzenlendi. CNR Expo İstanbul Fuar Merkezi'ndeki foruma Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum da katıldı.

Burada konuşan Erdoğan, "Çevre bilinci, doğayı bir bütün olarak görmektir. Bu bakış açısında, ülkeler arasındaki sınırların hiçbir önemi yoktur. Kendi ülkemizin doğasını korumak istemek, aynı anda tüm dünyanın doğasını korumayı istemekle eştir. Kendi sınırlarımız içinde gerçekleştirdiğimiz geri dönüşümün, dünyanın her yerine nüfuz eden bir iyilik hareketi olduğunu biliyoruz.

Birbirimize karşı sorumluluklarımızın son derece arttığı bir dönemden geçiyoruz. İyi ya da kötü, attığımız her adım, etrafımızdaki yaşamı şekillendiriyor.  21. yüzyılın teknoloji alanındaki başarılarıyla övünürken, tüm dünyayı devasa bir vahşi depolama alanına dönüştürecek kadar çöp üretiyoruz. Bazen bakıyorum da, o kadar gereksiz paketlemeler yapılıyor ki. Yarım kiloluk bir gıdanın kendisinden kat be kat ağırlıkta paketinin olduğunu görüyoruz. Aslında hepsi bir kaynak israfı! Üretim yaparken, ürettiğimiz şeyin çevreye maliyetini iyi hesaplamamız gerekiyor. Size Japonya'nın sıfır atık kasabası Kamikatsu'dan örnek vermek istiyorum. Bu küçük kasaba, çöpünün % 80'ini geri dönüştürüyor. Sadece %20'si, depolama alanına gidiyor. Japonya ziyaretim sırasında görüştüğüm belediye başkanı, 2020'de %100 geri dönüşüm hedeflediklerini söyledi.  Kamikatsu'nun başarısının sırrı, yaşayan herkesin bu seferberliğe katılması. Çöplerini 45 kategoriye ayırıyorlar. Öyle ki, plastik şişeleri, plastik kategorisine koymadan önce, üzerindeki etiketi dahi söküyorlar.  Hulasa, tüm yönleriyle yaşam biçimlerimizi yeniden gözden geçirmek durumundayız." dedi.

"Miras bırakma iştiyakı olarak okuyoruz"

Erdoğan şöyle devam etti:

"2017'de Sıfır Atık Projesini başlattığımızda, ilk hedefimiz kamu kurumlarımızda çöpleri kaynağında ayrıştırmayı başarmaktı. Haziran 2017 tarihinden itibaren, 25.000 hizmet binasında sıfır atık sistemine geçtik. 

Sıfır Atık Yönetmeliği ile, 2020 yılının ilk yarısında tüm kamu kurumlarını sisteme entegre etmiş olacağız.  İkinci yarısında ise, 250 binden fazla nüfusu olan ilçe belediyeleri, organize sanayi bölgeleri gibi büyük ölçekli yerler, sıfır atık yönetim sistemine dahil edilmiş olacak. Topladığımız atık miktarını ve yürütülen diğer çalışmaları kayıt altına almak için Sıfır Atık Bilgi Sistemini devreye soktuk.  Bugüne kadar 22 bin 913 kurum ve kuruluş bu sisteme entegre oldu, veri girişi yapmaya başladı. Sıfır Atık Hareketinin, başladığı günden beri, yerel yönetimlerden, medyadan ve STK'lardan büyük destek görmesi bizi ziyadesiyle sevindiriyor. Bu seferberliği, herkesin yaşanabilir bir dünyayı miras bırakma iştiyakı olarak okuyoruz.  Sıfır atığın büyük bir değişim hareketi olduğuna inanıyorum.  Bildiğiniz gibi 1 Ocak 2019 itibariyle Türkiye'de plastik poşetleri ücretli hale getirdik. Ve ilk 8 ayda poşet tüketimi yüzde 78 oranında azaldı. Şimdi 2021'i hedefleyerek depozito uygulaması üzerinde titizlikle çalışıyoruz. Bu uygulama ile geri dönüşümde daha da büyük adımlar atıyor olacağız. Geçtiğimiz Haziran ayında, Sıfır Atık Projesinin bir diğer ayağı olan Sıfır Atık Mavi'yi yürürlüğe koyduk. Tüm yurtta deniz temizliği seferberliği başladı. Bu sayede 122 bin 193 metreküp deniz çöpü toplandı. Türkiye'nin önde gelen 760 kuruluşu "Sıfır Atık Mavi Sözü" vererek denizlerimizin kirlenmesinin engellenmesi için çalışma yapacağını taahhüt etti. "

"Doğal kaynakları tüketmeden, yarına aktarılabilir şekilde bırakmak zarurettir"

Emine Erdoğan, "Sıklıkla kullandığımız doğasever kelimesi aslında çok yanlış bir bakış açısına işaret ediyor. Yaşamın devamlılığı için gereklilik olan doğayı sevmek bir seçenek değildir. Doğa, içinde var olabildiğimiz evimizdir. Sanayi devrimi, insani doğanın karşısına egemenlik kuran bir efendi gibi konumlandırdı. Bu kibrin bilançosu, bugün tükenmiş kaynaklar ve doğayı kendi eliyle mahvetmiş bir insanlık olarak karşımızda duruyor. O nedenle ne doğayı sevmek, ne de yeşil ekonominin yollarını aramak iki seçenekten biri değildir. Tek yoldur. Doğal kaynakları tüketmeden, yarına aktarılabilir şekilde bırakmak ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek hepimiz için bir zarurettir.  İyi bir gelecek istiyorsak, yeşil ekonomiye geçişi en hızlı şekilde gerçekleştirmemiz lazım. Bu, sosyal, çevresel, ekonomik kalkınma ve yoksulluğun azaltılması bakımından da çok önemlidir. Yeşil bir ekonomiyle gelir ve istihdamı arttırabiliriz. Temiz suya ve enerjiye erişimi iyileştirebiliriz. Atıkların ve karbon salınımının azaltılması, biyolojik çeşitliliğin ve ekosistemlerin koruması mümkün olabilir.  Biz sıfır atık yönetim sisteminin 2023 yılına kadar tüm ülkede uygulamaya konulmasını sağlayarak, yıllık 20 milyar lira ekonomik kazanç, 100 bin kişiye istihdam ve yüzde 35 oranında geri kazanım bekliyoruz." ifadelerini kullandı.

"Ortak miras"

Erdoğan, "Tabiatla kopardığımız bağları onarmak için, bilim ürettiğimiz kadar hayat bilgisi de üretmeliyiz.  Çevre krizini önlemek, bilimin olduğu kadar edebiyatın, felsefenin ve sanatın da vazifesidir. Bilim bize karbon ayak izi bırakmanın zararlarını anlatırken, felsefe hayatın anlamını, edebiyat ise ruhun yücelmesinin ancak sadelikle başarılabileceğini anlatır. İnsanlar olarak bu sentezi içselleştirdiğimiz oranda davranışlarımız daha latif hale gelir. O nedenle çevre krizini yönetmede, beşeri bilimlerin de önemli bir rolü olduğunu unutmamalıyız. Yeryüzü sofrasında bize sunulanlar, insanlığın ortak mirasıdır. Bugün içtiğimiz sudan tutun, soluduğumuz havaya kadar her şeyi henüz doğmamış çocuklarla paylaşıyoruz.  Yalnızca ihtiyacımız kadarını almak ve aldığımızı çoğaltarak geri koymak evrensel bir sorumluluktur.  Bu hatırlatma ile sözlerime son vermek istiyorum. Geri dönüşüm, çevre teknolojileri ve sıfır atık fuarının çıktılarının, dünyanın parlak geleceğine katkı sağlamasını temenni ediyorum." şeklinde konuştu.

Tahta kaşık oydular

Programın ardından Emine Erdoğan ve Bakan Murat Kurum stantları gezdi. Erdoğan ve Kurum tahtadan mutfak gereçlerinin yapıldığı stantta tahta kaşık oydu.