T24- Beyoğlu'nda, 1 Mayıs 2009'da iki göstericinin polislerce dövülmesi sonrası açılan işkence davasında mahkeme, emniyetten o güne ait, ilçe emniyet müdürlüğünün bulunduğu sokak ve diğer sokak başlarındaki MOBESE kayıtlarını, emniyetin giriş-çıkış ve katları gösteren kamera kayıtlarını istedi. Ancak, emniyet "görüntüler elimizde yok" dedi.İsmail Saymaz'ın Radikal gazetesinde yayımlanan (18 Mart 2011) haberi şöyle:
Mahkemenin görüntüleri istemesi üzerine emniyetten gelen yanıtta, “Elimizde yalnızca bir hafta 10 gün öncesine ait görüntüler” var dendi. Böylece emniyetin kendi sokağına, giriş çıkışlarına ve katlarına ait görüntüleri bile saklamadığı anlaşıldı. Mahkeme de emniyete, “Neden saklamayıp imha ettiniz?” diye sordu. Halen yanıt bekleniyor.
Sokak arasında dayak
İki yıl önceki 1 Mayıs’ta Taksim’e çıkmak isteyen bir grup Tarlabaşı’ndaki Alhatun Sokağı’nda polisle karşı karşıya gelmişti. Öztürk Aladağ adlı gencin maskeli polislerce yere yatırılıp tekmeler, yumruklar ve coplarla dövüldüğünü ve götürüldüğü amatör bir kamerayla bir kişi tarafından görüntülendi. Ardından, iddiasına göre, Beyoğlu Emniyeti’nde de dövülmüş, üzerine su dökülmüştü.
Gözaltı delili fotoğraf
Aynı sokakta gözaltına alınan bir diğer kişi 22 yaşındaki Naciye Kaplan’dı. Kaplan, sokakta, araçta ve emniyette dövüldüğünü ve hakarete uğradığını ileri sürdü. Elinde, gözaltına alındığına dair bir gazete fotoğrafı vardı. Fakat her iki gencin emniyette kaydı yoktu. Teşhisler üzerine beş polise ‘işkence ve kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmak’ iddiasıyla 26 yıla dek hapis istemiyle dava açıldı. Dönemin Emniyet Müdür Yardımcısı Çevik Kuvvet Şube Müdürü Gökhan Özsavaş’ın da ‘işkencenin ihmali surette işlenmesi’ iddiasıyla yargılama kapısı açıldı.
Özsavaş, o saatte Beyoğlu’nda bulunmasa bile, ‘kendi yükümlülüğündeki işlem sırasında işkence yapıldığını öngörmesine rağmen engellemeyerek işkenceye rıza gösterdiği’ iddiasıyla suçlanıyor. Daha önce bu nedenle bir kamu görevlisi hakkında dava açılmamış, açılan bu davayı da Radikal gazetesi ‘Görmesen de sorumlusun’ başlığıyla 26 Kasım 2010 günü manşetine taşımıştı.
Beyoğlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden bu davanın ilk duruşması, 2 Aralık 2010’da görülmüştü. Bu duruşmada heyet, Beyoğlu Emniyet Müdürlüğü’nden, “1 Mayıs 2009 tarihli ilçe emniyet müdürlüğü dahil sokak başlarındaki MOBESE kayıtları ve emniyete giriş çıkış ve katları gösteren kamera kayıtlarının istenmesine” karar verdi. Beyoğlu Emniyeti’nin yanıtı, 17 Şubat 2011’deki ikinci duruşmaya ulaştı.
İmha nedeni ne?
Emniyetten verilen yanıtta, “Bir hafta-10 gün itibariyle geriye dönük kayıt bulunduğu ve o tarih itibariyle ellerinde kayıt olmadığı” ifade edildi. Davaya bakan Beyoğlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti, bu yanıtla yetinmedi. İkinci celsede emniyete yeniden müzekkere yazıldı.
Müzekkerede, “MOBESE kameralarınca kaydedilen görüntülerin belirli bir süre saklandıktan sonra imha edilmesinin nedeni” soruldu. Yanıt henüz ulaşmadı.
Teknik yetersizlik
Radikal’in ulaştığı emniyet yetkilileri, Türkiye’de MOBESE üreten birkaç firmanın bulunduğunu belirtti. Yetkililer bu konuda teknik yetersizlikler yaşandığını belirterek kaydedilen görüntülerin sürekli olarak ve uzun süreli depolanmasının mümkün olmadığını ifade ettiler. Emniyet yetkilelerinin verdiği bilgiye göre MOBESE’ler en çok 10 gün veya iki haftalık kayıt yapılabiliyor. Çok önemli olaylar dışında görüntülerin üzerine bu süreden sonra tekrar kayıt yapılıyor.