Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, 2. Sıfır Atık Zirvesi’nde konuştu. Emine Erdoğan, sektör temsilcilerine seslenerek, "Ürettiğimiz her ürünün çevreye olan maliyetini hesap edelim" dedi.
Erdoğan, "Kullan-at, giy-at diye büyük bir başarı gibi sunulan yaşam tarzlarının aslında ne kadar ilkel olduğunun acilen fark edilmesi lazım. Bireyler olarak üzerimize düşüne yapmamız gerekiyor. Bu noktada Dünya Koruma Vakfı’nın başlattığı atık azaltma girişimini gönülden tebrik ediyorum. Kampanyaya dahil olan bütün sektör temsilcilerini de kutluyorum. Kullanıp hemen atmamak, yeniden kullanmak, uzun süre giymek, yeniden kazanmamız gereken reflekslerdir. Tekstil, dünyayı en çok kirleten endüstrilerden ikinci sırada yer alıyor" dedi.
Erdoğan, "Tekstil üretimi dünyada son 15 yılda iki katına ulaşmış durumdadır. Çözülebilir maddelerden üretilmeyen tekstil ürünleri doğada 200 seneye kadar kalıyor. Bir kot pantolonun üretilmesi sonucunda 128 kilometrelik araba yolculuğunda oluşan gaz salınımı ortaya çıkıyor. Düşünebiliyor musunuz? Bir adet pamuklu gömleğin üretimi için 2700 litre su kullanılıyor. Su tasarrufu yalnızca banyoda ya da bulaşık yıkarken suyu ziyan etmemek değildir. Kullandığımız her ürünün kullanımında yapılan su miktarı da tasarruf kategorisinde değerlendirilmelidir. Dolayısıyla hızlı moda anlayışı yerine hayat biçimimizle özdeşleşmiş uzun ömürlü kıyafetlere dönüşü artık başlatmalıyız" diye konuştu.
Erdoğan, "Yine bizlere küçük bir ayrıntı olarak görülen ve boyutlarını tam olarak anlayamadığımız atık türü de maalesef ambalaj atıkları. Bir istatistiğe göre, 2017 yılında sadece plastik ambalaj atığı 3 milyon tonun üzerindeydi. Toplam ambalaj atığı ise 8,5 milyonu aştı. Bu süslü ambalajlar adeta koyun postuna bürünmüş kurt misali çevremiz için sinsi bir tehdittir" ifadesini kullandı.
Emine Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Cemil Meriç’in bir sözü var, “İnsanlar sevilmek için yaratılmıştır, eşyalar kullanılmak için. Dünyadaki kaosun nedeni eşyaların sevilmeleri ve insanların kullanılmalarıdır” Tüm dünya olarak özden uzaklaşmış olmanın etkilerini hediyeleşmelerimizde bile yaşar hale geldik. Amacımız gönül yapmakken kendinden kat be kat büyük paketlere sardığımız hediyeler bile eşya karşısında büyülendiğimizi acı biçimde gösteriyor. Bütün sektör temsilcilerimize seslenmek istiyorum; lütfen ürettiğimiz her ürünün çevreye olan maliyetini ince ince hesap edelim. Paketlemeden önce buna gerek var mı diye düşünelim. İnanıyorum ki projeyi başlattığımız günden beri aldığımız yeni farkındalıklar katlanarak artacaktır.
25 bin kamu kurumunda sıfır atığa geçme hedefimizi iki ay önceden yakaladık. Vakıflarımız ardı ardına güzel projelerle destek veriyorlar. Geçtiğimiz haziran ayında sıfır atık projesini hayata geçirdik, deniz temizliği yaptık. Türkiye’nin önde gelen 760 kuruluş ‘Sıfır Atık, Mavi Su’ projesinde çalışacağına söz verdi. Çevre ve Şehircilik ve Millî Eğitim bakanlıklarımız çocuklara çevre eğitimi vermeye devam ediyor. Çocuklara yönelik programlar yapılıyor. 2020 yılında da bütün belediyelerimizde sıfır atık projesinin hayata geçmesini hedefliyoruz."