T24 - CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, AKP’nin izlediği Suriye politikasını sert sözlerle eleştirerek, “Türkiye Cumhuriyeti Amerika’nın mektup ve mesajlarının temize çekme aparatı mıdır? Ortadoğu’daki postacıbaşı mıdır, Türkiye Amerika’nın emir eri midir diye soruyoruz” dedi. Tarhan, “Türkiye’nin Şam konusundaki yol haritası nedir, bölge yeniden bir sorunlar yumağı haline getirilmek mi isteniyor, Türkiye komşusu ile bir sıcak çatışma ortamına mı çekilecek, bunun endişesini yaşıyoruz. Bu sorunların yanıtını bekliyoruz” dedi. CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında gündemdeki konuları değerlendirdi. 'HUKUKÇU İÇİN FACİAYDI ORTAM' CHP’nin tutuklu vekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal’ın duruşmasını izlemek üzere dün Silivri’ye giden ve oradaki izlenimlerini aktaran Tarhan, “Bir hukukçu için faciaydı ortam. Çok hüzünlendim, hüzün vericiydi ortam” dedi. Haberal’ın sağlık nedenleriyle duruşmaya katılmadığını, kendisiyle cezaevinde görüştüklerini belirten Tarhan, “Sayın Balbay ile duruşma arasında görüştük” dedi. 'HABERAL’IN 3 DAKİKADA ANİ ÖLÜM RİSKİ TAŞIYAN HASTALIĞI VAR' Haberal’ın sağlık durumunun iyi olmadığını ifade eden Tarhan, şöyle dedi:“Muntazam ve monitörde takip edilmesi gereken bir hastalığı var. Neredeyse 3 dakikada ani ölüm riski taşıyan bir hastalığı var. Ancak cezaevine en az 15-20 dakikada bir ambulansın ulaşabilmesi söz konusu. O yüzden gerçekten bir risk altında. Stres sağlığını olumsuz etkiliyor. Bence bu anlamda orada bir insanlık suçu işlenmekte.” Balbay’ın dün doğum günü olduğunu hatırlatan Tarhan, “Oldukça duygusal anlar yaşandı. Mesajını sizlere ve kamuoyuna iletmek isterim. CHP milletvekili olmaktan duyduğu onuru bizimle paylaştı. Gayet iyi kendisi. Yargılama sürecinin bir işkenceye dönüştüğünden söz etti, ben de katılıyorum” dedi. 'İSTENİLEN SERT TEDBİRLER NEDİR?' Dışişleri Bakanı’nın Şam ziyareti öncesi önemli telefon ve ziyaret trafiği yaşandığını belirten Tarhan, ABD Dışişleri Bakanı Clinton’ın, Davutoğlu’nu önceki gün telefonla arayarak mesaj ilettiğini basından öğrendiklerini söyledi. Daha sonra Türkiye Masası Şefi Hoff’un Türkiye’ye gelerek Dışişleri Bakanlığı yetkilileri ile görüştüğüne işaret eden Tarhan, “ABD temsilcisi Türkiye’den sert tedbirler alınması için Esad’a baskı yapın talebini iletmiş. Hükümete sormak gerekiyor. İstenilen sert tedbirler nedir?” diye sordu. 'TÜRKİYE’NİN ŞAM KONUSUNDAKİ YOL HARİTASI NEDİR?' Hükümetin izlediği politikayı eleştiren Tarhan, şu soruları yöneltti: “Türkiye’nin Şam konusundaki yol haritası nedir, bölge yeniden bir sorunlar yumağı haline getirilmek mi isteniyor, Türkiye komşusu ile bir sıcak çatışma ortamına mı çekilecek, bunun endişesini yaşıyoruz. Bu sorunların yanıtını bekliyoruz.” 'TÜRKİYE AMERİKA’NIN MEKTUP VE MESAJLARININ TEMİZE ÇEKME APARATI MI?' ABD Dışişleri Bakanı’nın, “Esad’a siz baskı yapın” demesini çok manidar bulduklarına işaret eden Tarhan, şöyle dedi: “Emperyalizme karşı verdiği mücadele ile bu bölgede bir bayrak olmuş Türkiye Cumhuriyeti, bir örnek teşkil etmiş. ABD’nin Ortadoğudaki bir maşası olma yolunda mıdır diye bir endişemiz var. ‘Neden baskı yapmıyorsunuz’ söylemini böyle değerlendiriyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Amerika’nın mektup ve mesajlarının temize çekme aparatı mıdır, diye soruyoruz. Ortadoğu’daki postacıbaşı mıdır, Türkiye Amerika’nın emir eri midir diye soruyoruz, değildir bizim için. Muhalefete Suriye ile ilgili özel bilgiler verilmesi gerektiğini düşünüyoruz.” BAŞBAKAN’I ELEŞTİRDİ Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Suriye bizim iç meselemiz” sözlerini de eleştiren Tarhan, "Bunun altında yatan nedenlerin çok dikkatli tahlil edilmesi gerekiyor. Suriye neden bizim iç meselemiz olsun. Bu söylemin altının hükümet tarafından doldurulması gerekiyor. Muhalefet bilgilendirilmeli" dedi. 'YENİ DOLAYLI VERGİLERE VE YENİ ZAMLARA HAZIR OLMALIYIZ' Ekonomide olumsuz gelişmeler olduğuna dikkat çeken Tarhan, “Sayın Başbakan kriz bu defa teğet bile geçmeyecek demişti, oysa bu teğet geçme değil tam ortasından sanki ekonomi delinmiş gibi gözüküyor. Tehlike sinyalleri çalarken hükümet ne tedbirleri aldı bunu da bilmiyoruz. Günlük tedbirlerle ekonominin düzelemeyeceği kanaatindeyiz. Anlaşılan yeni dolaylı vergilere ve yeni zamlara hazır olmalıyız diye düşünüyoruz” dedi. SORULAR Bir basın mensubunun, “Haberal ve Balbay’ın serbest kalacağına yönelik AKP ile yapılan görüşmelerde anlaşma sağlandığı yönünde iddialar var, ne diyorsunuz” sorusuna Tarhan, “Kesinlikle hayırdan öte bir şey söyleyemeyeceğim buna” dedi. “Silivri’de hava nasıldı, çıkabileceklerini düşünüyorlar mı, umutlular mı?” sorusuna da Tarhan, “Her zaman umutlular, umut tükenmiyor” dedi AKP İLE İMZALANAN MUTABAKAT METNİ “AKP ile imzalanan uzlaşma metninin CHP havada mı kaldığına mı inanıyor?” sorusuna da Tarhan, şöyle dedi: “Meclis’in açılmasının bu mutabakat metninin işlerlik kazanması için bir fırsat olacağını düşünüyoruz. Henüz atılan imzaların karşılığını bulamadık, ancak Meclis’in açılmasının bir fırsat olacağını düşünüyoruz.”
Bir basın mensubunun, “Özel yetkili mahkemeleri eleştiriyorsunuz ancak yasa çıkınca CHP itiraz etmedi, özeleştiri yapıyor musunuz?” sorusuna Tarhan, “Kesinlikle özeleştiride bulunmuyorum. Çünkü her zaman önüne özel konulmuş her türlü yapının demokrasiye aykırı olduğunu düşünüyorum. Hiçbir zaman onaylamadık” dedi. TUTUKLULUK SÜRESİ Bir basın mensubunun, “Tutukluluk süresine yönelik çalışmanız ne aşamada?” sorusuna Tarhan, bu çalışmanın salt tutukluluk süresine ilişkin bir çalışma olmadığını belirterek, bir paket olduğunu söyledi. Tutukluluk süresinden adli kontrol sisteminin uygulanmasına ve başka konulara yönelik bir çalışma olduğunu ifade eden Tarhan, bu paketle ilgili çalışmaların sürdüğünü, Meclis açıldığında bu detayların görüleceğine dikkat çekti. “Üst sınır nedir?” sorusuna ise Tarhan, “Geçen dönem bir teklif verdik. AİHM uygulamaları 3 yıl olarak, somut olaya göre ayrıca bir değerlendirme yapmak gerekiyor diyor ama ortalamaya baktığımızda 3-4 yıl gibi bir değerlendirme yapıyor. Biz de o bağlamda yapıyoruz değerlendirmemizi. Ancak tamamlanmış değil, bir paket olduğu için” dedi. 'DENİZ FENERİ KARA KUTU' “Deniz Feneri’nin savcılarının değiştiğine yönelik bir takım haberler duyarsanız şaşırır mısınız?” sorusuna Tarhan, “Bizim için sürpriz olmaz. Deniz Feneri iktidarın kara kutusu. Dosyanın içinde birtakım iktidar odaklarını rahatsız edecek gelişmeler ve unsurlar olduğunu görüyorum. O nedenle kapatılması için gereken her şey yapılacaktır. Yargılama sürerken soruşturmalara müdahale ediliyor” dedi. “Yargı ikiye mi bölündü?” sorusuna da Tarhan, “Anayasa değişikliği ile yargı iktidarın yan kuruluşu haline geldi. Buna direnebilen yargıçlar cezasız bırakılmamakta. Parti devleti yaratılmasının en önemli aracıdır bir parti yargısı yaratmak, bugün yaşadığımız bunlardır” dedi. Cumhurbaşkanı’nın görev süresi ile ilgili soruya da Tarhan, dünya uygulamalarını incelediklerini, bu konuda farklı görüşlerin olduğunu belirterek, “O görüşleri değerlendireceğiz ve zamanı geldiğinde açıklamamızı yapacağız” dedi.